❄ 29. BÖLÜM ❄

2.5K 260 28
                                    

Bu öneriye sinir, öfke ve delilikle gülmekle kalmayıp kahkaha atan Hannah'ta, Mehir'in yanından kalktı ve "Dalga mı geçiyorsun, sen?" dedi. Ancak Poyraz'ın yüzünde beliren ifade oldukça ciddi görünüyordu. Şaşkınlıkla arkasını dönen Hannah, bir elini başına koyarak delirmiş bir nida kopardı ağzından. "Delirmiş olmasın. " dediğinde, içerideki herkes ona hak veriyordu.

Ancak Poyraz pes etmedi ve devam etti.

"Eğer, Asperatus'u ele geçirirsek onu Mehir'e bağlar ve ruhları serbest bırakırız. Böylece iki beladan da aynı anda kurtuluruz. Euryale ve Mary'i yok edebilirsek Mavris'de ortadan kaldırabiliriz. Düşünsenize. Dünya'nın üzerinden üç belada çekilecek. Ayrıca Asperatus'tan doğan elementler gezegenimizi yeniden yaşanılır kılacak. Böylece hakimimiz olan bu lanet olası distopyadan kurtulacağız. " 

Poyraz yaslandığı duvardan doğrulup kendisine inanmayarak bakanlara doğru daha kararlı bir şekilde konuşmaya başladı.

"Dinleyin. Belki duydunuz, belki duymadınız. Güneyde... Ruh Çarkı dedikleri gizemli bir bölge var. Geçmişi ve geleceği birbirine bağlayan binlerce kuşağı bir arada topluyor. Yani ölenlerin ruhları farklı bir bedende farklı bir kuşağa geçiyor. Mary'nin ya da Mehir'in, her kimse işte, öldürdüğü bu insanlar, şu anda tıpkı Mary gibi iki boyutta sıkışmış. Onları kurtarmanın tek yolu da bu çarkı yeniden çalışır hale getirmek. Anlayacağınız, Asperatus'u ele geçirip Mehir ile bir bağ kurmasını sağlayacağız.  Ardından da güçlenen Mehir'i kuşakları açması için Ruh Çarkı'na yollayacağız. Bu uğurda ölsek bile yeniden farklı bir kuşakta yaşamak gibi bir şansımız var."

Başını, eski grup arkadaşı Nolan'a çevirdi. Gözlerinin içine kararlılıkla bakarken konuşmaya yeniden başladı. 

"Mehir'i kurtarabiliriz... Dünya'yı kurtarabiliriz."

Poyraz'ın söyledikleri Nolan'ın gözlerinde farklı parıltılara yol açmıştı. Eğer söylediklerinde haklıysa sadece Nehir'i değil, evreni de kurtarabilirlerdi. Düşmanlıkları yıkabilirlerdi. Eğer... Bunları birebir gerçekleştirebilirlerse ruhları da, paralel evren benzeri kuşaklara dağıtabilirlerdi.

Başını kararlıkla yerden kaldırdı ve Poyraz'ın gözlerine bakarak "Kabul." dedi. "Ne gerekiyorsa yapalım." Nolan'ın bakışları Arden'i bulduğunda cevabı tartıyor gibiydi. Arden, iki elini açıp "Dünden razıyım." dediğinde, Nolan'ın yüzünde dostunun yaşayacağına dair muzip mimikler belirmişti. Bu tabloya ne cevap vereceklerini bilemeyen kızlar bir süre birbirlerine baktılar. Kararsız bakışları yüzlerinde gezinirken Kira, Mehir'in baş ucuna geldi ve başını Nolan'a çevirerek konuşmaya başladı. 

"Her ne kadar sinir bozucu olsa da..." Bakışları arkadaşlarını bulmuştu. "...benim için savaşan bir kızı yüz üstü bırakmam." Başını tekrardan Nolan'a çevirdi ve çekik gözlerini mavi gözlere dikti. Dudakları zafer ve kararlılıkla aralanırken "Varım." dedi.

Birbirlerine baka kalan Doris ve Hannah'tan, önce konuşan Doris olmuştu. "O vahşi hayvanın çığlıklarını duymak için sabırsızlanıyorum." Sarı saçlarına ahenk katan balımsı kahverengi gözleri alayla parıldamıştı. "Yıllarımızı almasının bir cezası olmalı, değil mi?"

Doris'in kızgın ve intikam alır tavırlarına gözlerini deviren Hannah, bakışların kendisine çevrildiğini fark ederek "Ne? Sizin yanınızda olmadığımı mı düşünüyorsunuz?" dediğinde sesi kızgın çıkmıştı. "Sizi bencil herifler." diyerek yanlarına bir iki adım yaklaştı. "Elbette arkanızdayım."

Birbirlerine bakarak gülümseyen ifadeler Mehir'den yükselen birkaç mırıltı ile son buldu. Nolan, hızlı bir şekilde Mehir'in yanına oturmuş ve ne dediğini dinlemeye koyulmuştu.

Asperatus Nevm ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin