Valerie

636 89 6
                                    

"Bir gün gelecek, en çok sen seveceksin."

Valerie kucağındaki kızın saçlarını okşarken bir yandan da eski bir şarkıyı mırıldanıyordu. Akşam yemeğinin hazırlanmasına daha vardı ve Dominik Dormen belasından kurtulduğu için biraz dinlenmek için kendine vakit ayırabilirdi. Bedenen yorgun hissetmiyordu hem sesleri tekrardan duymaya başlaması hem de Dominik Dormen ve Esme Enez ile tanışması, kendini bir anda geçmişi düşünürken bulmasına neden olmuştu.

Onun gitmesinin üzerinden aylar geçmişti ve aylardır gerçekten iyiydi ama karşısında Marmares'ten birilerini görmek, saraydan birilerini görmek...

"Vali!"

"Hmm?"

"O gelen gerçekten de Son Bekçi miydi?" Valerie'nin gözünün önünde Dominik Dormen'in yüzü belirdi. Koyu renk saçları kıvır kıvır alnına düşüyordu. O saçların arkasındaki o sarımsı gözlerini görmek neredeyse imkansızdı. Kütüphaneden dışarı çıkmıyor olsa gerek, yüzü de bir ölü kadar beyazdı. Boyu kısa değildi ama çok zayıf ve güçsüz görünüyordu. Eğer biraz daha samimi davranabilseydi belki de Valerie'nin gözüne bu kadar cansız gözükmezdi. Ama o kadar mutsuz görünüyordu ki Valerie'ye sürekli kendini yanlış bir şey yapıyormuş gibi hissettirmişti.

Yine de onu suçlamakta zorlandı. Marmares'e sıkışıp kalmanın nasıl bir his olacağını tahmin edebiliyordu. Hele de üzerine yapışmış bir "Son Bekçi" adı varken. Onun yerinde olsaydı muhtemelen ondan çok daha mutsuz olurdu.

"Evet, li Mira." Valerie Mira'nın saçlarını çok seviyordu. Öyle tatlı bir rengi vardı ki bazen kıskandığını bile söyleyebilirdi. "O gerçekten de Son Bekçi."

"Ne kadar şanslı." dedi Mira yattığı yerden dönüp onun yüzüne bakarken. "Marmares'te yaşarken her gece dışarı çıkıyordur. Sokakta bir sürü insan vardır. Ben de onun gibi özgürce dolaşabilmeyi isterdim."

Valerie onun alnına bir öpücük kondurunca Mira huysuzlanarak kaçmaya çalıştı. "Ben sana ne anlatıyorum, sen ne yapıyorsun!"

"Mira, miketsinin düşündüğün gibi bir yaşamı olmadığına emin olabilirsin. Ama..." Gözünün önüne babasıyla ülkeyi gezdiği günleri getirmeye çalıştı. O kadar uzun zaman geçmişti ki çoğu şey hafızasından silinip gitmişti. "Ben de özgürce gezebilmeyi isterdim."

"Biz de bir gün dışarı çıkabilecek miyiz Vali?" Valerie Matana'nın dışında bir yaşam kurma hayalini uzun zaman önce bırakmıştı. Ama şimdi Mira'nın gözlerindeki heyecanlı ifadeyi görünce... Bir anlığına geleceği düşündü. Babası ve Urak ile tekrardan yolculuk etmeye başlasaydılar ilk gidecekleri yer neresi olurdu?

"Mira. Ursula'yla konuşmam gerek. Yemek hazır olana kadar odanda bekle, tamam mı?"

Mira gitmemek için bir sürü bahane uydurunca Valerie onu kendi elleriyle odasına götürmek zorunda kaldı. Diğer çocuklar da bekçileri merak ediyordu ama Valerie onları atlatmanın bir yolunu bulup aşağı indi. Ursula mutfakta yemeklerle ilgileniyordu.

"Ursula, konuşmamız lazım."

Ursula onun geldiğini görmüştü ama Kirni'ye yemekle ilgili talimat vermekle meşgul olduğu için ondan yana bakmadı. "Suyunu çekince yemeği ateşten alırsın. Beri'ye söyle çocuklardan birkaçını yanına alıp masayı hazırlasın. Birazdan gelirim."

Ursula onu kolundan tutup büyük evin arka kapısından dışarı çıkardı. Evin önü bir sürü kişiyle dolu olsa da evin arkasında görünürde kimseler yoktu.

"Ne oldu?"

Valerie etrafına bakınıp kimsenin olmadığını görünce Ursula'ya yaklaştı. "Bir fikrim var. Ama beni desteklemen gerek."

Son Bekçi I Büyü Bekçileri - 1Where stories live. Discover now