❄ 53. BÖLÜM ❄

1.6K 213 20
                                    

"Tanıma başlatıldı. Kimlik onaylanıyor. Geçmiş tarandı. Tanıma işlemi başarıyla tamamlandı."

Yeşil gözlerini ekrandan çekmedi. O sırada tok bir ses daha duyulmuştu. Sıkıntı içerisinde, tuttuğu nefesi verdi. Bakışlarını önünden çekmese de etrafın kilitlendiğini anlamıştı. Karanlık içeriye düştü önce ve bir ses daha kulaklarını doldurdu. İşte o anda tıpkı az önce olduğu gibi, oyun masasından devasa bir evren doğdu. Normalde bu güzelliğe karşı büyülenmesi gerekiyordu fakat şu anda hissettiği duygu karmaşası etrafı seçemeyecek ya da algılayamayacak kadar umursamaz bir tavırda sayıyordu.

"Kilitleme işlemi başlatılıyor. Zeka seviyesi sıfırlandı. Nebula, kilit için hazır. Kilitleme işlemi başarıyla tamamlandı."

Dönen başını tutma gereği duymadan gözlerini kapadı, Mehir. Şuraya bir yere düşüp bayılsa bulunduğu durumdan daha iyi olacaktı. İçerisinde barındırdığı kasvet, yavaş yavaş büyüdü ve midesi ufak sarsıntılarla bulandı. Gözlerini ani bir şekilde açtığında nefes nefese uyanmış gibiydi. Panik yapmadan başını etrafında gezdirdi. Uzay boşluğunda süzülüyor gibiydi. Yer çekimine meydan okuyan bedeni acılarını oradan oraya sürüklüyordu.

Nefes aldı.

"Melusine Dönencesi'ne hoş geldiniz."

Duyduğu sese alayla karışık, acı acı güldü. Kullandıkları hoş sözcükler, kimsenin paniğini ya da acısını azaltmıyordu. Aksine, karanlığın üstüne örtünen aydınlığını param parça ediyordu. Ufak umutlar, bu zelzelede kırıntılara dönüşürken geriye sadece üzüntü ve ölüm korkusu kalıyordu.

"Tek bir soru sorulacak. Cevabın doğruluğu ve yanlışlığının bir önemi yok. Daha inandırıcı olanının kilidi çözülür. Başarılar."

Bu sözcükleri ne Mehir ne de Arden kale aldı. İkisi de az sonra olacakları düşünemeyecek kadar acı çekiyordu. Tek istedikleri ya ölmek ya da bu distopyanın acı gerçeklerinden kaçmaktı. Asperatus üzerilerine öyle bir kurulmuştu ki, Dünya'nın bir çıkışı olmadığı, gerçekleşen her bir kayıpta yüzlerine tokat misali indiriyordu.

Bu gezegen kan kokuyordu.

Bu gezegen ölüm kokuyordu.

Bu gezegen sessiz çığlıklarını, ölümün ve kanın ardına saklıyordu.

"Sorunuz taranıyor." Tiz ses bir süre bekledikten sonra devam etti. "Soru tarandı." Yükselen nefes seslerine eşlik eden bir çan sesi duyulduğunda gözlerini kapadı iki genç. Kaderlerini belirleyecek olan o soru kulaklarını çoktan istila etmişti.

"Bir ağaç yıllarca boy gösteriyor. Adı aşk. Günler günleri kovalarken ağacın kuru dalları budanıyor. Budanan yere yeni bir duygu aşılanıyor. Çaresizlik. Yıllar birbirini kovalayıp bu ağaç, iki duyguya birden asıldığında, ufak bir teraziye dönüşüyor." Soruyu soran Melusine biraz durakladı. "Dengeyi bozup bütünlüğü kazanacak olan duygu, hangisidir?"

Melusine'nin tiz sesinin mayhoş yankısı ortadan kaybolduğunda önce Arden tuttu nefesini. Hemen arkasından ise Mehir. Kendilerini izleyen arkadaşları da soru karşısında oldukça şaşkındı. Tam da şu anda, bulundukları durumda sorulacak soruyu bulmuşlardı. Bir tür, sınama gibi bir şey olmalıydı...

Sinirle güldü, Mehir. Ellerini saçlarından geçirip gözlerini kaparken kahkaha atma isteği ile dolmuştu. Evet. Asperatus, kesinlikle duyguları ile dalga geçiyordu. İlk cevabı verecek olan kişinin Arden olmasına aldırmadan alayla soruyu cevapladı.

"Saçma. Aşk da bir tür çaresizlik. Dolayısı ile baskın gelen duygu da çaresizliktir."

Mehir'in cümlesi son bulmadan, önündeki çoğu gezegen yok olup devasa bir kara delik meydana gelmişti. Genç kız ağzından, sinir dolu bir 'hah' çıkmasına engel olamadı. Gözlerini kamaştıran ışığın etkisi kara delik ile yokmuştu. Nefes aldı ve gözlerinin içine bakan Arden ile sakinleşmeye çalıştı.

Asperatus Nevm ✓Where stories live. Discover now