İkinci Kitap! Kara Kahin - Büyü Bekçileri 2

513 40 27
                                    

Dostlarım merhaba! Buraya gelmemiz uzun sürdü hatta neredeyse yıllarımızı aldı ama sonunda buradayız! Dominik ve Valerie'nin hikayesi kaldığı yerden devam ediyor! Bu seferki maceranın adı Kara Kahin!

İşte size kitabın Dominik'in ağzından ilk bölümü! Kapak da hazır olduğunda bölümleri paylaşmaya başlayacağım.

Desteğiniz için çok teşekkür ederim! Hadi, kaldığımız yerden devam edelim!

Dominik

Dünya hızlı bir rüya gibi etrafında dönüyordu. Gökyüzü rengarenkti, toprak ışıl ışıldı. Havada uçuşan baloncuklar vardı. Ayakları Dominik'i taşıyamıyordu, iki adımda bir yere düşüyordu. Ama nedense göğsü yere değmiyordu.

Sanki kendi bedeninden çıkıp bir bebeğin bedenine girmişti. Ellerinin değdiği yerler ıslanıyordu. Dokunduğu otlar kuruyordu.

Dur artık. Dur artık.

Nerede olduğunu bilmiyordu. Kulübeden çıktığından beri sadece yürümüştü. Belki kulübenin etrafında tur atıp duruyordu. Belki de Karpem'in hiç bilmediği köylerinden birine gelmişti.

Önünü göremiyordu. Geceyle gündüz birbirine karışmıştı. Sürekli kusuyor, sık sık bayılıyordu.

Gözünün önünde annesinin hayalet görüntüsü vardı. Biz hep senin yanındayız, diyordu. Gerçekten de o soğuk gecelerde içini titreten boşluk kaybolmuştu.

Şimdi onun yerinde evinin sıcaklığı vardı. Ama bu sıcaklık uykusunu getirmiyordu. Göğsünü, ciğerlerini yakıyordu. Sanki birisi ona bir ateş parçası yutturmuştu.

Yine yere düştü. Elleri toza bulandı.

Nefes alırken hırlıyordu. Kendini sürüye sürüye ağaçlara doğru çekti. Ağacın kahverengi gövdesinde de ışıltılar vardı. Dominik onlara doğru gelince ışıltılar iki yana kaçtı.

Bu ışıltıların ne olduğunu bilmiyordu. Ama belli ki ışıltıların dünyasında da Dominik sevilmiyordu.

Sırtını duvara yaslayıp gözlerini kapattı. Zihninde anlayamadığı sesler vardı. Bazı kelimeleri seçebiliyordu. Ama sesler çok fazlaydı. Hepsi birbirine karışıyordu.

Elini havaya kaldırdı. Parmağındaki kırmızı, ona renkli gökyüzünden kalan son hatıranın izleri de parlıyordu.

Dünya çok farklıydı. Sanki bir gökkuşağının içine düşmüş de boğuluyordu.

Parmaklarının ışıltısının arkasında güneşin sarılığını örten saçlar gördü. Sarı, dalgalanan saçlar. Beyaz bir yüz gördü, ellerindeki ışıkları dağıtacak kadar

"Anne?"

Anne. Anne, sen misin?

Elini ona doğru uzattı ama sarı saçlar uzaklaştı. Birinin sesini duydu.

"Git," dedi endişeli bir ses. "Kaç!"

Gitme. Lütfen.

Dominik dizlerinin üstünde öne doğru yürüdü. O sarı saçların peşine. O saçların hafif kızıla döndüğünü gördü, elinin önündeki ışığın rengi de değişti.

"Dominik," dedi birisi. "Dominik, benim!"

Ama Dominik onun kim olduğunu bilmiyordu.

Birileri bağırdı. Sonra birisi onu yere devirdi.

"Dur, ona zarar vereceksin!"

Burnuna pis, ağır bir koku geldi. Üzerindeki ağırlık çekilirken nefes nefeseydi.

"Elim yanıverdi! Elim!"

Dominik bu sesi tanıyordu. Bu sokağın en eski kokusunu. Yusar.

Ama gözünün önünde tekrar sarı saçlar belirdi. Bu saçları, bu gözleri, bu kızı da tanıyordu.

"Luna?" Sesini kendi bile duyamamıştı ama Luna başını salladı.

"Benim," dedi. Yüzü ıslaktı. Neden ağlıyordu? "Sen iyisin. Şimdi ellerine su dökeceğim, tamam mı?"

Neden ellerime su döküyorsun? Dominik o zaman kızın üstünün başının da ıslak olduğunu gördü.

Dominik ellerinin ferahladığını hissetti. Elleri eskiden yanıyor muydu ki?

"İyisin," dedi Luna, bir duayı tekrarlar gibi bir hali vardı. "Seni bulduk. İyisin."

İyiyim. Dominik ıslanan bedeni titrerken onun yüzünü seyretti.

"Yanayım! Ki sik miketsi! Yakıverdin beni!"

Seni mi yaktım?

Luna ona bir şeyler söylerken yüzü kıpkırmızıydı. Hıçkırıyordu.

"Üşüyorum," diye mırıldandı Dominik. "Çok... soğuk."

Luna onun başını kendine doğru çekerken kollarını üzerine doladı. Kızın da elleri sıcaktı. Dominik o hareket ederken eteğinin kenarlarını gördü.

Uçları koyu koyu olmuştu, üzerine siyah bir kum dökülmüş gibi. Dominik kaşlarını çattı. Kendi kıyafeti de parça parçaydı.

Yüzüğü olan eli kızın eteğine değerken taşı güneş ışığında parladı.

Kızın eteğindeki koyu lekeler, bir anda camla kaplandı.

Hayır, dedi Dominik. Kızın etekleri dondu.

Dominik gözlerini kapatırken kızın eteği hala donuyordu ama Luna ona hala sarılıyordu.

Son Bekçi I Büyü Bekçileri - 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin