❄ FİNAL PART II ❄

1.7K 177 84
                                    

Asperatus'un bedeninden kızgın yağ misali kayan Mary, avına doğru sinsice yaklaştı. Dilini keskin dişleri üzerinde gezdirdi ve şeytani bir şekilde gülümsedi.

"Tik, tak, Oyuncu. Şimdi oyun zamanı."

İşte o vakit Mary, gırtlağından gelen gıcık bir sesle Consol'a doğru hızla saldırdı. Yüz hatları gerilmiş, gözleri kocaman açılmış, neredeyse ağzı ayrılacak gibi olmuştu.

Consol adeta çılgına döndü ve genç kadına doğru keskin bir manevra yaptı. Pençeleri çıkmış, sivri dişi tıpkı az önce Asperatus'a saldırdığı gibi gözler önüne serilmişti. Geniş cüssesi, her sıçrayışında Mary'i kıskacına alıyordu.

"Öldüreceğim seni!" Diyerek kükredi Consol. Mehir'in ölümünü halen kabullenememiş, öfke kusuyordu. Öfkesinin hedefi ise, Mehir'in bedeni bir kukla gibi kullanan Mary'di.

Mary kahkahalar atarak Consol'un etrafında dolandı. Bir yandan konuşuyor, bir yandan da saldıracağı anı kolluyordu.

"Venatus'un ne kadar çekilmez bir ölüm perisi olduğunu biliyor muydun Oyuncu?"

Consol kaşlarını çattı. Bu kadın neden bahsediyordu böyle.

"Onunda ruhunu tükettiğimi düşünecek olursak, bu aslında üzerinde fazla durulması gereken bir konu olmuyor. O kadın gerçekten herkese karşı fazla iyiydi."

"Neden söz ediyorsun?"

Mary tısladı. "Kötülerle dolu bir evrende, iyi olmak ne kadar iğrenç bir durum bilir misin?" Sesi sonlara doğru nefretle kısılmıştı. "Üstelik onu sizlerden delicesine korumaya çalışırken."

Consol kaşlarını çatarken Mary sinsice bir kez daha saldırdı fakat başarılı olamadı.

"Mehir'in katilisin sen! Ben onu aptal insanoğlundan uzak tutmaya çalıştıkça yaklaştın ona! Sen ve aptal insanlar kehanetin gerçekleşmemesi için elinizden geleni yaptınız! Onu diğer yarısına düşman ettiniz!"

Vahşice saldırmıştı. "Ona değer hissini aşıladın. Onu sen yok ettin!"

Ağzı yırtılırcasına saldırıya geçen kadını pençeleri ile geri çekti Consol. Mary deliye dönmüştü.

"Ölümü ne kadar acı doluydu biliyor musun? Senin için ölürken ne kadar canı yandı bir fikrin var mı?"

Consol bedenini, genç kadının hamlelerinden kurtardı. 

"Sen de öyle öleceksin." Sözleri korkunç derecede kısık çıkmıştı. Sakinliği tüyleri diken diken ediyor, ürpertiyordu. Ağır hareketleri avını sessizce izleyen bir yılandan farksızdı. Mary ölümcül bir darbe atacaktı.

Beklediği gibi de oldu. Genç kadın tıpkı bir piton gibi Consol'un bedenine irileşerek sarıldı ve onu kıskacına alıp boğmaya başladı. Consol çırpınıyor, ölümden kurtulmak için Mary'nin çürümüş bedenine pençelerini bastırıyordu. Boğuşma şiddetlendi ve Consol, boynunu güçlükle yukarı doğru kaldırdı. Mary, sandığından çok daha güçlüydü. Fakat pes etmiyor, direniyordu.

"Onu sevdim!" Diyerek haykırmıştı genç adam. Fakat bu sözler Mary için hiçbir şey ifade etmiyordu. Çünkü genç kadın için söylenmemesi gereken asıl sözlerdi bunlar.

"İşte tam da bu yüzden ölümü hak ediyorsun."

Duygusuz ve İsimsiz'in hedefe doğru kitlediği kurşunlar ve oklar genç kadında hiçbir etkiye sebep olmuyordu. Onu öldürmek gittikçe imkansızlaşıyor, içinden çıkmayacakları bir duruma doğru dönüşüyordu. Kendi canlarından çok daha fazla değer verdikleri Oyuncu, ikisinin de gözleri önünde ölüyordu.

Asperatus Nevm ✓Where stories live. Discover now