* 41 *

18 9 9
                                    

Hakkı Gözetmek:
İki grubun hakkını gözetmek gerekiyordu: Biri, Mekke'de Müslümanları himaye eden ve onlara yardımcı olanlardı. Örneğin, Ebu'l-Buhterî, iktisâdi muhasarayı ortadan kaldırabilmek için, Müslümanlara oldukça yardımda bulunmuştu. Diğer bir grup ise, Mekke'den zorla çıkarılan, samimî bir kalp ile Peygamber ve İslâm taraftarı olan kimselerdi. Örneğin, Haşimoğulları'nın çoğunluğu, Hz. Peygamber'in (s.a.a) amcası Abbas gibi.

Hz. Peygamber (s.a.a), rahmet peygamberi olduğundan, bu iki grubun kanının dökülmemesi emrini önemle vurguluyordu.

Ümeyye b. Halef Öldürülüyor:
Ümeyye b. Halef ve oğlu, Abdurrahman b. Avf tarafından yakalanmışlardı. Onunla Abdurrahman arasında köklü bir dostluk bağı bulunduğundan, Abdurrahman onları esirlerden sayılmasınlar diye savaş meydanından sağ olarak çıkarmak istiyordu.

Bilal-i Habeşî, önceden Ümeyye'nin kölesiydi. Bilal, köleliği döneminde Müslüman olduğundan, Ümeyye'nin işkencelerine maruz kalmıştı. O, Bilal'ı tevhid dininden caydırmak için, kavurucu sıcak günlerde çakıl taşları üzerinde yatırır ve büyük bir taşı da göğsünün üzerine koyardı. O durumda bile Bilal yine, Ehad! Ehad! (Allah birdir) diyordu.

Habeşli köle bu vaziyette yaşamını sürdürürken, Müslümanlardan biri onu satın almış ve azat etmişti.
Bedir Savaşı'nda Bilal'ın gözü Ümeyye'ye takılmıştı. Abdurrahman'ın Ümeyye'yi koruduğunu görünce, Müslümanlar arasından feryat ederek bağırdı:

"Ey Allah'ın yârenleri! Ümeyye küfrün başlarındandır. Onu sağ bırakmamak gerekir."

Müslümanlar her taraftan onları sararak, onun ve oğlunun hayatına son verdiler.

Hz. Peygamber (s.a.a), iktisâdi muhasarada Haşimoğulları'na yardımcı olan Ebu'l-Buhterî'nin öldürülmemesi emrini vermişti. Mucezzer adında biri onu yakalamıştı ve sağ olarak Hz. Peygamber'in (s.a.a) huzuruna götürmek istiyordu; ama o da öldürüldü.

Hasar Miktarı:
Bu savaşta, Müslümanlardan on dört kişi ve Kureyş'ten yetmiş kişi öldürüldü. Aralarında Nazir b. Haris, Ukbe b. Ebi Muayt, Ebu Gurra, Süheyl b. Amr, Abbas ve Ebu'l-As'ın da bulunduğu yetmiş kişi ise esir olmuştu.

Bedir şehitleri, ordugâhın bir köşesinde toprağa verildiler. Onların kabirleri hâlâ durmaktadır. Daha sonra Hz. Peygamber (s.a.a), Kureyş ölülerini toplayıp bir kuyuya atılmasını emretti. Ukbe'nin cesedini kuyuya doğru çekerlerken, oğlu Ebu Huzeyfe'nin gözü, babasının bedenine takıldı, rengi kaçtı.

Hz. Peygamber (s.a.a) durumu anladı ve buyurdu: "Seni tereddüde düşüren bir şey mi oldu?"

O da: "Hayır, lâkin ben babamda bilgi, cesaret ve yiğitlik görürdüm. Hep bu özelliklerin onu İslâm'a çekeceğini düşünürdüm. Şimdi düşüncelerimde yanıldığımı görüyorum." diye arz etti.

Siz Onlardan Daha İyi Duymuyorsunuz:
Bedir Savaşı sona erdi, Kureyş yetmiş ölü ve yetmiş esir vererek geri çekildi. Hz. Peygamber (s.a.a), müşriklerin cenazelerini bir kuyuya atmalarını emretti. Onların cesetleri kuyuya atıldığında, Hz. Peygamber (s.a.a) her birini adlarıyla tek tek çağırarak şöyle dedi:

"Utbe, Şeybe, Ümeyye, Ebu Cehil... Rabbinizin size vaat ettiklerinin yerinde ve hak olduğunu gördünüz mü? Ben rabbimin vaad ettiğini hak ve hakikat olarak gördüm."

O sırada Müslümanlardan bir grup, Peygamber'e (s.a.a), ölmüş kimselerle mi konuşuyorsunuz dediler.

Hz. Peygamber (s.a.a) buyurdu ki:
"Sizler onlardan daha iyi duymuyorsunuz, onların sadece cevap vermeye kudretleri yoktur."

Peygamber Hz. Muhammed SAV'in HayatıWhere stories live. Discover now