XV| red

3.1K 186 63
                                    

AALİYAH

"Baban çıldırmış olmalı Shawn! Tanrı aşkına, bizi gerçekten ölüme mi götürmeye çalışıyor?"

"Anne, dinle-"

"Dinlenecek hiçbir şey yok. Bu tamamen saçmalık! Kaleden asla ayrılmayacağım!"

Prenses Aaliyah kraliçe annesinin odasına girdiğinde onu erkek kardeşi Shawn ile ciddi bir şekile tartışırken buldu. Buz Kalesi' nde bir süredir inanılmaz bir telaş vardı ve Aaliyah neler olduğunu sorduğunda kimseden cevap alamıyordu. Küçük bir prenses olmam hiçbir şeyi bilmemem gerektiği anlamına gelmez, diye düşündü. Ben de Mendes kanı taşıyorsam krallıkta olanları bilmeliyim.

Gittikçe büyüyen karnını elleri arasında tutan Kraliçe Karen' ın küçük kızını görür görmez yüzündeki öfkeli ifade biraz olsun yumuşadı. Aaliyah bundan da nefret ederdi. Çünkü annesine baktığında kendisini bebek gibi hissediyordu.

"Neler oluyor anne?" diye sordu yanlarına varıp.

"Sorun yok birtanem."

"Neden kimse bana hiçbir şey anlatmıyor?" Badem gözlerini kendisini izleyen ağabeyi Shawn' a çevirdi. "Shawn lütfen bana da anlat."

"Sabah bir kuzgun kaleye-"

"Shawn. Aaliyah' ın bunları duymasına gerek yok canım."

"Evet var! Ben de bilmek istiyorum ve her şekilde öğreneceğimi de biliyorsunuz." Kraliçe Karen teslim olurcasına bir iç çekti ve büyük kadife koltuğa oturdu. Annesi hiç olmadığı kadar yorgun ve gergin görünüyordu.

"Sabah bir kuzgun kaleye geldi." dedi Shawn yeniden söze girip. "Güneyin kralından."

Şaşkınca dudaklarını araladı. Güneyin kralı mı? Bu nasıl olurdu? Mendesler ve Malikler geçmişten bugüne bir savaş içindeydi ve yaklaşık otuz altı yıldır süregelen sessiz barış boyunca arada hiçbir iletişim bile olmamıştı. Aaliyah korktu. Ya yeniden savaş çıkar ve ailesi zarar görürse? Üstelik daha doğacak kardeşi ile oyunlar oynayacak ve kılıçlarla öğreneceği birçok yeni hareket vardı.

"Yaşlı Ejderha bizi ve lordlarımızı misafir etmek istediğini söylüyor. Rhoslyn Clifford meselesi yüzünden iki taraf da gerildi, o konuyu biliyorsun zaten."

Elbette olanları biliyordu. Birkaç kez Rhoslyn Clifford ile turnuvalar sayesinde karşılaşmıştı ve onun karanlık kış günlerinde ışıldayan bir güneş olduğunu düşünmüştü her defasında. Onunla bir kez konuşmuştu ve onun sıcakkanlı birisi olduğunu hatırlıyordu. Güneye kaçtığını öğrendiğinde ise şaşırmış ama gizliden gizliye onun güçlü duruşuna hayran kalmıştı.

"Ve babam bu teklifi kabul ederek güneye bir kuzgun gönderdi. Hazırlıklar başladı bile. Yakında yola çıkacağız."

Kraliçe Karen yeniden homurdanmaya başlamıştı. "Bu bir tuzak. Kafir ejderhalara güvenilmez. Onlar öfkelendiğinde etraflarındaki her şey küle dönüşür. Ya yol boyunca atlatacağımız tehlikeler? Ben hamileyim ve eğer bebeğime bir şey olursa-"

"Anne, hepimiz iyi olacağız." dedi Shawn annesinin yanına oturarak. Hamileliğin verdiği aşırı gerginlikle gözleri dolan kadının küçük ellerini kendi elleri arasına aldı.

"Babam bizi korumak için her şey yapıyor. Bundan şüphen var mı?"

"Sadece," dedi sağ gözünden akan damladan sonra. "Ailemiz için endişeleniyorum. İçimde çok kötü hisler var."

fire and blood • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin