Dominik

514 70 14
                                    

Biri onu çekiştirip Huek'in ellerinden kurtardı.

"Ki Huek?" Sesin sahibini görünce ağzı açık kaldı. Valerie kat kat saçlarıyla kocaman adamın karşısında dikiliyordu. "Size bir şey sorabilir miyim?"

Handaki herkes nefesini tutmuş onları seyrediyordu. Hatta kenarda kendi kendine şarkı söyleyen kadın bile enstrümanını bir kenara bırakmıştı. Dominik Valerie'yi uyarmaya çalıştı ama kız onu görmezden geldi.

"Sen de kimsin?" diye sordu Huek. Valerie eliyle şarkıcı kadını gösterdi.

"Bir şarkıcıyım. Buraya bu güzel insanlara şarkı söylemeye gelmiştim ama sizin çirkin yüzünüzü görünce söylemekten vazgeçtim."

"Ne dedin sen?" Huek'in yüzünde o kadar dehşete düşmüş bir ifade vardı ki ayakları yere değiyor olsaydı Dominik bu sahneye gülebilirdi.

Valerie kollarını göğsünde birleştirip başını salladı. "Doğru duydun. Senin çirkin yüzün ilham perilerimi kaçırdı!"

Handakiler gülmeye başlayınca Huek iyice küplere bindi. Huek ona saldıracak gibi olunca Dominik de öne atıldı ama Valerie ikisini durduracak bir şey yaptı.

Şarkı söylemeye başladı.

Bu sesi ilk duyduğu günü hatırladı. Etrafında boyu onun beline gelen çocukların ellerini tutmuş, şarkı mırıldanarak dönüyordu. O zamanın üzerinden alt üstü iki hafta geçmişti ve şimdi aynı kız, aynı şarkıyı söylüyordu. Ama Dominik ona baktığında aynı şeyleri görmüyordu.

Valerie şarkısını bitirdiğinde handaki misafirler tezahürat yapmaya başladı. Valerie yüzünde tatminkâr bir ifadeyle Huek'e bakıyordu ki insanların tezahüratları ciddiyetini ele geçirdi ve gülmeye başladı. Dominik onu seyrederken dudakları istemsizce kıvrıldı.

"Huek."

Kocaman handa Huek kadar iri tek bir insan vardı. O da tezgahın başında duran bu adamdı. Kocaman elleriyle belindeki mavi önlüğü çıkarıp onlara doğru yürüdü.

"Ben." dedi kızıl saçlı adam, yürüyüp Huek'in tam karşısında durdu. Kızıl saçlı adamın sesi o kadar tok ve kendinden emin çıkıyordu ki Heuk karşısında bir çocuk kadar küçülüverdi. "Her seferinde seninle uğraşmak zorunda mıyım?"

"Çocuk bana laf attı! Ben bir şey yapmadım Berun!"

Luna'nın o gece bahsettiği adam buydu! Gerçekten de Huek'i ikiye ayıracak kadar güçlüymüş.

Berun yavaşça iç çekti. "Ya hemen hanımı terk edersin ya da seni tekmeleyerek çıkarırım. Anlaşıldı mı ki sik?"

Huek başını sallayıp handakilerin gülüşmeleri arasında handan çıkıp gitti. Buran bir Valerie'ye bir de elinde kekleri tutan Dominik'e baktı.

"O kekler kimar'sız yenmez. Leuna, hepimize birer kimar ve atıştırmalık getir." Adam onlara oturmalarını işaret edince Dominik itiraz etmek için ağzını açtı ama Buran elini kaldırdı.

"Ya oturur kimarı içersin ya da Huek'e sunduğum ikinci teklifi sana da sunarım."

Valerie onun yanına koşup koluna girdi. "Ki tekür. Teklifinizi -yani ilkini- zevkle kabul ederiz."

Hayır. Bu çok kötü bir fikirdi. Berun Huek'i susturmuş olabilirdi ama herkesi durduramazdı. Burada olduğu haberi şehre yayılırsa insanlar onu görmek için buraya da toplaşabilirdi. Bu durumda ne yapacaklardı?

Ya Valerie'nin kimliği ortaya çıkarsa?

Valerie'yi kolundan tuttu. Ama o başını iki yana salladı. Derin bir iç çekerek başlığını kaldırmaya çalıştı ama Valerie elini tutup indirdi.

Son Bekçi I Büyü Bekçileri - 1Where stories live. Discover now