❄ 8. BÖLÜM ❄

3.4K 351 59
                                    

"Kızın mührünün kalbinde yer almasını deftere bağlıyorum. Asperatus onu seçilmeyenlerin arasından seçtiyse mutlaka büyük bir sebebi vardır. Ben bu sebebi bulmakla uğraşırken sen de insanlara olan nefretini bir süreliğine bırakıp o kıza göz kulak olacaksın."

General kaşlarını çatıp başını iki yana salladı.

"Şu aptal Yalancı Asperatuslar...  Bildiklerini de kimse ile paylaşmazlar ki."

General kurduğu cümleden sonra başını Oyuncu'ya çevirdi. Ancak eğitmen evrenden bir haber bir baş hareketi ile cevap verdi. Oldukça düşünceli görünüyordu. General sinirlendi. Bu duruma daha fazla göz yummayı düşünmeden Oyuncu'ya çıkıştı. 

"Oyuncu!"

Koridordaki ses yükselip taş duvarları esir alırken birkaç kişi başını generale çevirdi ve meraklı gözlerle neler olduğunu incelemeye başladı. Durumu fark eden general dişlerini sıkarak derin bir nefes aldı ve Oyuncu'ya yaklaşarak kısık sesle düşüncelerini esir aldı. Onun, şu yeni kızdan etkilendiğini fark edecek kadar yaşamış ve görmüştü. Yine de karşısındaki kaşları çatık adamı daha fazla sinirlendirmemek adına usulca konuştu.

"Aşağı in ve grubuna askerlerini seç. Bir ay sonra arenalardaki çalışmalar son bulur ve yarışmalar başlar. O zamana kadar onları yenilmez birer Oyuncu'ya dönüştürmeni istiyorum. Rakibine karşı oynadığın oyun ile bu seneki şampiyon sen olabilir ve defterinin sahibi olabilirsin. O eline geçerse neler yapabileceğini düşün. Bu sebeple aklında ne varsa uzaklaştır ve işine odaklan. Bu yüzyıl da İsimsiz kazanırsa..."

General imalı cümlesinin devamını getirmedi ve Oyuncu'ya tek kaşını kaldırarak gözlerindeki olayları anlattı. Ardından da ayakları üzerinde döndü. Koridoru terk ederken Oyuncu'dan önce büyük salona inmişti.

Oyuncu ise aklındaki kızın hayali ile olduğu yerde kalakalmıştı. Onu kendine çeken neydi bilmiyordu ama büyüleyici bir güzelliğinin olduğu kesindi. Sesini bile duymadan karşısındaki kıza ilgi mi duymuştu? Adını dahi öğrenemediği bir kız, kendisi ile göz teması kurmayan, onu görmezden gelen, bir hiçmiş gibi davranan kıza...

Ah, hadi ama dostum. Ergenler gibi davranmaktan vazgeç. Sorunlu bir ufaklık daha işte. Hem ilgi çekici de değil. Ne zaman kızlara bu kadar düşkün olur oldun sen?

İçindeki sesin dediklerine gülümserken çatık kaşları yavaşça indi ve iç sesini haklı bularak kafasını sallayıp salona indi. Alt tarafı bir veletti işte. 

Etkilenmedin adamım. Göz yanılmasıydı o.

Düşüncelerinden sıyrılıp aşağı indiğinde her zamanki gibi insanların karşısında tir tir titrediği korkutucu maskesini yüzüne indirdi ve içeri adımını atmaya başladı. İsimsiz ve Kuralcı çoktan yerlerini almış salondaki öğrencileri inceliyordu. Hangisini grubuma alsam bakışıydı bu aç bakışlar fakat bir gerçekte vardı ki önce her biri, mührünü göstermek zorundaydı. Sonuçta yetenekli olmasalar Asperatus onları asla seçmezdi. 

İsimsiz, diğer eğitmenlerin aksine en sevecen olanlarıydı. Takımındakiler ile sanki kırk yıllık arkadaşmışcasına anlaşır ve yeri geldiğinde her birinin dertlerini dinlerdi. Oyuncu'ya nazaran fazla iyi kalpliydi ve onun aksine insanları seviyordu. Kumral saçlarının arasındaki mavi ışıltılar doğuştan kazandığı bir özellikti ve bu onu inanılmaz bir şekilde yenilmez kılıyordu. Gözleri de fantastik bir figürü anlatırcasına yeşilliklerinin arasında cayır cayır yanan kırmızı halkalara sahipti. Uzaktan bakıldığı zaman şu eski zaman hikayelerinde anlatılan vampirlere benziyordu. Üzerindeki beyaz takım kıyafeti ise eskimeyen bir gelenekti onun için. Barışcıl görünen ama ters köşe yapan bir adamdı, İsimsiz.

Asperatus Nevm ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin