LXI| fire and blood [II]

2.1K 208 157
                                    

ZAYN

Babam için, diye düşündü suyundan bir yudum alırken. Annem için. Kız kardeşlerim için. Atalarım için. Bana güvenen tüm insanlar için ve en önemlisi ölen bebeğimin annesi olan Rhoslyn için.

Öfkesi bedeninde tekrar alev aldığında elindeki maşrapayı masaya geri bıraktı. Unutma, dedi kendine. Yapılanları hatırla. Kazanmak için hatırla.

"Kaptan Hook denizi kana bulamaya devam ediyor. Ayrıca işgalcinin ordusu da görüldü Majesteleri. Tüm birlikler ve Kral Shawn hazır bir şekilde sizi bekliyor."

"Benim için ölür müsün Deiondre?"

Destek aldığı masadan ellerini çekti ve güçlü bir duruş alarak arkasındaki yaverinin şaşkın bakışlarına döndü. Genç çocuğun üzerinde bir zırh vardı. Zırh, dünden bugüne irileşmiş bedenine tam oturmuştu ve gerçek bir şövalye gibi görünüyordu.

"Ölmek için buradayım."

Çocuğa doğru yürüdü. Tam karşısında durduğunda elini onun omzuna yerleştirmişti.

"Hayatta kalmanı istiyorum, ne olursa olsun."

"İkimiz de yaşayacağız ve tahtınıza tekrar oturduğunuzda ben de hemen önünüzde diz çöküyor olacağım."

Zayn, çocuğa bir gülümseme armağan etti.

"Ve kılıcım omzuna değip tekrar ayağa kalktığında gerçek bir adam olarak ayağa kalacaksın."

Zayn' in şövalye ilan edeceği ilk kişi Dei olacaktı. Çok uzun bir zaman önce bu konuda söz vermişti ona ve onun fedakarlığını, sadakatini, sevgisini hiç unutmamıştı. Soğuk yağmurların altındaki kirli çamurun içinde, günlerce süren açlıkla uyudukları ve defalarca kez geçirdikleri ölüm tehlikeleri daha dün gibi aklındaydı, nasıl unutabilirdi?

Çocuğun yüzünde minnet dolu bir ifade oluştuğunda konuşmak için dudaklarını aralamıştı ki Zayn ondan önce davrandı.

"Unutma, hayatta kalmaya çalışacak ve yanımdan ayrılmayacaksın."

Derin bir nefes alan Zayn çocuğun elindeki kara miğferini aldı ve birkaç metre ötesindeki binlerce kişiden oluşmuş ordusuna döndü. Dört bin beş yüz adam yüzerli birlikler halinde bir kazık kadar kıpırtısız bekliyordu. Her ne kadar işgalcinin iki kat fazla adamı olsa da bu adamların büyük bir kısmı kıyılarını Hook' tan savunmak için deniz tarafına gitmişti. Ve Kaptan Hook, şu an denizi onların kanıyla renklendiriyor olmalıydı.

Birliklerin arasında oluşan boşluğa bir adım attı. Askerlerinin arasında gerçek bir kral gibi yürürken ciğerlerine güçlü bir nefes çekmişti.

"Dostlarım, aynı korkuyu paylaştığımızı biliyorum. Ancak burada, karşımda, kılıçlarınızı topraklarımız için sallamak amacıyla dururken cesaretinizin korkunuzdan ne kadar üstün olduğunu da görebiliyorum. Ve bu cesaret, güneş doğduğunda çoktan istediğimizi almış olmamıza neden olacak, size söz veriyorum.

fire and blood • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin