* 35 *

20 7 7
                                    

Muhaliflerin Vahiy Evine Saldırısı:
Küfür güçleri, vahiy evinin etrafını sarmış ve Hz. Peygamber'i (s.a.a) yatağında paramparça etmek üzere emir bekliyorlardı. Onlardan bir grup, plânlarının gece yarısı uygulanması konusunda ısrar ediyorlardı.

Ebu Leheb kalkarak şöyle dedi: "Evde Haşimoğulları'nın kadın ve çocukları bulunmaktadır, bu olay sırasında onlara bir zarar gelebilir."

Bu hususta şöyle de denilmiştir: Onların ertelemelerinin sebebi, Hz. Peygamber'i (s.a.a) gündüz vakti Haşimoğulları'nın gözleri önünde katletmek istemeleriydi. Böylece Haşimoğulları, onun katilinin belirli bir kişi olmadığını göreceklerdi. Sonuçta seher vakti hava aydınlanırken plânlarını uygulama kararı aldılar.

Gecenin karanlık perdeleri birbiri ardınca çekilip, sabah'ın aydınlığı ufkun göğsünü yardığı sırada, müşrikler arasında garip bir heyecan baş gösterdi. Onlar çabucak hedeflerine yetişeceklerini sanıyorlardı. Elleri kılıçların kabzasında, büyük bir şevk ve heyecanla Hz. Peygamber'in (s.a.a) odasına daldılar. Tam o sırada Ali (a.s) başını yastıktan kaldırıp, yeşil örtüyü üzerinden attı. Büyük bir soğukkanlılıkla "Ne diyorsunuz?" dedi.

Onlar da, "Biz Muhammed'i istiyoruz, o nerededir?" diye sordular.

Hz. Ali, "Onu bana mı ısmarlamıştınız da benden istiyorsunuz, o şu anda evde değil." dedi.

Memurların çehresinden, gazap ve şiddet ateşi saçılıyordu. Sinirlerinden boğazları düğümlenmiş ve sabahlara kadar boşuna beklediklerine bin pişmandılar. Bütün suçu, gece vakti saldırmalarına engel olan Ebu Leheb'in üzerine atıyorlardı.
Kureyş, bütün plânları suya düştüğü ve apaçık bir yenilgiyle karşılaştıklarından oldukça sinirliydiler. Kendi kendilerine, bu kısa müddet içerisinde Mekke muhitini terk etmiş olamaz, dolayısıyla çaresiz, ya Mekke'de saklanmış veya Medine yolunu tutmuştur diye düşünüyorlardı. Bu yüzden onu yakalama girişimlerine başladılar.

Hz. Peygamber (s.a.a) Sevr Mağarası'nda:
Şu husus kesindir ki, Hz. Peygamber (s.a.a) hicretin ilk gecesini ve sonraki iki geceyi Ebu Bekir ile birlikte Mekke'nin güneyinde ve Medine yolunun karşı noktasında bulunan Sevr Mağarası'nda geçirmiştir.

Bu yol arkadaşlığının nasıl oluştuğu konusu tarihî açıdan pek net değildir. Bazıları, bu yol arkadaşlığının tesadüfen gerçekleştiğini ve Allah Resulü'nün (s.a.a) onu yolda görüp kendisiyle birlikte götürdüğünü söylerken, bazıları da, Hz. Peygamber'in (s.a.a) o gece Ebu Bekir'in evine gittiğini ve gece yarısı ikisi birlikte Sevr Mağaras'ına gitmek üzere evden ayrıldığını söylemişlerdir.
Bazılarına göre de, Ebu Bekir, Hz. Peygamber'i sordu, Ali (a.s) de ona Peygamber'in saklandığı yeri söyledi.

Kureyş Hz. Peygamber'i (s.a.a) Bulma Çabasında:
Kureyş, bu yenilgiden sonra plân değiştirdi. Tüm yolları kesmek ve Medine yollarına gözcüler koymak ve iz bulmada maharetli kişileri de istihdam etmek suretiyle, ne pahasına olursa olsun onların izini sürüp yerlerini tespit etmeye kararlıydılar. Aynı zamanda Hz. Peygamber'in (s.a.a) saklandığı yer hakkında doğru bilgi getiren herkese yüz deve ödül vereceklerini ilân ettiler.

Kureyş'ten bir grup işe koyuldu. Daha çok Medine yolu üzerinde bulunan Mekke'nin kuzey kesimini araştırıyorlardı. Hâlbuki Hz. Peygamber (s.a.a) onların plânlarını suya düşürmek amacıyla Mekke'nin güneyine gitmiş ve Medine yolunun tam karşıt noktasında bulunan Sevr Mağarası'na saklanmıştı. Mekke'nin meşhur izcisi olarak bilinen, Ebu Kurz Hz. Peygamber'in (s.a.a) ayak izini biliyordu. Bunun üzerine mağaranın yakınlarına kadar geldi ve ayak izlerinin burada son bulduğunu söylüyordu.

O hazretin mağarada saklanmış olma ihtimaliyle, mağaranın içini araştırmak üzere birini görevlendirdi. Mağaranın önüne gelen şahıs, mağara girişinin kalın örümcek ağlarıyla örülü olduğunu ve yaban güvercinlerin orada yumurtladıklarını görünce mağaranın içine bakmadan döndü. Mağaranın girişini örümcek ağlarının kaplamış olduğunu ve bunun da orada kimsenin olmadığına dalâlet ettiğini söyledi. Bu araştırma üç gün üç gece devam etti ve üç günlük araştırmadan sonra
hepsi ümitsizce bu çalışmadan vazgeçti.

Peygamber Hz. Muhammed SAV'in HayatıWhere stories live. Discover now