* 12 *

40 21 3
                                    

Ebu Talib'in Himayesi:
Ebu Talib, bazı nedenlerden dolayı iftiharla, Hz. Peygamber'in (s.a.a) himayesini üstlendi; zira Ebu Talib ve Muhammed'in (s.a.a) babası Abdullah, bir annenin çocuklarıydı. O, iyilik ve cömertliği ile meşhur bir şahsiyetti. Bu yüzden, Abdulmuttalip değerli torununa bakması için onu seçti. Tarihin uzun satırları, sırasıyla anlatılacağı üzere onun değerli hizmetlerine şahittir.

Şam Seyahati:
Kureyş tacirleri, her zamanki gibi yılda bir defa Şam'a giderlerdi. Ebu Talib, Kureyş'in yılda bir düzenlenen bu yolculuğuna katılmaya karar verdi. Bir an bile yanından ayırmadığı yeğenini Mekke'de bıraktı. Ancak bazılarını onu korumakla görevlendirdi. Böylece bu sorunu da halletmiş oldu.

Kervanın hareket saati geldiğinde Muhammed'in (s.a.a) gözleri dolmuştu, hamisi olan amcasından ayrılmak ona ağır gelmişti. Muhammed'in (s.a.a) üzgün çehresi, Ebu Talib'in kalbinde duygusal bir tufan estirdi. Öyle ki, bütün zorlukları göze alarak, Muhammed'i (s.a.a) de yanında götürmeye karar verdi.

Peygamberimizin (s.a.a) on iki yaşındaki bu yolculuğu onun iyi yolculuklarından biri sayılır; zira bu yolculuk esnasında, Medyen Vadi'l-Kura ve Diyar-ı Semud'dan geçerek Şam'ın güzel tabiat manzaralarını seyredebilme imkânı bulmuştu.

Kureyş'in kervanı henüz gideceği yere ulaşmamıştı. Basra denen bir yerde Ebu Talib'in programında değişiklik yapmasına neden olacak bir olay oldu.

Şimdi bu olayı genişçe açıklayalım:
Uzun yıllar, Bahira adında bir Hıristiyan rahip, Basra denen yerde kendine ait tapınağında ibadetle meşguldü ve o yöre halkının saygısını kazanmış biriydi. Ticaret kervanları, yolları üzerinde bulunan o noktada dururlar ve teberrük olsun diye onun huzuruna varırlardı. İyi bir tesadüf sonucu Bahira, Kureyş'in ticaret kervanıyla karşılaştı. Onun gözü Ebu Talib'in yeğenine takılmış ve oldukça dikkatini çekmişti. Onun sırlı ve derin bakışları, kalbinde gizlediği bir sırrın habercisiydi. Dakikalarca onu süzdü.

Bir an sessizliği bozdu ve şöyle dedi: "Bu çocuk içinizden hanginize aittir?"

Topluluktan bir grup, onun amcasına işaret ederek, "Ebu Talib'e aittir." dediler.

Ebu Talib, "O benim yeğenimdir." dedi.

Bahira şöyle dedi:
"Bu çocuğun parlak bir geleceği var, bu çocuk, ilâhî kitapların peygamberliğinden bahsettiği, dünyada geniş bir hükümetinin olacağını haber verdiği, geleceği müjdelenen ve beklenen peygamberdir. Bu çocuk, adını, baba adını ve soyadını, din kitaplarında okuduğum peygamberdir. Dininin nerede doğacağını ve nasıl dünyaya yayılacağını biliyorum. Size düşen onu Yahudilerin gözünden uzak tutmaktır. Eğer onlar bunu anlarlarsa, onu sağ bırakmazlar."

Tarih yazarlarının çoğu, Ebu Talib'in yeğeninin Basra'dan daha ileri gitmediğini savunurlar; ama acaba Muhammed'in (s.a.a) amcası onu birileriyle Mekke'ye geri mi gönderdi? Orası tam olarak bilinmemektedir. (Ebu Talib'in de rahibin sözlerini duyduktan sonra, onu kendi yanından ayırması düşünülemez.)

Belki de kendisi bizzat yolculuktan vazgeçip, yeğeniyle birlikte Mekke'ye geri dönmüştür.

Peygamber Hz. Muhammed SAV'in HayatıDonde viven las historias. Descúbrelo ahora