LXII| ashes of burning bodies

1.7K 177 233
                                    

ZAYN

Anghrist' in devasa gölgesi Kralın Şehri' ni karanlığa boğuyordu. Geçtiği her bölgeden yükselen sevinç çığlıkları ve adını haykıran insanlar coşkuyla karşılaşmıştı krallarını.

Şehrin üzerinde dönmeye devam etti. Amacı sadece güneyin kimin olduğunu kanıtlamak ve ejderhasına duyduğu özlemi bir nebze de olsa dindirebilmekti.

Biricik ejderhası geri döndüğünde her şey daha da kolay olmuş, gaspıçının ordusunu küle çeviren Anghrist, ardından denize doğru giderek Kaptan Hook' un hala savaşmakta olduğu tüm donanmayı denize gömmüştü. Zayn orada meşgulken ordusu ise dev bir koçbaşının yardımıyla şehrin kapılarını paramparça etmiş ve şehre girmeyi başarmıştı. Ardından ordunun büyük bir kısmı kaleyi almak için ilerlemişti.

Tüm asilerin şehrin büyük meydanında toplandığından emin olduktan sonra Anghrist ile birlikte alçaldı ve ejderha şehrin en büyük iki genelevinin güçlü çatılarına ayak basarak şehri sarstı, her yanı inletecek bir kükremeyi ölümcül sivri dişlerinin arasından serbest bıraktı. Dev kanatlarını iki yana açıp bir kez daha kükrediğinde neredeyse tüm asiler diz çöktü. Öyle ki, çevrede korkudan titreyen halk bile asileri taklit etmişti.

Çevik hareketlerle aşağı inip insanlara yaklaştı. Yaklaştıkça karşısındaki insanları inceleme fırsatı da bulmuştu. Her adam, savaştan çıkan birinin en kötü halinde görünüyordu. Kararan, kanayan ve korku dolu ağlak suratlar... Bunun yanında dostlarının yüzünü de görebiliyordu. Elinde, kurumamış kanla kaplı çekici ile kendisine gururla bakan Shawn, ilk gördüğü çocuğun aksine gerçek bir adam gibi görünüyordu. Gözlerinden yorgunluk aksa bile aynı savaşa bir kez daha girebilecek kadar savaşçıydı. Ve Louis... Hırslı soluklar, zafer dolu bir tebessümün arasından özgür kalıyordu. Niall, Greg, Luke...

Tüm bu gözlerden kendisini de görebiliyordu aslında. Aslan kanıyla ıslanmış tüm bedeni kısmen savaşın bir özetiydi.

Güney benim, diye düşündü o an. Yeniden buradaydı. Ateş ve kanla, bir ejderhanın yapabileceği gibi evini geri almıştı. Şimdi ise sırada yargı dağıtmak olacaktı.

"Yolu açın!" diye bağırdı kalabalığın arasından birisi. Asilerin arasından kimlerin geldiğini görebiliyordu.

Gaspçının köpek soyu.

Desmond, Harry, Anne, Gemma ve diğer onlarca kişi ile birlikte tüm Styles soyu... Kadınlar ve annelerin kucaklarındaki bebekler ağlıyor, Gemma Styles korkuyla annesine sarılırken Harry' nin başı eğik fakat babası tüm cesaretiyle Zayn' in gözlerinin içine bakıyordu. Ardından gelen Brannan soyu da gaspçıların hemen ardındaydı. Kuzeni Cedric Brannan' in yüzüne tükürmek istemişti o an. Eğer annesi yaşasaydı yeğeni olan bu hain çocuğu kendi elleriyle öldürürdü şüphesiz.

Her şeye rağmen işte hepsi karşısındaydı. Hepsi. Onları şimdi yakabilir ve Styles soyunu tarihten tamamen silebilirdi. Ama ne yazık ki bunu önceden olduğu kişi yapardı.

"Ben, Yaser Malik' ten olma, Trisha Brannan' dan doğma, Greenland' in Güney Krallığı' nın ve Brownland şehirlerinin meşru kralı ve isminin ilki, Aslan Katili Zayn Malik' im. Sizi krala ihanet edip tahtı gasp etmek ve adının birincisi Kral Yaser' i öldürmekten suçlu bularak yargılıyorum."

"Hepsini yak!" dedi halkın arasından bir kadın. O kadının üzerine halk nefretle aynı cümleyi bir dua gibi söylemeye başladı.

fire and blood • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin