XXVIII| pride

2.2K 135 30
                                    

LAURIE

Sadece tek bir gün, yıllar gibi geçmişti Laurie için. Kalesine geri döndükten sonra doğruca odasına gitmiş ve çıldırıp çıldırmadığını düşünmüştü. Varlığı bile belirsiz bir adam olan Ragnar Lothbrok neden Laurie gibi bir piç ile tanışmıştı ki? Sadece bununla da kalmayıp bir sonraki gün ona her şeyi gösterme amacı ile tekrar buluşacaklardı. Gidip gitmeme konusunda şüpheleri vardı. Ama Laurie kendini tanıyor ve oraya gideceğini de çok iyi biliyordu. Gecenin tamamını kitap okuyarak geçirdi. Sabah olduğunda sadece bir maşrapa süt içti ve kalan zamanın tamamında üstatların yanında bulundu.

Yaşlı Üstat Jordan' a "Ragnar Lothbrok' u tanıyor musun?" diye sordu. Birisiyle konuşmayınca oluşan sessizlik onu rahatsız ediyordu.

Üstat Jordan abartılı bir şekilde gözlerini açtı ve "Lanetli adam!" dedi dramatik bir şekilde. "Tanrı bizi onlar gibi adamlardan korusun."

"Neden? O sadece bir kaçak."

"O, bir kaçaktan çok daha fazlası Laurie. Bir hırsız, bir katil ve bir hilekar. Krallığımıza verdiği zararları bilmiyorsun."

Bilmek de istemedi, Laurie zarardan çok hoşlanırdı. "Onun nerede saklandığını ya da kaldığını hiç duydun mu?"

Üstat Jordan önüne yeni bir kağıt koydu ve eski kitabın sayfalarını kopyalama işine devam etti. "Ragnar Lothbrok her yerdedir. Kimse onu bilmez. Ya da ne yaptığını, planlarının neler olduğunu... Tam bir bilinmezlik." 

Laurie daha fazla soru sormanın gereksiz olduğunu düşündü. Çünkü kimse tam olarak bu adam hakkında herhangi bir bilgiye sahip değildi. İç çekerek önündeki kitabı kapattı ve ayağa kalktı. İçerideki üstatlara açıklama yapmadan odadan çıktı ve üstat kulesinin merdivenlerini hızlıca indi. Kendi odasına girdiğinde üzerine en iyi kıyafetlerini geçirdi. İçliklerinin üzerine yünlü buz mavisi elbisesini, elbisenin üzerine yere kadar uzanan kalın bir pelerin geçirdi. Pelerininin başlığını öne çekerek yüzünü gizledikten sonra sonunda odasından çıktı. Erken bir vakitte gidiyordu ama daha fazla bekleyecek sabrı bulamıyordu kendisinde. Orada bir kayanın üzerinde üşüyerek beklemek çok daha tatmin ediciydi.

Laurie her zaman olduğu gibi kolayca Clifford Kalesi' nden dışarı çıkmayı başardı. Aç ve sefil kasabayı aştıktan sonra doğruca ormanın içindeki buluşacakları yere giderken çok kısa süre içinde kanına kadar üşüdü. Hava son birkaç gündür fazlasıyla soğumuştu ve bu sebeple üstatlar kışın geldiğini, gelen kışın ise son zamanların en sert kışlardan birisi olacağını söylemişti. En azından çok uzun sürmemesini diliyordu Laurie. Dokuz yaşındayken yaşadığı kış tam dört yıl sürmüştü ve tüm krallık bu süreci çok zor şartlarda atlatmıştı. Topraktan alınan ürün neredeyse hiç yoktu. Beslenemeyen hayvanlar cılız ve hastalıklıydı. Kuzey kralı bu sebeple Brownland' deki şehirler ile ticaret yapmak zorunda kalmıştı. Eğer bunu yapmasaydı muhtemelen ölüm oranları bundan çok daha fazla olacaktı.

Nedensiz bir şekilde öfkelenen Laurie kollarını birbirine bağlayıp etrafa bakındı. Görünürde kimsenin olmaması onu şüpheye düşürüyordu. Ya da belki de Ragnar Lothbrok çok yakınındaydı, sadece Laurie fark etmiyordu. Sessizlik. Fazla sessizlik onu aynı zamanda karamsar bir çukura soktu. Gelmekte hata mı yapmıştı yoksa? Onunla dalga geçiyor olabilirlerdi. Bjorn bunu bana yapmaz. Ama dünkü hali... Tanıdığım Bjorn' a hiç benzemiyordu.

fire and blood • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin