Dominik

229 46 2
                                    

Bir gün Valerie ona insan olduğundan şüphe ettiğini söylemişti.

Dominik onun bu sözüne gülmüştü. "Dediğin gibi, bekçilerin bir yanı öleli altı yıl önce öldü."

Garrek anlatacaklarını bitirdiğinde içinde hiçbir şey hissetmediğinde, onun ne demek istediğini çok iyi anlıyordu.

Artık neden amcasının daha on dört yaşına gelmeden ölü gösterildiğini, Dormen adının da iki nesil öncesinde kaybolduğunu biliyordu.

"Garrek," dedi sırtını sandalyesine yaslarken. "Bana anlatmadığın bir şey kaldı mı?"

Yaşlı dostu konuşmaktan bitap düşmüş gözlerini kapattı. "Artık her şeyi biliyorsun."

Her şeyi değil. Henüz değil. Ellerini kaldırıp ona doğru uzattı. "Bana geçen konuşmamızda verdiğin cevabı hatırlıyor musun?"

Garrek onun bakışlarını takip edip ellerine baktı. "Evet."

Dominik başını sallarken avuç içlerini kendine çevirdi. "Peki neden ellerimle ayaklarımda bu yaralar olduğunu biliyor musun?"

"Bilmiyorum," dedi çaresiz bir sesle. "Bilmiyorum."

Ama bir tahminin var.

Garrek'in gözleri endişeyle büyüdü. "Dom... eğer öyleyse bile ne değiştirir ki? Sen de... herkes gibisin."

Sen de herkes gibi büyüsüzsün. Demek istediği buydu. Ama tahminleri doğruysa herkes gibi olmak onun olabileceği en son şeydi.

Sandalyesini ittirip ayağa kalktı. Güneş doğalı birkaç saat oluyordu.

"Yoruldum," diye itiraf etti merdivenlere doğru yürürken. "Biraz uyuyalım."

Garrek'i terasta bırakıp odasına gittiğinde yorgunluktan bayılacağını düşünüyordu. Ama yorganın altına girip ısındığında bile tek yapabildiği, göğsüne dayadığı ellerindeki yara izlerine bakmaktı. 

Son Bekçi I Büyü Bekçileri - 1Where stories live. Discover now