Dominik

412 67 10
                                    

Akşamki konuşmalarından sonra Valerie'nin kitaplara olan ilgisi artmış görünüyordu.

Dominik bu ikisi arasındaki ilişkiyi çözemese de artık onu daha az görüyordu. Valerie odasından sadece kitap almak için çıkıyor, eski dildeki kitapları okuyamadığı için de çoğunu geri bırakıyordu. Dominik ondaki bu değişimi anlayamamıştı. Belki de akşamki konuşmasıyla onu rahatsız etmişti. Sadece ona daha sıcak davranmaya çalışıyordu.

Kafana kar yağsın Garrek, diye düşündü kendi kendine. Al sana sıcak davranan Dominik! Soğuk davranırken en azından insanların benden kaçmak için mantıklı bir nedeni vardı. Şimdi onları neden kaçırdığımı bile bilmiyorum.

Dominik insan ilişkilerine dair bulabildiği her kitabı okumuştu. Kitaplarda yazan her şeyi de adım adım denemişti. Konuşurken gözlerinin içine bakın. Ona hoşuna gidecek sözler söyleyin. Anlattıklarını dikkatle dinleyin ve ilgili cevaplar verin.

"Acaba iltifat kısmını fazla mı kaçırdım?"

Belki de yeterince kitap okumamıştı. Bu konuda Garrek'e danışsa belki aradığı cevapları bulabilirdi ama Garrek asla onunla dalga geçme fırsatını kaçırmazdı.

Bak sen şu işe! Bizim yalnız bekçimiz sonunda birilerine değer vermeye başlamış. Garrek'in sesi zihninde yankılanınca yüzünü buruşturdu.

Bana arkadaş bulmamı söyleyen sendin!

Başını iki yana salladı. Bu işi kendi halletmek zorundaydı.

Valerie kitaplara olan ilgisi artmışken diğer her şeye olan ilgisini kaybetmişti. Sadece onunla değil Garrek'le de neredeyse hiç konuşmuyordu. Dominik başlarda bunun nedeninin Garrek'in sıkıcı hikayeleri olduğunu düşünse de geçenlerde garip bir şekilde Valerie'nin bu hikayeleri sevdiğini keşfetmişti.

Daha da kötüsü, Valerie de böyle hikayeler anlatmayı seviyordu. Ona sevdiği insanlar hakkında tek bir soru sorması yeterliydi. Bir anda büyük evdeki çocukların isimlerini teker teker sayıyor, hepsinin özelliklerini en küçük ayrıntısına kadar anlatıyordu.

Ursula'yı merdivenlerde gördüğü an tanıdığı en korkunç insanlardan biri olduğunu düşünmüştü. Dinlediği hikayelerden sonra artık bundan tamamen emindi.

Ama şimdilerde Valerie bu hikayeleri bile anlatmıyordu. Bazen akşam yemeklerini Garrek'le, eskisi gibi tamamen sessizliğe bürünerek yiyorlardı.

Dominik sessizliği severdi. Ama son zamanlarda sessizlik hoşuna gitmiyordu.

Bir şeyler ona eksik geliyordu.

"Onun... bir şeyi var gibi."

Garrek bir deftere okuduğu kitaplarla ilgili notlar alırken başını kaldırıp onun yüzüne baktı. "Valerie'yi rahatsız eden bir durum mu var demek istiyorsun?"

Kollarını birbirine dolayıp sırtını terasın camlarına yasladı. "Aynı anlama gelen bir cümleyi farklı bir şekilde söylemiş olmam cümlenin anlamını değiştirmez."

"Ama," dedi Garrek defterini kapatırken. "Senin neden böyle yaptığını bilen biri için değiştirir."

Dominik gözlerini devirmemek için kendini zor tuttu. "İstediğin gibi yeni arkadaşlar edindim. Benimle gurur duymuyor musun?"

"Gözlerim yaşardı. Hatta onu üzecek bir şey yapmış olma ihtimalini düşünüp üzülmen beni derinden etkiledi."

Garrek'in notlar çıkardığı kitap aslında ilgi çekici sayılırdı. "Üzgün falan değilim ben. Ayrıca bu kitabı ilk defa mı okuyorsun? Sözde Marmares'in en iyi katibisin."

"Karpem'in." diye düzeltti Garrek. Kitabı onun elinden çekip aldı. "Onu üzecek bir şey yaptığını düşünmüyorum Dom. Son günlerde benimle de pek konuşmuyor."

"Bana yine Dom demeye başladın. Belki de sen onu üzecek bir şey yapmışsındır."

"Ben mi?" Garrek histerik bir kahkaha attı. "Ben herkesle anlaşırım. İnsanlar beni sever."

Dominik bacaklarını oynatırken göz ucuyla merdivenlere baktı. "İkimiz de yanlış bir şey yapmadıysak neden böyle? Böyle sessiz durmak hiç... ona göre değil."

Garrek kitaplarını toplayıp sandalyesini geriye itti. "Buraya dönmek onun gibi biri için bile kolay değil. Sadece uzun yıllar yaşadığı şehirle değil, annesi ve geçmişiyle de yüzleşmek zorunda. Sen nasıl odana çıkıp günlerce benimle konuşmuyorsan o da bizimle konuşmak istemiyor olabilir. Ayrıca, artık gidip şölen için hazırlanmamız gerek. Altı yıl sonra ilk defa büyü şölenine katılıyoruz. Ben bile heyecanlıyım! Şölenin Valerie'yi eski neşesine kavuşturacağına eminim."

Dominik onun gidişini izlerken camdan yansıyan kelimeye baktı: Güven. Belki de Valerie ona güvenmekte zorlanıyordu. Belki de güvenle sorunu olan kişi oydu. Valerie'nin onunla birkaç gün konuşmuyor diye arkadaşlıkları bozulacak değildi.

Dönüp baktığında, onu bırakıp gidenler, tam da onunla konuşan kişilerdi. Odasına giden merdivenleri çıkarken bir şeyin daha farkına vardı. İçinde bir parça bu kıza güveniyordu.

Saçmalıyorsun, dedi mantığı.

Ama saçmalamak da hoşuna gidiyor, diye cevap verdi iç sesi.

Merdivenleri çıkarken artık lanetli olduğu kadar delirdiğine de emindi. 

Son Bekçi I Büyü Bekçileri - 1Where stories live. Discover now