❄ 24. BÖLÜM ❄

2.4K 273 11
                                    

Nolan, içerideki aklı da küçük kızların çenesizliğine daha fazla tahammül edemeyip etrafa bakındı. Zaten çoğu oda birbirinin aynıydı. Duvar kenarında gözlerini dolaştırdığında, yonganın altındaki bedenin Nehir'e ait olduğuna kalıbını basabilirdi. Bu şekilde uyuyabilen ya da uyuduğunu zannettiren bir kişi varsa, o da şüphesiz arkadaşıydı.

"Hey! Ne yaptığını sanıyorsun?"

Yatağın yanına doğru yürümeye çalışacağı sırada arkasından seslenen düz göğüsün çenesizliği yüzünden bir süre bile duraklamadan ilerlemeye başladı fakat yanındakinin konuşması üzerine başını Nehir'den daha kısa olan sarıya çevirdi.

"Odamızdan defolup gitsene ya..."

Bücürün kurduğu cümlelere aldırmadan başını çevirdi ve ilerlemeye devam etti. Yanına geldiğinde seslenmeden arkadaşının üzerindeki yorganı çekti ve uyanıp uyanmamasını takmayarak kolundan tuttuğu gibi çekiştirmeye başladı.

Yarım yamalak uykusundan edilmenin verdiği sinirle ne yapacağını bilemeyen Mehir daha fazla dayanamayarak patladı. Bir yandan çekiştiriliyor, bir yandan da yeni oda arkadaşlarının itirazlarını dinliyordu.

Ne gün ama!

Uykulu gözlerle ayakta zor dururken çoktan bağırmaya başlamıştı.

"Eeee! Yeter be! Beni de zıvanadan çıkarttınız sonunda!"

Uyku mahmurluğu ile geri yatağına dönüyordu ki, elinin tutulması ile gözleri kocaman açıldı. Nolan, bununla da kalmayıp kendisini sırtlayınca Mehir için, herhangi bir son doruk kalmamıştı. Dili dolanırken ilk defa ne diyeceğini şaşırmıştı.

"Ne, ne yaptığını sanıyorsun sen?"

"Kapa çeneni."

"Ne dedin, ne dedin?"

"Kapa çeneni, dedim."

Artık sinirden, Nolan'ın sırtına cılız ama sert yumruklarını indirmeye çalışan Mehir en sonunda sıkıntı içerisinde homurdanarak elleri ile saçlarını sıktı. Birisinin canını yakması gerekiyordu ve bu her zamanki gibi kendisi oluyordu.

"Kes şunu."

Kızlar şok olmuş bir şekilde, kapıdan dışarıya çıkmaya çalışan genç adamı izlerken ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Konuşturamadıkları Mehir'in şimdi deli gibi çığırından çıkmasını beklemiyorlardı. Hele arkadaşlarını sırtlayan erkeğin gözü dönmüş halleri ile dışarıya çıkmak için direnmesini hiç beklemiyorlardı.

Ayağa kalkıp kapının önüne geçen kızlardan ilk konuşan Kira olmuştu.

"Bırak onu."

"Sana hesap vermeyeceğim, düz göğüs. Çekil önümden."

Kira, kendisine takılan lakabın, her dillendirilişinde biraz daha sinirlenirken yumruk yaptığı elleri ile genç adama çıkıştı.

"Bana bak kas yığını... Arkadaşımı, hemen, şimdi, bırakmazsan... eğitmeni çağıracağım."

Kira, kurduğu lakabın etkisi ile karşısındaki adama sinir ve alay karışımı bir ifade içerisinde bakarken arkadaşları hep bir ağızdan "Arkadaş mı?" demişti. Şaşkınlıkla açılan ağızlarına bedenleri de eklenince şok geçirilmiş bir dondurma kıvamına gelmişlerdi. Tabii Mehir için durum daha da farklıydı.

"Hı?" diyerek, Nolan'ın sırtının el verdiği kadarı ile başını yana yatırıp Kira'ya bakmaya çalışırken arkadaşı sert sesi ile araya girdi.

"Ağabeyime, selamımı da ilet, düz göğüs."

Sırtında, sinirle homurdanan Nehir'in hareketlerini kesip eski moduna bürünüşünü saniye saniye hissederken 'İşte benim kızım.' demekten kendini alamıyordu. Bir gerçekti ki... Mehir'deki sakinlik akla zarardı. Bu davranışları tartıştığı kişiyi çığırından çıkarıyor, en sonunda da pes ettirerek kendi kendini yemesini sağlıyordu.

Asperatus Nevm ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin