* 9 *

48 26 4
                                    

6- Abdullah (Hz. Peygamber'in -s.a.a- Babası):

Abdulmuttalib'in, Allah yolunda verdiği yüz deve ile oğlunun canını satın aldığı gün, Abdullah'ın ömründen daha yirmi dört bahar geçmişti. Bu olay, Abdullah'ın Kureyş arasında iyi bir şöhret bulmasına sebep olmakla birlikte, aile arasında özellikle de Abdulmuttalib'in nazarında iyi bir makam elde etmesine sebep oldu; zira insan, uğrunda çok çalıştığı ve pahalıya mal ettiği şeyleri, olduğundan daha çok sever. Bu yüzden de Abdullah, akrabaları, yakınları ve dostları arasında fevkalâde saygıdeğer birisi oluvermişti.

Abdullah, babasıyla birlikte kurban yerine gittikleri gün, birbirine zıt duygular içindeydi. Babasının zahmetlerinden dolayı ona karşı olan minnettarlık duygusu ve saygı hissi baştanbaşa bütün vücudunu kaplamıştı. Bu yüzden de teslim olmaktan başka çaresi yoktu; ama diğer taraftan da, takdir eli, onun baharının güllerini bir hazan yaprağı gibi solduracakken, kalbinde ıstırap ve duygusallık dalgaları belirmişti.

Abdulmuttalip, iki kuvvetli duygu olan,"iman ve akide" ile "sevgi ve alâka" arasında kalmıştı. Bu cereyan, ikisinin ruhunda da, aşılması imkânsız birtakım rahatsızlıklar meydana getirmişti; ama beyan edildiği gibi, halledilen bu sorundan sonra, Abdulmuttalip, bu acı olayları Abdullah ile Amine'nin evlilikleriyle telâfi etme fikrindeydi.

Yok olma derecesine varan onun parlak hayatını, hayatın en esaslı pırıltılarıyla birleştirmek istiyordu.
Bu yüzden Abdulmuttalip, kurban yerinden dönerken, oğlunun elini tutmuş bir hâlde, hemen Veheb b. Abdumenaf İbn Zühre'nin evine gitti. Onun iffet ve temizliğiyle tanınmış kızı olan Amine'yi, Abdullah ile nikâhladı.

Aynı mecliste Amine'nin amcakızı olan Delale'yi de kendisine nikâhladı. Peygamber efendimiz (s.a.a) ile aynı yaşta olan amcası "Hamza" bu hanımdan doğmuştur.

Abdulmuttalip, zifaf için bir vakit ayarladı. Vakit geldiğinde, düğün merasimi Kureyş'in gelenekleri gereğince Amine'nin evinde yapıldı. Abdullah ticaret için Şam'a gidinceye kadar, Abdullah ve Âmine bir müddet birlikte yaşadılar. Abdullah, Şam dönüşünde açıklanacağı üzere dünyaya gözlerini kapadı.

Abdullah'ın Yesrib'de Vefatı:
Abdullah, evliliği sayesinde yeni bir yaşama başlamıştı ve yaşamının karanlık gecelerini Âmine gibi bir eşe sahip olmakla aydınlatmıştı. Çok geçmeden ticaret için Mekke'den hareket eden bir kervanla birlikte Şam'ın yolunu tuttu. Hareket vakti gelmişti ve kervan yola koyuldu, yüzlerce kalbi de kendisiyle birlikte götürdü.

Bu sırada Âmine, hamilelik dönemini geçiriyordu. Birkaç ay sonra, kervanın önde gelenleri görüldü. Bir grup ailelerini ve yakınlarını karşılamak amacıyla şehrin dışına kadar gittiler. Abdullah'ın yaşlı babası da oğlunu bekliyordu. Onun geliniyle birlikte meraklı gözleri, kervan arasında Abdullah'ı arıyordu. Maalesef kervan arasında ondan hiçbir eser yoktu. Bu arayışlardan sonra, Abdullah'ın dönerken Yesrib'de hastalandığını, istirahat ve dinlenmek için akrabaları arasında kaldığını öğrendiler. Bu haberi duymak her ikisini de hüzne boğdu, baba ve gelinin gözlerinden yaş akmaya başladı.

Abdulmuttalip, en büyük oğlu olan Haris'i Yesrib'e gitmek ve Abdullah'ı geri getirmek üzere görevlendirdi. Medine'ye geldiğinde Abdullah'ın kervanın hareketinden bir ay sonra, o hastalık sebebiyle dünyaya gözlerini kapadığını öğrendi. Haris döndükten sonra Abdulmuttalib'i ve Abdullah'ın değerli eşini olaylardan haberdar etti. Abdullah'tan geriye, sadece beş deve, bir koyun sürüsü ve Ümmü Eymen adında, daha sonraları Hz. Peygamber'in (s.a.a) bakımını üstlenecek olan bir cariye kalmıştı.

Peygamber Hz. Muhammed SAV'in HayatıWhere stories live. Discover now