66 *

20 8 2
                                    

TAİF GAZVESİ
Taif, Hicaz bölgesinin verimli yaylalarında kurulmuş bir şehirdir. Mekke'nin güney doğusunda ve on iki fersah uzaklıkta bir yerdir. Denizden yüksekliği bin metredir. Taif, havasının, suyunun güzelliği, bağ ve bahçeleri, çok sayıda hurmalıklarının bulunması nedeniyle eskiden beri eğlence merkezi olma özelliğini korumuştur. Arapların en güçlü ve sayıca en kalabalık kabilelerinden biri olan Sakif kabilesi, bu şehirde yaşıyordu. Sakif Arapları, Hz. Peygamber (s.a.a) ile Huneyn'de savaşmış, büyük bir yenilgiye uğramış ve kaçabilenler gerisin geri Taife gelerek, bu beldenin en yüksek noktasında bulunan sağlam kaleye sığınmışlardı.

Hz. Peygamber (s.a.a), zaferi tekmil amacıyla, Huneyn Savaşı'nda firar edenlerin takip edilmesi emrini verdi. Bu yüzden, Ebu Âmir Eş'ari ve Ebu Musa Eş'ari'yi bir grup asker ile Evtas'a sığınanları takip etmekle görevlendirdi. Birinci komutan, bu savaşta can verdi. İkincisi ise, tam bir zafer ile düşmanı dağıtmayı başardı.

Hz. Peygamber'in (s.a.a) kendisi de ordunun geri kalanıyla Taif'e doğru hareket etti. Taif yolu üzerinde, Huneyn Savaşı'na sebep olan Malik'in kalesini yerle bir etti. Elbette Malik'in kalesinin tahrip edilmesinin ardında, intikam hisleri yatmıyordu. Ancak ilerlerken arkalarında düşman için bir sığınak ve dayanak noktası bırakmamak amacı güdülmekteydi.

İslâm ordusu birlikleri, birbiri ardınca hareket ettiler. Şehrin etrafını kendilerine ordugâh edindiler. Taif kalesi oldukça yüksek idi ve sağlam duvarları vardı. Gözcülük ve savunma amaçlı yapılmış olan burçlar ile dışı tamamen kontrol edilebiliyordu. İslâm ordusu tarafından kale muhasara altına alınmaya başlandı. Ancak henüz muhasara halkası tamamlanmadan, düşmanın ok yağmuru ile İslâm ordusunun hareketi engellenerek, hemen o anda bir grup öldürüldü.

Resulullah (s.a.a), ordugâhı, düşmanın ok menzilinin dışında bir yere kurmak amacıyla, orduya geri çekilme emri verdi. Hendek Savaşı'nda da nizamî tedbirlerinden yararlanılmış olan Selman-ı Farisî, Peygamber'e (s.a.a), mancınık ile düşman kalesini taş yağmuruna tutması önerisinde bulundu. Elbette o zamanın mancınığı, günümüzün top atışı demekti. İslâm komutanları, Selman'ın yardımıyla mancınıkları bağladılar ve yaklaşık yirmi gün boyunca burçları ve kale içini taş yağmuruna tuttular. Bu arada düşman da eli kolu bağlı oturmamış, bu müddet içinde ok atışlarına devam ederek İslâm ordusuna kayıplar verdirmişlerdi.

Şimdi bakalım, Müslümanlar bu karmaşada, nasıl mancınık elde edebildiler? Bazılarına göre, Selman bizzat kendisi güçlü bilekleriyle onu yaptı ve onun kullanım tarzını İslâm askerlerine öğretti. Bazılarına göre ise, Müslümanlar Hayber Savaşı'nda bu savaş âletini elde etmişlerdi ve Taif'e de beraberlerinde getirmişlerdi. Büyük bir ihtimalle, Selman mancınık üzerinde bazı değişiklikler yapmış ve onun kurulum ve kullanım tarzını Müslümanlara öğretmiştir.
Bir rivayete göre mancınığı ilk olarak bizzat Peygamber'in (s.a.a) kendisi kullanmıştır.

Tarihî verilerden anlaşıldığı üzere, mancınıklar, yalnızca Hayber'de elde edilenlerle sınırlı değildi; zira Hz. Peygamber (s.a.a), Huneyn ve Taif savaşları sırasında, Tufeyl b. Âmir ed-Dusi'yi kendi kabilesinin puthanelerini yıkmak amacıyla Dus'a gönderdi. O, kendi kabilesinin gençlerinden dört yüz kişilik bir grup ile yanlarında da bir savaş arabası ve bir de mancınık ile Taif'te Hz. Peygamber'in (s.a.a) huzuruna vardı ve Dus kahramanının düşmandan ganimet olarak elde ettiği bu savaş âletlerinden de yararlanılmış oldu.

Savaş Arabalarıyla Kale Duvarının Yarılması:
Düşmanın teslim olmasının sağlamak için, tüm yönlü saldırı düzenlenmesi gerekmekteydi. Bir taraftan mancınıklarla kaleyi taş yağmuruna tutup, diğer taraftan kale duvarında bir gedik açmak, böylece İslâm ordusunun içeri sızmasını sağlamak amacıyla, savaş arabalarından yararlanma kararı alındı. Ancak duvarda gedik açmak o kadar da kolay değildi; zira kale burçlarından ve diğer yerlerden Müslüman askerlerin üzerine âdeta ok yağmuru yağıyordu. Kimsenin duvarlara yaklaşmasına izin verilmiyordu.

Peygamber Hz. Muhammed SAV'in HayatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin