Dominik

657 96 7
                                    

"Marmares'ten gelmiş biri olarak gerçekten de burayı sıkıcı bulabilirsin."

Buraya daha büyük bir beklentiyle gelmiş olduğu doğruydu ama onu sıkan bu köyün küçüklüğü değildi. İnsanlarıydı. Burada tek başına vakit geçirmesine izin verilseydi yeşilliğin tadını çıkarabilirdi. Matana'nın havası bile Marmares'ten farklıydı.

"Sessizliğini evet olarak kabul ediyorum." Valerie adımlarını adeta zıplayarak atıyordu. Seker gibi. Dominik önündeki aynı tarzda yapılmış tek katlı evlerin arasında yürürken insanların onu izlediğini gördü ama akıllarından ne geçtiğini tahmin edemedi.

"Seni tanıyorlar." dedi Valerie zihnini okur gibi. Dominik'e şaşkın gözlerle bakanlar Valerie'yi ellerini göğüslerine koyarak selamlıyordu. Bu hürmetin sebebi kızın babası mıydı yoksa Valerie Vaner bu yaşta bir konsey üyesi mi olmuştu merak etti.

"Konseyde misin?"

"Ben mi?" Valerie gergin bir tavırla güldü. "Mümkün değil..."

Ona neden mümkün olmadığını sormayı düşündü ama bütün Kalem tarihindeki tek Bekçi Reisi'nin annesi olduğunu hatırlayınca bu sorunun cevabını bildiğini fark etti.

Karşılaştıkları insanların kıyafetleri Marmares'te yaşayanların kıyafetlerinden çok da farklı sayılmazdı. Bazen Matana'daki bekçilerin yaşamının nasıl olduğunu merak ederdi. Garrek'le terasta oturur, onların yaşamlarına göre tahminlerde bulunurlardı. Bazen bunu başka şehirlerde, hatta başka ülkelerde yaşayan insanlar için de yapıyorlardı.

Hiçbir zaman kendini gerçek bir bekçi olarak görmemiş olsa da aklı onun kontrolü dışında kendiyle buradaki bekçiler arasında bir bağlantı bulmaya çalışıyordu. Henüz aralarında beklediği türden bir ilişki bulamamıştı.

Valerie onu köyün diğer ucuna kadar yürüttü. Bacakları at sürmekten ağrıyordu ama köyün her yerini de görmek istiyordu. Bu yüzden gıkını bile çıkarmadan onu takip etti. Yine de Valerie ona ahşap bir evin arkasındaki yüksek dağları gösterdiğinde köyün sonuna geldiklerine içten içe sevindi.

Ahşap ev köydeki diğer evlerden daha farklı bir mimariye sahipti. Biraz bakımla rahatlıkla köydeki en güzel ev olabilirdi. Kim bilir, şehrin ışıklarından uzaktayken gökyüzünü seyretmek ne kadar güzel olurdu.

"Burada kim kalıyor?"

Valerie garip bir ses çıkardı. "Şimdiye kadar söylediğim her şeye sessiz kaldın. Şimdi önüne çıkan evlerden birinde kimin kaldığını mı soruyorsun?"

Kaşlarını çattı. "Bu ev diğerlerinden farklı."

"Sen de diğer bekçilerden farklısın." Dominik konunun buraya nasıl geldiğini anlayamamıştı. "Ama biz sana farklı davranmıyoruz. Biraz oturmak ister misin? Sol bacağın titremeye başladı."

Sahiden de sol bacağı yorgunluktan seğiriyordu. Valerie kendini çimenlere atıp dirseklerini yere dayadı. Dominik onun daha... Beklentilere uygun biri olduğunu düşünmüştü. Hatta diğerlerinden daha süslü kıyafetler giyip gününü büyük evde oturup gelenleri karşılamakla geçirmeliydi.

Unvanı olan herkesin yaptığı bu değil miydi? Diğerlerine tepeden bakmak?

Oysa karşısında yere serilmiş, garip kolyeler takan kız gerçekten de Marmares'teki sokak çocuklarına benziyordu.

Eğer biraz daha çirkin ve pis olsaydı.

Valerie boynundaki kolyeleri çekiştirirken Dominik'in yanına oturmasını seyretti. Dominik ondan biraz uzağa oturup bacaklarını uzattı. Oturana kadar bu kadar yorulduğunu fark etmemişti.

Son Bekçi I Büyü Bekçileri - 1Onde as histórias ganham vida. Descobre agora