* 40 *

20 9 6
                                    

Kureyşliler Arasındaki Görüş Farklılıkları:
Ebu Süfyan'ın temsilcisi, onun mesajını topluluğun büyüklerine ulaştırdı ve onlar arasında büyük bir görüş ayrılığı meydana geldi.

Zühreoğulları kabilesi ve Ahnes b. Şerik, müttefikleri ile birlikte geldikleri yoldan geri döndüler; zira onlar, bizim hedefimiz Zühreoğulları'nın ticarî mallarını kurtarmaktı ve o da halloldu diyorlardı.

Kureyş'in zorlamasıyla Mekke'den çıkan Ebu Talib'in oğlu Talip de, yaşanan sözlü kavgada "Siz Haşimoğulları'nın kalpleri Muhammed (s.a.a) iledir." sözü üzerine, geldiği yoldan geri döndü.

Ebu Cehil, Ebu Süfyan'ın görüşüne muhalifti. Bizler Bedir bölgesine gidelim, üç gün orada kalıp deve keselim, şarap içelim ve muganniyeler bize şarkılar söylesin, bizim şanımız, şerefimiz, güç ve kudretimiz Arapların kulağına yetişsin ve sonsuza dek bizden korksunlar, diye ısrar ediyordu. Ebu Cehil'in aldatıcı sözleri, Kureyş'in bulundukları noktadan, vadinin yukarısındaki tepenin ardına doğru hareket etmelerine neden oldu. Bu arada şiddetli yağmur yağdı ve Kureyş'in ilerlemesini engelledi. Ancak, yağmur, Resulullah'ın (s.a.a) bulunduğu vadide (el-Udvet-üd Dünya vadisi) kötü yönde etki bırakmadı.

Bedir geniş bir alana sahiptir. Güneyi yüksek (el-Udvetü'l-Kusva) ve kuzeyi (el-Udvetü'd-Dünya) alçaktadır. Bu geniş vadide kazılmış kuyular sayesinde birçok sayıda su kuyuları vardı ve kervanlar her zaman burada yüklerini boşaltırlardı.

Tecrübeli savaşçılardan olan Hubab b. Münzir, Hz. Peygamber'e (s.a.a) dedi ki: Acaba Allah'ın emri üzerine mi, yoksa burayı savaş için uygun bulduğunuzdan dolayı mı burada konakladınız?

Hz. Peygamber (s.a.a) buyurdu ki:
"Bu konu da özel bir emir gelmemiştir. Eğer size göre daha münasip bir yer varsa fikrinizi söyleyiniz. Savaş maslahatları bunu gerektirirse mekânımızı değiştiririz."

Hubab şöyle dedi: "En iyisi, düşmana yakın olan suyun kenarında konaklayalım, sonra her zaman elimizin altında kendimiz ve hayvanlarımız için su bulunsun diye orada bir havuz yapalım."

Hazret, bu komutanın görüşünü beğendi ve hareket emri verdi. Bu olay, Hz. Peygamber'in (s.a.a) toplumsal meselelerde diğerlerinin fikrine ve onlarla meşverete son derece önem verdiğinin bir göstergesidir.

Komutanlık Karargâhı
Sa'd b. Muaz, Peygamber'e (s.a.a) şöyle arz etti:
"En iyisi, sizin için şu tepenin yukarısında bir gölgelik yapalım, böylece savaş meydanını baştanbaşa gözetleme imkânınız olur. Birkaç asker tarafından da korunsun ve baş komutanından alınan emirler özel kimseler tarafından diğer komutanlara ulaştırılsın. Bundan da önemlisi şu ki: İslâm ordusu bu savaşta galip gelirse ne iyi, savaşta yenilir ve öldürülürlerse, siz ey Peygamber, hızlı develer sayesinde komutanlık karargâhının askerleriyle birlikte, özel bir taktikle düşmanın ilerlemesini durduracak veya geciktirecek bazı hamleler yaparak, kendinizi onlardan önce Medine'ye ulaştırınız. Orada bizim durumumuzdan habersiz birçok Müslüman bulunmaktadır. Eğer durumu anlarlarsa mutlaka sizi himaye edeceklerdir ve sizinle yaptıkları biate, yaşamlarının son anlarına kadar uyacaklardır."

Hz. Peygamber (s.a.a) Sa'd b. Muaz'a dua etti. Meydanın görüldüğü tepenin üzerine bir sığınak yapmalarını ve komutanlık karargâhını da oraya
nakletmelerini emretti.

Kureyş'in Hareketi:
Hicretin ikinci yılı ramazan ayının on yedinci gününde, Kureyş taşlık tepeden inerek Bedir vadisine yayıldı. Hz. Peygamber'in (s.a.a) gözü Kureyş'e takıldığında, gökyüzüne yönelerek şöyle dedi:

"Ya Rabbi! Kureyş büyüklük ve kibir ile seninle savaşmaya, resulünü yalanlamaya kalkışmıştır. Ya Rabbi! Bana buyurduğun yardımı gönder ve onları bu günden itibaren helâk et."

Peygamber Hz. Muhammed SAV'in HayatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin