II| dinner at sunset

4.2K 341 92
                                    

RHOSLYN

Leydi Rhoslyn iki muhafızın arasında gayet iyi bir odaya getirildiğinde muhafızın teki kolundan sıkıca kavrayıp küçük bedenini içeriye doğru ittirmişti. Ağrıyan kasları, iyileşmeyen taze yaraları ve günlerdir açlıktan güçsüz kalan vücudu yüzünden kendini tekrar yerde buldu.

"Prensin ne dediği umrumda değil. Eğer o tatlı götünün üzerinde rahat durmazsan hepimiz seni tek tek siker ve sonra ejderhaların önüne atarız, küçük fahişe."

Kapı kırılırcasına kapandı.

Hırsla ayağa kalkan Rhoslyn kapıyı açmaya çalıştı ancak kapı çoktan kilitlenmişti bile. Çığlıklarla beraber kapıyı yumruladıktan sonra önüne düşmüş ve gitmek bilmeyen saçlarını geriye attı. Bu şekilde getirildiği odayı da rahatlıkla görmüştü.

Fazla büyük değildi. Sıradan bir yatak ve muhtemelen içinde giysiler olan bir sandık vardı sadece. Hemen karşı duvardaki küçük kapının ardında ise bir tuvaletin olduğunu tahmin etti. Daha sonra odadaki tek pencereye doğru koştu ve atlayabilecek kadar alçakta olmasını umarak bedenini aşağı sarkıttı. Aşağıdaki bir muhafızın tıpkı bir yavru köpek kadar küçük göründüğünü fark eder etmez korkuyla vücudunu geri çekti. Öyle yüksekteydi ki, buradan düştüğü anda küçük parçalara ayrılırdı. Kısacası, kaçmanın hiçbir yolu yoktu.

Kapıdaki kilidin çevrildiğini duyan Rhoslyn aceleyle eteğini sıyırdı ve bacağına eski bir kumaş parçasıyla sabitlediği hançerini açığa çıkardı. Ama içeri giren kendi yaşlarında bir genç kızdı sadece. Hançeri gören kız korkuyla Rhoslyn' e, Rhoslyn ise kızın titreyen ellerinde tuttuğu tahta parçasının üzerine konulmuş renkli ve eski şişeler içindeki sıvılara bakmıştı.

"Kimsin sen?" dedi sert olmasını umduğu bir sesle.

"Sizinle ilgilenmem emredildi."

"Benimle ilgilenilmesini istemiyorum. Çık dışarı."

"Lütfen... Emri bizzat prens verdi."

"Daha kaç kere söylemem gerekiyor? O aptal benim prensim değil."

"Yalvarırım leydim. Ejderhaları görmek istemiyorum." Rhoslyn durumu hemen anladı. Bu zavallı kız sadece tehdit edilmişti. Çaresizce önce omuzlarını, sonra elindeki hançeri indirdi. Kendisi yüzünden birisinin ölmesini istemezdi elbette.

"Pekala ne yapmak istiyorsan yap."

Kız, elindekileri yatağın üzerine bıraktıktan sonra tekrar dışarı çıktı ve Rhoslyn birkaç fısıltı duydu. Kısa süre sonra odasına getirilmiş ahşap bir küvette banyo hazırlandı. Kapıyı kapatan genç kız, Rhoslyn ile yalnız kaldığında "Size yardım edeyim." deyip birkaç adım öne atmıştı ama "Ben hallederim." diyen Rhoslyn üzerindeki kıyafet olmaktan çıkmış kumaşları bedeninden kendisi sıyırdı. Genç kızın, şaşırdığını görmüştü. Muhtemelen bir leydinin vücudunda olmaması gereken her şeyi kendisinde görmesi kızı şaşırtmış olmalıydı. Belki de bir leydinin neden her şeye sahip olduğu hayatını bırakıp düşman topraklarına gittiğini düşünüp kendisi ile dalga geçiyordu, kim bilir.

Sıcacık suyun içine giren Rhoslyn aylardır istediğine kavuşmanın verdiği bir huzurla arkasına yaslandı. Kaçak hayatının en zorlu kısmı tacizler, açlık ve kirlilik olmuştu ne yazık ki... Genç hizmetçi kız bir bez yardımı ile Rhoslyn' in bedenine yapışmış kir parçalarını yavaşça temizlerken "Adın ne?" diye sormuştu.

"Darra, leydim." Hizmetçi kız bezi bırakarak eline bir fırça aldı. Ondan önce, bu karmaşık saçların kolayca fırçalanabilmesi için şifalı otlarla yapılmış bir karışımı Rhoslyn' in sarı saçlarına dökmüştü. Bu karışım olmadan saçlarının açılmasının imkanı yoktu.

fire and blood • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin