XXI| north is here

2.3K 165 25
                                    

RHOSLYN

Ejderha Kalesi' nin büyük ve güzel tanrı korusunun iskelesinin sonunda duruyor ve gözlerini denizden çekmiyordu. Kendisi için pek umudu kalmamıştı ama çok eskiden evindeki Beyaz Rahip ona "Tanrı olduğu sürece umut vardır güzel Rhoslyn. Tanrı ise her zaman var." diyerek umudun hiçbir zaman yok olmadığını söylemişti. Her gün dua etmeyi ihmal etmiyordu. Beyaz Tanrı' nın kendisini ejderhaların arasında, bu sıcak güney topraklarındayken bile duyduğuna emindi. Tanrı güçlüydü çünkü. Tanrı istediği her şeyi yapabilirdi.

"Leydim?" Lord Jacey' in oğlu ve aynı zamanda Zayn' in kuzeni olan Jawaad Malik yanına gelmiş ve kendisi gibi gözlerini denizin çok uzaklarına dikmişti.

"Duanızı bölmüyorum umarım."

"Hayır, duamı ettim. Siz de mi dua etmeye geldiniz?" Rhoslyn aptal olduğunu düşündü. Bir insan dua etmek dışında neden tanrı korusunu ziyaret etsindi ki? Sorduğu soru saçmalıktan ibaretti.

"Tanrı her zaman benimleyken özel bir yerde dua etmeyi gereksiz buluyorum leydim. Tanrı koruları sadece içimi ferahlatır."

"Haklısınız, burası çok huzur verici."

"Burada kendi tanrınız için dua etmek yanlış değil mi?"

"Dediğiniz gibi, benim tanrım da her zaman benimle. Tanrıya dua etmek için özel bir yer gerekmez."

Jawaad Malik güldü. "Zeki bir kadınsın. Sevgili kuzenimi şimdi çok iyi anlayabiliyorum."

Sıkıntıyla bir nefes verdi ve yan gözle Sör Jawaad' a baktı. Onun çapkınlığı ile ünlü, nişanlı birisi olduğunu herkes gibi Rhoslyn de biliyordu.

"Ne demek istediğinizi anlamadım."

"Geceleri kuzenimin yatağını ısıttığınızı duydum. Bu doğru mu?"

Kan, Rhoslyn' in yanaklarına hücum ettiğinde büyük bir utanç dalgası vücudunu kaplamıştı. Herkes biliyor muydu bunu? Söylentiler ne kadar yayılmıştı?

"Mahrem bilgilerim sizi alakadar etmez sör. Saygılı olursanız sevinirim."

"Saygısızlık edecek bir söz kullanmadım leydim, yanlış anlamayın lütfen."

Jawaad Malik ona doğru döndü ve büyük ellerinden birisi ile Rhoslyn' in kolunu tuttu.

"Güçlü erkekleri sevdiğiniz belli. Ben de bir Malik' im, Maliklerin gücünün sınırı yoktur... Kuzenimin yatağında yaptığınız gibi benimkini de ısıtır mısınız?"

Rhoslyn karşısındaki yüze sert bir tokat attı. Kolunu bu sapık adamın elinden kurtardıktan sonra öfkeyle bir adım gerilediğinde Jawaad Malik' in yüzünde yayvan ve küstahça bir sırıtış oluşmuştu.

"Bir daha benimle böyle konuşursan-"

"Burası benim ailemin toprakları fahişe. Benim topraklarım. Sen kimsin ki? Burada bana ne yapacaksın?" Tekrar elini uzattı ve bu sefer Rhoslyn' in bileğini sıkıca kavradı. Elinden kurtulmaya çalışsa da Jawaad Malik çok güçlüydü.

"Kuzenimin aklını zehirliyorsun. Keşke benimkini de o geniş amınla zehirleseydin. Sana karşı nazik olabilirdim, gerçekten."

fire and blood • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin