Valerie

515 60 23
                                    

Valerie Markus'un parmaklarını takip edip dalgalara bakınca tüyleri diken diken oldu.

"İyi de Kar Denizi'ni nasıl geçeceğiz? Kar denizini b-" Elleri buz kesti. "Büyüyle mü?"

Markus başını salladı. "Büyümü harcamamak için şimdiye kadar sadece kara yoluyla yolculuk ettim. Bu yolculuğa büyümün yeteceğini düşünüyorum."

Derin bir nefes aldı. Şimdiye kadar nefesini kesen çok fazla şey yaşamıştı. Buna Datum'u ziyaret etmek de dahildi. Ama daha önce hiç büyüyle hiç yolculuk etmemişti.

"Tamam." Yaptığı onca delilikten sonra bundan korkacak hali yoktu. "Ne zaman yola çıkıyoruz?"

Markus dönüp Dominik'e baktı. "Dom... büyü gücüm üçümüzü taşımaya yetmeyebilir."

Dominik'i daha önce hiç böyle görmemişti. Bir ayağını sürekli yere vuruyor, bir eliyle de babasının yüzüğünü tutuyordu. Kırgın ve şaşkındı. Öfkeliydi. Ama o gözlerin de başka bir şey daha vardı. Sanki bir şey planlıyordu.

O sarımsı gözler ona bakınca Valerie ne yapacağını şaşırdı.

"İkimizden biri burada kalacak yani."

"Valerie'yi yanımda götürmem gerek." Markus göz ucuyla Valerie'ye baktı. "Ona ihtiyacım olacak."

Valerie de en az Dominik kadar şaşkındı. "Ne?"

Markus ona baktığında dudakları yine hareket etmedi. Bana hiç rüya görmediğini söylemiştin.

Valerie başını eğip kucağındaki kitaplardan birine baktı. Kara Kahin. Valerie bir Kara Kahin değildi. Ama olmasına da gerek yoktu. Eğer Markus büyünün başlangıç noktasını bulabilirse büyünün sözlerini bulmada bir kâhine ihtiyaç duyacaktı.

Bir Ses Kahinine.

Dönüp Dominik'e baktı. Bir kâhin olduğunu kabul etmek onun için zor olmuştu ama bunu Dominik'e söylemezse neden gitmesi gerektiğini anlamayacağını biliyordu. Onun güvenini yeterince kırmıştı. En azından bu konuda dürüst olmalıydı.

Kitapları yanına koyup ayağa kalktı. "Sesler... Markus ile tanıştığım gün başladı. Uyurken bir anda birinin bedenimi ezdiğini hissediyorum. Her yerimi... Her yerimdeki baskıyı hissediyorum. Ama hareket edemiyorum. Yardım isteyemiyorum. Sonra sesler başlıyor. Eski dilde, anlayamadığım sesler."

Devam etmeden önce bir an durup nefes aldı. Elleri titriyordu. Bu konu hakkında konuşmak düşündüğünden daha da zordu. "Bunun yaşadıklarımdan sonra gördüğüm kabuslar olduğunu düşünebilirsin. Ama değiller. Çünkü ben hiç rüya görmem. Hayatım boyuna da hiç görmedim. Şimdiye kadar sadece karanlığı gördüm."

Dominik'in yüzünün yumuşadı. "O gece sayıkladığın şeyler... benden korkman da bu yüzden miydi?"

Gözünden düşen bir damlayı silerken başını salladı. "Sesler Markus gittikten sonra uzun süre kesilmişti. Sonra sen Matana'ya geldiğin gün tekrardan başladı. Bu yüzden... sana dokunursam daha çok duyarım diye korktun."

"Yine de o gece yanımdan ayrılmadın. Yanımda kaldın."

Başını salladı. Ağlamamak için dudaklarını bükmesi gerekti. "Senin için değerdi."

Dominik uzanıp onun ellerini tutarken başını salladı. Sessiz ama her şey için verilen bir cevaptı bu. Seni anlıyorum. Seni affediyorum.

"Peki siz gittiğinizde ben ne yapacağım?" Kollarını göğsünde kavuşturdu. "Artık hiçbir şey yapmadan bekleyemem."

Valerie ona gülümseyerek baktı.

"En iyi yaptığın şeyi." dedi Markus eliyle kitapları göstererek. "Biz büyünün başlangıç noktasını ararken sen de kara büyüyle ilgili bulabileceğin her şeyi bulacaksın. Noktayı bulduğumuzda seni getirmenin bir yolunu bulacağım. Ne seni ne de Valerie'yi bu işin dışında bırakmayacağım. Artık bunu sizsiz yapamayacağımı biliyorum."

Son Bekçi I Büyü Bekçileri - 1Where stories live. Discover now