* 8 *

58 26 2
                                    

Fil Yılı Karmaşası:

"Ashab-ı Fil" olayı, Kur'ân-ı Kerim'de kısa bir şekilde beyan edilmiştir. Biz hâdiseyi naklettikten sonra, bu konuyla ilgili nazil olan ayetleri de getireceğiz.

Tarihçiler, olayın aslını şöyle naklediyorlar:
Yemen hâkimi "Zunevas" hükümet temellerini sağlamlaştırdıktan sonra, seferlerinin birisinde, Yesrib'den (Medine) geçiyordu. Yesrib o zamanlarda dinî açıdan iyi bir konuma sahipti. Bir grup Yahudi, burada bir araya gelmiş ve şehrin birçok yerinde mabetler yapmışlardı.

Yahudiler, fırsatı değerlendirerek, şahın gelişini kutladılar. Onun hükümetinin gölgesi altında, Rum Mesihilerin ve putperest Arapların saldırılarından emniyette olabilmek için, onu kendi dinlerine davet ettiler. Onların tebligatları bu konuda etkili oldu. Zunevas Yahudiliği kabul etti ve bu dinin ilerlemesinde çok çaba harcadı.

Bazıları korkudan onun dediklerini kabul ettiler. O, kendisine karşı koyanlara da birçok zorluklar çıkarıyordu; ama Necran halkı Hıristiyanlık dinini çok eskiden kabul ettikleri için, ne pahasına olursa olsun, kendi dinlerinden dönüp Yahudilik dininin emirlerini kabul etmediler.

Onların başkaldırmaları ve itinasız davranışları Yemen şahına ağır geldi. Büyük bir orduyla, kendisine başkaldırmış olan Necran'a geldi. Ordu komutanı Necran şehrinin sınırını ordugâh yeri olarak belirledi. Bir hendek kazdıktan sonra onun içinde büyük bir ateş yaktılar. Muhalifleri olan Necran halkını da bu ateşin içinde yakmakla tehdit ettiler.

Necran'ın, kalbinde Hıristiyanlık dini yer etmiş olan şanlı halkı başlarına gelen bu olayda ölüme ve yanmaya kucak açtılar; böylece bedenleri bu ateşte yakıldı.

*

İslâm tarihi yazarı, (İbn Esir-i Cezri) şöyle yazıyor: Bu durumda Necran ahalisinden Devs adında bir kişi o zamanlar Hristiyanlığın mutaassıp taraftarlarından olan Rum imparatorluğuna firar ederek, Kayser'e olayı anlattı ve ondan, bu vahşi adamın cezalandırılmasını, ayrıca bu bölgede Hristiyanlık inanç temellerinin yerleştirilmesini talep etti.

Rum imparatoru onunla aynı görüşü paylaştığını ancak bu konuda mazur olduğunu bildirerek şöyle dedi: "Benim hükümet merkezim, sizin topraklarınızdan çok uzak olduğundan, bu adaletsizliklerin önünü almak ve Necran'da öldürülenlerin intikamını o hunhar adamdan almaları için Habeş hükümdarı Necaşi'ye bir mektup yazacağım."

Necranlı adam Kayser'in mektubunu alıp vakit kaybetmeden Habeş'e doğru hızla yol aldı. Olayı bütün incelikleriyle nakledince, Habeş kralı duygulandı; yetmiş bin kişilik bir ordu hazırlayıp, komutanlığına da Habeşli Ebrehe el-Eşram adında bir kişiyi atayıp Yemen'e gönderdi. Tam teçhizatlı ve hazırlıklı Habeş ordusu deniz yolu üzerinden hareketle Yemen sahillerinde konakladı.

Gafil avlanmış olan Zunevas'ın çabaları olumlu sonuç vermedi; kabile reislerini ısrarla savaşa davet ettiyse de olumlu bir cevap alamadı. Sonuçta küçük bir çıkarmayla onun hükümeti yıkıldı ve verimli Yemen toprakları Habeş hükümetinin eline geçmiş oldu ve ordu komutanı Ebrehe de Habeş krallığı tarafından o beldenin hükümdarlığına atandı.

Ebrehe, almış olduğu intikamın ve kazanmış olduğu zaferin sarhoşluğunu yaşıyordu. O, kadınlı-şaraplı eğlenceleri hiç eksik etmezdi. Habeş kralının ilgisini kazanmak amacıyla, Sena beldesinde görkemli ve o zamanda eşi bulunmayan bir kilise yaptırdı.

Daha sonra Necaşi'ye şu içerikte bir mektup yazdı:
"Kilisenin yapım işleri bitmek üzeredir, bundan sonra bütün yemen halkını Kâbe ziyaretinden alıkoymak ve bu kiliseyi halkın tavaf merkezi hâline getirmek niyetindeyim."

Peygamber Hz. Muhammed SAV'in HayatıWhere stories live. Discover now