Valerie

510 78 7
                                    

Valerie'ye bir kez daha beklemesi söylenmişti. Ama o buraya daha fazla beklemek için gelmemişti.

Bir şeyler yapabilmek için gelmişti.

Sarayın şölen katını herkes kadar hatırlıyordu. Küçükken buraya gelip dans ettiğini hayal ederdi. Ama annesi ne onun ne de babasının saraya gelmesini istemiyordu. Annesi bunu ona doğrudan söylememişti ama Valerie onun neden böyle davrandığını biliyordu.

Seninle neden evlendim, bilmiyorum. Belki de göründüğünden fazlası olduğunu düşünmüşümdür. Ne bekliyordum ki? Sonuçta sen sadece bir ketsisin. Marmares'teki küçük evlerinde geçen huzursuz günlerinin üzerinden yıllar geçmişti. O eve dair anılarının çoğu kaybolmuştu. Ama Valerie o geceyi unutamıyordu. Annesinin ağzından çıkan sözleri. Ya da odadan çıkan babasının yüzündeki ifadeyi.

Babasının sadece üzüldüğünü düşünmüştü. Oysa babası kendinden utanmıştı. Karısı gibi bir büyücü olamadığı için. Valerie yaşı gelip büyü kullanma yeteneği göstermediğinde aynı utancı kendi de hissetmişti.

Şimdi burada olsaydın ne düşünürdün anne?

Kütüphaneye geldiği günlerde çocukların büyü şölenleri hakkında konuşmasını dinlerdi. Kızlar en güzel elbiselerini giyer, bütün gece dans ederdi. Valerie dans etmeyi, şarkı söylemeyi oradaki bütün çocuklardan daha çok seviyordu ama kimse onu büyü şölenine götürmemişti. Sarayı sadece müzik yokken renksizleşen haliyle görmüştü.

Etrafa bakarken yanından geçenlerin pelerininin saklayamadığı kıyafetine baktığını gördü. Acaba bu kıyafeti hatırlıyorlar mıydı? Ya da Valerie'nin kim olduğunu biliyorlar mıydı? Omuzlarını dikleştirip ona bakan hizmetçilerden birine doğru yürüdü. Kızın yaşı aşağı yukarı onunkiyle aynıydı. Valerie onun karşısına dikilince kız başını eğdi.

"Ki name. Size nasıl yardımcı olabilirim?"

"Ben Marmares'e gelen bir elçiyim." Nereden geldiğini söylemek için erkendi. "Kütüphaneyi ziyaret etmek istiyorum."

Kızın gözleri şaşkınlıkla açıldı. "Kü-kütüphane mi? Kütüphane üst kat..." Kız duraksadı. "Ken Katar'ın izni olmadan oraya giremezsiniz."

Valerie kaşlarını çattı. "Saray kütüphanesinin ziyaretçilere açık olduğunu sanıyordum."

Kızın gözlerinden doğruyu söylediğini gördü. "Öyleydi. Yine de... Ken Katar izinsiz ziyaretlerden hoşlanmayacaktır."

Ken Katar. Kadın hükümdar olarak Ken Katarin adını kullanması gerekiyordu ama bunun yerine, babası gibi Katar unvanını kullanıyordu. Kızın bu herkese meydan okuyan yanı aslında Valerie'nin hoşuna gidiyordu. Eğer bütün sevdiklerini bir yere hapsedip ülkeyi bu kadar kötü yönetmiyor olsaydı ona karşı daha iyi duygular da besleyebilirdi.

"Ben yardımcı olabilirim."

Başını çevirince ona tanıdık gelen bir simayla karşılaştı. Adamın yüzündeki kırışıklıklara rağmen kıvırcık saçları hala sapsarıydı. Siyah, uzun bir tunik giyiyordu. Valerie onun Katar ailesinden biri olduğuna sandı. Sonra göğsündeki altın sarısı rozeti gördü.

"Ki Emer." Hizmetçiler onu selamlarken Valerie hareketsizce adamın yüzüne baktı.

Emer onlara sıcak bir gülümsemeyle karşılık verdi. Kızıyla arasındaki benzerlik inanılmazdı.

"Siz sanırım kızım yerine gelen elçisiniz." Hizmetçiler birbirine bakıp konuşacak oldu ama Emer onlara gitmelerini işaret edince tekrardan selam verip uzaklaştılar.

"Evet." Valerie onu bekçi selamıyla selamladı. "Valerie Vaner."

Ursula'yla karşılaşabileceği insanlar hakkında biraz konuşmuşlardı ama Esme'nin babasına dair çok az şey biliyordu. Zengin bir tüccardı ve genç Katar'a danışmanlık yapıyordu. Ama iyi biri miydi ya da ona güvenmeli miydi, işte o kadarını bilmiyordu.

Son Bekçi I Büyü Bekçileri - 1Where stories live. Discover now