XXXVI| betrayal

1.5K 138 121
                                    

Ramin Djawadi • A Lannister Always Pays His Debts
___

RHOSLYN

Artık kapısı kilitlenmiyor, daha doğrusu buna gerek duyulmuyordu. Rhoslyn sadece ihtiyaçları karşılığında yataktan çıkıyor ve sonra uyku ile uyanıklık arasındaki arafında nefes almaya devam ediyordu. Araf acı dolu, gözlerini ne zaman kapatsa kralın kesilen başı karanlığında beliriyordu. Kral Manuel... Bunu ona nasıl yaparlar? Ona nasıl ihanet ederler? Durmaksızın bu soruları kendisine soruyor fakat geçerli bir sebep bulamıyordu.

Kral Manuel tanıdığı en iyi adamlardan birisiydi. Halkı için elinden geleni yapan, nazik ama bir kuzeylinin olması gerektiği kadar da sert. Böyle bir ölümü ve ihaneti haketmemişti.

Rhoslyn' in bu işte hiçbir parmağı olmamasına rağmen kalbinde hissettiği suçluluk ağırlığı asla azalmıyordu. Keşke orada beni de öldürselerdi. Keşke orada elimdeki tüm imkanlarla kralın önüne atlayabilseydim. Ben korkağın tekiyim ve gaspçının oğlunun karısıyım. Bundan daha utanç verici hiçbir şey olamaz.

Nefes alamıyordu. Bir ilk yaptı ve yatağından çıkıp üzerine yünlü pelerinini geçirerek odasından çıktı. Kapısının önünde nöbet tutan muhafız onu gördüğünde oldukça şaşkın görünüyordu.

"Odadan çıkmanız doğru değil leydim."

Rhoslyn suskun bir şekilde adamın yanından geçecekti ki muhafız onun bileğinden yakaladı ve bunun üzerine adamın yanağına sert bir tokat geçirdi.

"Eğer bir daha bana dokunursan elini keserim."

Bileğini muhafızdan kurtararak yoluna devam etti. Aptal adam hızlıca peşinden geliyordu fakat bunu da umursamadı. Sadece hava almaya ihtiyacı vardı. Temiz ve ferah bir havaya.

Kanlı Kale' nin arka bahçesine çıktığında şimdi onu takip eden dört muhafız vardı. Oysa Rhoslyn sadece bahçede biraz vakit geçirecekti ama herkes birisini öldürecekmiş gibi saçma davranıyordu. 

Kış güllerine doğru yürüyüp onların arasına oturdu ve sırtını arkasındaki ağaca yasladı. Kar, bugün sessiz ve hüzünlü yağıyordu, tıpkı düğünündeki gibi. Yüzüne kar taneleri düşerken gözlerini kapattı. O anı düşünmek istemiyordu. Bu yüzden güneyin tatlı kırmızı güllerini canlandırdı karanlığında. Onların kokusunu, onların yanında otururken Zayn' in de yanına gelip ona eşlik etmesini, tatlı sohbetlerini ve güneşin sıcaklığını... Hepsi yıllar öncesinde kalmış gibi hissediyordu. Ya da her şey bir rüyadan ibaretmiş gibi.

Gözlerini tekrar araladı. Neyse ki muhafızlar ondan uzak duruyor ve görüşünü kirletmiyorlardı. İç geçirirken Irwinlerin Kanlı Kalesi' ne baktı. Siyaha dönük taşlarla yapılmış bu kale kuzeyde Buz Kalesi' nden sonraki en büyük kaleydi. Bazıları, kale duvarlarına dikkatli bakıldığında geçmişteki Irwinlerin işkenceleri sonucu orada kalmış kan izlerinin görülebildiğini söylerdi. Rhoslyn bunun doğru olabileceğini düşündü. Irwinlerin iskencelerinde insanların vücut parçalarını kesmek vardı. Canlıyken içindeki bir organı sökmek, cinsel organa çeşitli zararlar vermek...

Bundan çok daha kötüsü; eski Irwin lordları bir adamı zincirlere bağlar ve tam önlerinde annesine ya da sevdiği kadına tecavüz eder ve sonra kadını yakarak, çığlıkları içinde öldürürlerdi. Sonra ise bir hafta boyunca işkence ettikleri adamı acısıyla yalnız bırakır ardından onu da öldürürlerdi.

fire and blood • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin