AALIYAH
Güven, sevgi ve aile. Bu hisleri unuttuğunu sanmıştı ancak yaşadığı onca şeyden sonra tekrar ağabeyinin kollarındayken tıpkı eskisi gibi hissediyordu. Buz Kalesi' nden ayrılmadan önceki o sıcak zamanlar gibi... Geriye sadece biz kaldık kardeşim. Ama önemli değil. Bundan sonra Shawn onun babası ve annesi, Shawn onun her şeyi olacaktı.
Eskisi gibi hissetse de ikisinin de aynı kişi olarak şu an burada oturduklarını söyleyemezdi. Aaliyah parçalanmıştı. Ama Shawn ise... Çok farklı, diye düşündü onu izlerken. Vücudu değişmiş, gerçek bir adam gibi görünüyordu. O sessiz ve uysal hallerinden hiçbir şey kalmamış, bunu en iyi gözlerinden anlayabilirdi. Çünkü o gözler parlaklığını, umudunu ve daha birçok şeyi beraberinde kaybetmişti.
Ona anlatmıştı. Daphne' yi kollarında nasıl kaybettiğini, onun ardından gerçek aşkı Diega' nın başına gelenleri ve onu nasıl gömdüğünü... "Yaşamanın bir anlamı olmadığını düşünmüştüm." dedi bunları anlatırken. "Ama artık sen yanımdasın. İkimiz için mücadele edeceğim."
Ağabeyinin yemeğini yemesini izlerken "Bana şarkı söyler misin?" diye sordu umut dolu bir sesle. "Eğer arpın buralardaysa getirebilirim."
Kabul edeceğini düşünmüştü. Ancak Shawn yemekteki gözlerini kardeşine kaldırdı ve "Artık şarkı söylemiyorum." dedi sessizce.
"Neden?"
Cevap vermediğinde üstelemedi. Değişen bir şey de buymuş. Shawn artık şarkı söylemiyordu.
Yüreğine oturan büyük bir hüzünle ağabeyinin yüzündeki yara izine baktı. Sol elmacık kemiğinden yanağına doğru inen bir çizgi uzun zamandır oradaymış gibi görünüyordu.
Yarını düşündü. Daha doğrusu güneş doğduğunda olacakları. Gözyaşı Nehri' ni geçip kuzeyin büyük kasabalarından biri olan Iron Hanesi' ne, Diken Kasabası' na, ayak basacak ve Shawn orayı kuzeyin meşru kralı olarak kendisine alacaktı.
"Diken Kasabası ve Lord Iron hala gaspçıya bağlı olursa ne yapacaksın?" diye sordu çekinerek.
Shawn maşrapasından son bira yudumunu alarak omzunu silkti. "Umalım da bu hatayı yapmasınlar. Hiçbir şey için sabrım kalmadı."
Dolaylı yoldan olsa bile cevabını almıştı.
"Sence ejderha kralı leydisini kurtarmış mıdır?"
Zayn Malik ejderhası ve ardındaki filosu ile birlikte gaspçının Kanlı Kalesi' ne doğru yola çıkmış, belki de şu an Leydi Rhoslyn için birisini daha öldürmüştü. Savaşın sonunda, kendisine yeminli bir lordun kalesinde muhtemelen iki gün kadar kalıp buraya, Shawn' ın yanına, geri dönecek ve ilerlemeyi birlikte sürdüreceklerdi.
Leydi Rhoslyn. Aaliyah onu hatırlıyordu. Altın sarısı saçlarını, mavi yeşil gözlerini, ay tenini... İyi bir kadındı. Tanrıya Zayn Malik' in onu kurtarması için dua etti. Kadın, o canavarların arasında yaşamayı hiç haketmiyordu.
"Zayn' i tanıyorum. Onu almadan dönmeyecek."
"Ashton Irwin' e ne olacak? Onu idam etmelisin Shawn. Herkes bunu görmeli."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fire and blood • malik
FanfictionYüzyıllardır güney toprakları ve ejderhalara hükmeden, ilk insanların soyundan gelen Malikler kuzeydeki krallık ile otuz beş yıldır sessiz bir barış içindedir. Bir gün güney topraklarına ayak basan kuzeyli ve soylu bir kadın, entrikaların ve savaşın...