* 58 *

22 8 4
                                    

Kureyş, Antlaşma Maddelerinin Birinin Kaldırılması Üzerinde Israr Ediyor:
Çok geçmeden, birtakım kötü hâdiseler, Kureyş'in ikinci maddenin iptali üzerine Peygamber'e (s.a.a) ısrar etmelerine neden olmuştu. Bu, Süheyl'in üzerinde oldukça ısrarlı olduğu ve ashabın sinirlenmelerine ve hışmına rağmen kabul edilen maddeydi. O madde şuydu: "İslâm hükümeti, Kureyş'ten firar ederek kendilerine sığınan Müslümanları onlara iade edecek; ama Kureyş, Müslümanlardan kaçarak kendilerine sığınanları iade etmek zorunda olmayacaktı."

O gün, bu madde ashaptan bir grubu oldukça sinirlendirdi, fakat Hz. Peygamber (s.a.a), onu güler yüzle karşılayarak buyurdu ki: "Allah, Kureyş'in elinde esir bulunan zayıf Müslümanlar için bir kurtuluş yolu kılacaktır."

Şimdi bu maddenin iptal edilmesinin nedenine ve kurtuluş yolunun nasıl açıldığına bir bakalım.
Ebu Basir adında bir Müslüman, bir süre müşrikler tarafından hapsolunmuştu. O kaçıp Medine'ye gelmeyi başarmıştı. Kureyş büyüklerinden olan Ezher ve Ahnes adlı iki kişi, Resulullah (s.a.a) ile yazışarak, ikinci madde gereğince Ebu Basir'in kendilerine iade edilmesi gerektiğini hatırlattılar. Mektubu da Âmiroğulları'ndan bir kişiye teslim ederek, kendi köleleriyle birlikte Hz. Peygamber'e gönderdiler.

Hz. Peygamber (s.a.a), yaptığı antlaşma gereği, Ebu Basir'e buyurdu ki:
Kavmine dönmen gerek. Hile yapmak kesinlikle bizlere yaraşmaz. Ayrıca ben, Allah'ın senin ve senin durumunda olanlar için bir kurtuluş yolu açacağından eminim.

Ebu Basir dedi ki: "Beni dinimden döndürmeleri için, müşriklerin eline mi teslim edeceksiniz?"

Hz. Peygamber (s.a.a), sözünü tekrar ederek, onu Kureyş temsilcilerine teslim ederek, Mekke'ye gitmek üzere yolcu etti. Onlar Zi'l-Huleyfe denilen yere geldiklerinde, Ebu Basir, yorgun ve bitkin bir hâlde, bir duvara yaslandı.
(Burası Medine'ye altı-yedi mil uzaklıkta bir köydür. Bazıları Mekke'ye giderken burada ihrama girerler.)

Bu hâliyle, güler yüzle ve samimî bir şekilde Âmiroğulları'ndan olan kişiye "Kılıcını verir misin, bir bakayım?" dedi.

Kılıcı aldığı gibi, kınından çekip o adamı öldürdü. Köle korkudan ne yapacağını şaşırarak kaçıp Medine'ye geldi ve durumu Peygamber'e (s.a.a) anlattı ve "Ebu Basir, benim arkadaşımı öldürdü." dedi.

Çok geçmeden Ebu Basir geldi ve başından geçenleri anlatarak dedi ki:
"Ey Allah Resulü! Sen antlaşmanın gereğini yaptın. Fakat ben, inançlarımla alay eden gruba katılmak niyetinde değilim."

O, bu cümleyi söyledikten sonra, Kureyş kervanlarının geçitleri konumunda olan sahil yolunu izleyerek İys adında bir mahalli kendine mesken edindi. Mekke Müslümanları Ebu Basir'in başından geçenleri duydular. Bunlardan yaklaşık yetmiş kişi Kureyş'in elinden kaçarak onun etrafında toplandılar. Kureyş'in işkencelerinden kaçıp kurtulmayı başarmış, hiçbir yaşam ve özgürlük hakkına sahip olmayan yetmiş genç delikanlı bir araya toplanmıştı. Bunlar, Kureyş kervanlarını yağmalamaya veya onlardan ele geçirdikleri herkesi öldürmeye karar verdiler. Onlar rollerini öylesine güzel oynadılar ki, sonunda Kureyş'i dize getirdiler.

İş şuraya vardı ki, Kureyş büyükleri, Hz. Peygamber (s.a.a) ile yazışarak, bu maddenin her iki tarafın rızasıyla iptalini ve bu grubun da Medine'ye döndürülmelerini talep ettiler.

Hz. Peygamber (s.a.a), bu maddeyi, iki tarafın da rızasıyla iptal etti ve İys mıntıkasında yerleşmiş olan firarîleri de Medine'ye davet etti.

Bu durum aynı zamanda halkın geneli için de bir vesile oldu; zira Kureyş, imanlı bir kimseyi devamlı eli kolu bağlı oturmaya mecbur edemeyeceklerini ve onları tutuklu bulundurmaları, serbest bırakmalarından daha tehlikeli olduğunu er-geç anladılar; zira firar ettiği zaman, kalbi kin ile dolu olarak dönüyor ve düşmandan en acı şekilde intikamını alıyor.

Peygamber Hz. Muhammed SAV'in HayatıWhere stories live. Discover now