Valerie

347 55 5
                                    

O günden sonra Valerie artık kendine bahaneler üretmedi. Canı ne zaman onu görmek isterse kendini onun yanında buldu. Gününün çoğunu onunla geçirdiğinin farkındaydı ama bu umurunda bile değildi. Eğer Marah ona izin verseydi daha da uzun süre yanında olurdu.

Ama Marah sabahları güneş doğmadan uyanır, erkenden de evine giderdi. Bazı günler günün çoğunu evinde geçirdiği de olurdu. Valerie onu birkaç kez sıkıştırıp odasında ne yaptığını öğrenmeye çalışmıştı ama Marah özel bir şey yapmadığını söylüyordu.

Uyuyorum. Bütün gün hareket etmeye alışkın değilim.

Dediğine göre annesi de babası da birer büyücüydü. Çok bilindik büyücüler olmamakla beraber bekçilere de katılmamışlardı. Marah anne babasının güçlerine sahip değildi. Kim bilir küçükken buna ne kadar üzülmüştü. Hiçbir büyücü büyü kullanma yeteneği olmayan birine saygısızlık etmezdi.

Katar tarihi kurulduğundan beri bu büyük suçlardan biri olarak yazılıyordu. Yine de bu insanların üzülmediği anlamına gelmiyordu. Büyü bütün ihtirasların annesiydi. Anılar, duygular, düşünceler, hepsi birer büyüydü. Hatta aşk bile...

"Büyü yapamadığın için üzülür müydün?" diye sordu Valerie. Akşam yemeği köye ilk yerleştiklerinde beraber yenirdi. Marah eğer elinde olsaydı yemeklere katılmazdı ama bunu birliğin sağlanması için zorunlu tutmuşlardı. O da yemeğini hızla yer, adeta peşinden atlılar kovalıyormuş gibi kendi yaptığı kulübe evine giderdi.

"Büyü yapmanın ne anlamı var ki?" demişti Marah. "Her şey ne kadar da pamuk ipliğine bağlı. Ölenlerin hepsi büyücüydü. En güçlülerimizdi. Bir de bize bak... Güçsüz olduğumuz için hayattayız."

Konuşmaya devam ederken başını iki yana salladı. "Hayır, özenmedim. Keşke güçsüz bir ailenin güçsüz bir çocuğu olsaydım. O zaman ailem hala yanımda olurdu."

Karşısında duran gencin ne yükler taşıdığına dair en ufak bir fikri yoktu. Ama onu gösterdiği parçasıyla sevmişti. Elinden geldiği kadar. Sevgi de böyle değil miydi zaten? İnsan elinden geldiği kadar sevmez miydi?

Günler günleri kovaladı. Valerie her geçen gün onu daha çok sevdi, daha çok bağlandı. Gün geçmiyordu ki Valerie ona daha yakın olmak istesin. Sevgi açlık gibiydi. İnsanın insana olan açlığı bir türlü bitmiyordu.

Bu yüzden sonunda bunu onunla konuşmaya karar verdi. 

Son Bekçi I Büyü Bekçileri - 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin