XLV| shame

1.5K 148 99
                                    

SHAWN

Jeramain üç altını gururla Sör Logan' ın ellerinin arasına bıraktı. Herkes günlerce daha çok çalışmış ve Logan' a verilmesi gereken para bir şekilde toparlanmıştı.

Avcundaki altınlara iyice bakıp cebine sıkıştıran Logan "Bir sonrakinde iki katını alacağım." demişti.

"Ne?"

"Duymadın mı Jeramain? İki katı."

"Sör, kış çok sert geçiyor! Bu parayı bile ne kadar zor kazandığımızı görmüyor musunuz?"

"Kralın emrini hiçe saymayacaksın değil mi?" Sör Logan yüzündeki tehditkar bir tebessüm ile Jeramain' in omzunu sıvazladı ve ardından askerlerine emir vererek buradan uzaklaştılar.

Jeramain yüzündeki kederle kapıyı kapatmıştı. "İki dolunay içinde altı altın... İmkansız. Ne yapacağız?"

"Kralın emri olduğunu söyledi." dedi Peeta.

"O adam kral değil, sadece işgalci!" dedi Diega öfkeyle. "Krallığı yönetmeyi bilmiyorlar. İstediği şey imkansızlıktan ibaret."

Halk acı içinde ve ben buradayım.

Büyük bir vicdan azabı hissetti göğsünün ortasında. Bunu yüzünde belli etmemek için büyük bir uğraş verirken "Belki de buradan taşınmalıyız?" diye bir öneri sunmuştu Jack.

"Kuzeyin her bölgesinde vergiler artmış olmalı oğlum. Taşınmamız hiçbir şeyi değiştirmez."

"Daha çok çalışabiliriz?" Şimdi konuşan Shawn' dı ve sesi umut doluydu. "Hemen karamsarlığa kapılmayın."

"Denemekten başka bir şey yapamayız zaten... Diega, yumurtaları ne zaman götüreceksiniz?"

"Birazdan. Geliyorsun değil mi Sean?"

Tabiki gidiyordu.

Her gün yumurtalar için Diega ile birlikte kasabaya indiklerinde yumurtaları Gerald adındaki adama satıyor ve sonra dönüş yolundaki büyük kayanın yanında öpüşüyorlardı. Diega' yı öpmeyi ve onun dudaklarının tadını seviyordu. Daha önce hissetmediği duygular bedenini ele geçirirken daha fazlasını istiyordu. Daha fazla ve sonsuza kadar.

Kürklü pelerinlerini omuzlarına geçirip kümesteki yumurtaları bir sepet içinde toplayarak yola çıktılar. Adımları hızlıydı. Ne kadar çabuk yumurtalardan kurtulurlarsa öpüşmek için o kadar fazla vakit kalıyordu.

"Biliyor musun?" demişti Diega güzel dişlerini sergileyerek. "Eskiden kasabaya gitmekten nefret ederdim. Şimdiyse senin için günde üç kez bile tekrar gidebilirim. Bana ne yaptın böyle?"

Shawn, Diega' ya her ne yaptıysa Diega da Shawn' a aynısını yapmıştı. Bir zamanlar nefes almaktan nefret eden Shawn şimdi bu aile için, Diega için, nefes alıyordu ve onlar için aldığı her nefesi seviyor, kıymetini biliyordu. İyi hissediyordu bir süredir. Hala ailesine olanlar aklına geldikçe kalbi sıkışıyormuş gibi hissediyordu fakat bunları daha az düşünüyordu artık. Canı eskisi kadar çok yanmıyordu.

Ne demesi gerektiğini bilmediği için gülmeyi tercih etti ve Diega' nın soğuk elini tuttu.


fire and blood • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin