Dominik

370 49 7
                                    

Dominik herkesin bir köşeye çekilip onlara yer açtığı çemberde gözleri ıslak Valerie'nin karşısına geçti. Handa gördükleri şarkıcı yanındaki müzisyenlere işaret verdiğinde Efsunkar'ın yavaş melodisi çalmaya başladı.

Bu dansı saraya ilk geldiği zamanlarda öğrenmişti. Dans etmekten nefret ediyordu ama katar'ın himayesinde olduğu sık sık şölenlere katılıyordu. Fırsatını bulduğunda Katar ve tanışması gereken kişilerin onu bulamayacağı bir delik bulup onlar gidene kadar da oradan çıkmıyordu.

Ama her zaman şansı yaver gitmezdi. Bazen kendini hiç tanımadığı insanlarla el ele tutuşup dans ederken bulabiliyordu.

Gimar'da katar'lık gibi bir yönetim şekli yoktu. Ülke üç farklı bölgeye ayrılmıştı ve her bölgenin başında bir girit vardı. Dominik bu giritlerden birinin kızıyla dans etmişti. Kız ondan bir yaş büyüktü ve en az Dominik kadar bilmediği bu dansı birkaç denemeden sonra çözmüştü.

Ama Dominik kızın ayağına basıp onu cıyak cıyak bağırtınca dansları son bulmuştu. Dominik'in dans etmeyi öğrenme hikayesi de böyle başlamıştı.

Ona atanan dans öğretmeninin de ayağına defalarca basınca bu sefer ona dans etmeyi öğretme işi Esme'yle Markus'a kalmıştı.

"Aklında birbirini ortadan kesen iki çizgi düşün. Sen ve eşin bu çizgilerden iki ucunda duruyorsunuz. Aranızda yaklaşık on adım bulunur, onu sağ elini kalbine götürerek selamlarsın." Valerie'yle arasında da on adım vardı.

"Basit bir danstır," demişti Markus. Dominik'e hiç de öyle gelmemişti.

"Eşine doğru beş adım atar ve el ele tutuşursun. Ellerinizi ayırmadan birbirinizin etrafında önce sağa doğru, sonra sola doğru üçer kez dönersiniz. En sonunda ellerinizi ayırıp diğer çizginin uçlarına doğru ayrılırsınız. Sonra aynı düzeni tekrar tekrar devam ettirirsiniz."

Dominik de Valerie'ye dansı aynen böyle anlatmıştı. Valerie bu şarkıyı iyi biliyor olmasına rağmen dans hareketlerine çok hâkim değildi. Valerie hayali çizginin diğer tarafına geçip Dominik'in işaretini bekledi. Dominik sağ işaret parmağını kaldırdığında ona doğru yürümeye başladı.

Mirza onları nişanlı ilan ettiğinde Valerie hiçbir şey söylememişti. Sadece gözlerini dahi kırpmadan Mirza'ya bakmıştı. Sadece bu geceyi atlatmaları gerekiyordu.

Her dans hareketinde aklına Markus'un sözlerini getirdi.

Valerie'nin ellerini tuttu. Müziğin hızı artarken o hareketlere daha rahat alışabilsin diye Dominik yavaşça dönüyordu. Dönme sayılarını dudaklarıyla söylüyordu. Valerie'nin topuzunun altı neredeyse açılmıştı.

"Sadece bana bak." demişti Dominik. "Basit bir dans. Yapabiliriz."

Bir. İki. Üç. Diğer tarafa doğru döndüler. Bir. İki. Üç. Şarkı bitene kadar aynı hareketi tekrar tekrar yaptılar. Valerie ritme kolay alışmıştı. Hatta üçüncü kez tekrarladıklarında Dominik'in ellerini sıkıp daha hızlı döndü. Daha hızlı, daha sert, daha keskin. Dominik Valerie'nin öfkesini hissedebiliyordu. Ama Mirza'ya istediğini vermeyip sakin kalabildiği için de mutluydu.

Dans bitene kadar hareketleri dışında ikisi de konuşmadı. Şarkının sonuna doğru ağır adımlarla başladıkları noktaya gelip durdular. Valerie göz ucuyla Dominik'in eline, parmaklarındaki yüzüklere baktı.

Etraflarındaki kalabalıktan alkış sesi duyulduğunda ikisi de geri çekildi.

"Nişanlı çiftimize bakın, ne kadar da uyumlular!" Dominik şimdi Esme'nin ne demek istediğini daha iyi anlıyordu. Mirza gerçekten kendini kaybetmişti. Mantıklı düşünemiyordu.

Son Bekçi I Büyü Bekçileri - 1Where stories live. Discover now