Valerie

390 67 11
                                    

Valerie zamanla bu sesleri duymaya alıştığını düşünmüştü. O sesleri sık sık duymaya alışmıştı. Ama sesler değişmişti. Artık daha yükseklerdi.

Uyurken sesleri mırıldandığını biliyordu ama daha önce hiç kendi sesini dinlememişti. Kendi sesinin o seslere katıldığını duymak... o seslerden birine dönüşmüş gibi hissettirmişti.

Nefes alamıyorum, diye bağırmıştı ama onu yine kimse duymamıştı.

Karanlık git gide artmıştı. Ta ki Valerie'nin varlığı bir hiçliğe dönüşene dek.

Artık üzerindeki ağırlığı bile hissetmiyordu.

Ki do...

Odasından çıkıp karşısında Dominik'i görmek onu korkmuştu. Onu kırmak ya da üzmek istememişti. Zaten Valerie'yi korkutan onu karşısında görmek değildi. Bu seslerin yükselmesine neden olanın o olma ihtimaliydi.

İşte tam da bu yüzden ondan bir canavarmış gibi kaçmıştı.

Kahinlerin görülerini ya da duyularını etkileyen birçok neden olabilirdi. Ama Valerie gerçekten bir kahinse ve duyuları, ya da ona ne deniyorsa, Dominik'in Matana'ya geldiği gün geri dönmüştü.

İçinden bir ses, duyularının ilk kez ortaya çıkmasına neden olan kişiyle Dominik arasında bir bağlantı olduğunu söylüyordu. Ya da her şey büyük bir tesadüftü.

Dominik ona yardım eli uzattığında elini tutmaya, daha doğrusu ona dokunmaya korkmuştu. Ama sonra yüzündeki o ifadeyi görünce... Dominik her zaman bir duvar gibiydi. Yüzünden düşüncelerini ya da duygularını anlamak neredeyse imkansızdı. Ama karşısında dururken yüzü bir cam gibiydi. Gözlerindeki kırgınlık Valerie'nin içindeki bütün korkuyu bastırmıştı.

Valerie ona az önce kitap okuyan, yanında olduğunu söyleyen arkadaşına bakarken gözünün önünde o kırgın bakışlar belirdi. Sana daha fazla yalan söylemek istemiyorum. Yüzüne baka baka sana ihanet etmek istemiyorum. Geçen sabah terasta karşılaştıklarında bir yanı Dominik'in o kıvrak zekasıyla her şeyi çözdüğünü düşünmüştü. Ama o altı yıl önce ölen büyüden kalan bir dünyaya inanıyordu.

Valerie'ye baktığında gördüğü bekçilerin çok konuşan, patavatsız kızıydı. Emer Enez de muhtemelen Dominik için ona göz kulak olan baba figürüydü.

Bu hikâyeyi çözemezdi.

Ben yanındayım, demişti. Arkadaşın olarak hep yanında olacağım. Valerie onun koluna sarılarak uyumayı, aşağı inip o seslere yüzleşmeye tercih ederdi. Ama burada kalırsa ağlayarak ona her şeyi anlatacağından korkuyordu.

Yataktan kalkarken elleriyle yüzünü ovaladı. Gözyaşları çoktan kirpiklerini ıslatmıştı. "Ben gerçekten iyiyim." dedi titrek bir sesle. Sesinin böyle çıkmasını uyku haline yormasını ummaktan başka çaresi yoktu. "Kendi başıma inebilirim."

"Seninle gelebilirim-"

"İki kâbus gördük diye çocuk mu olduk!" Valerie yalancı bir kahkaha attı. "Senden büyük olduğumu sık sık unutuyorsun."

Valerie arkasını dönüp gitmeden önce karşısında duran kırgın çocuğa baktı. Onunla ilk tanıştığında bu gözlerde hüzünden çok öfke vardı. Nasıl Valerie onu inandırmak için gülüyorsa Dominik de bu hüznü öfkesiyle kapatıyordu. Ona günlerce gerçek yüzünü göstermemişti. Ama şimdi onu, önüne koyduğu bariyerler olmadan görebiliyordu. Gözlerinde bütün o kaybettiklerini gördü: Ailesini, adını, gücünü, korkusunu.

Onun yaşadıklarının onda birini bile yaşamamış birçok insanla tanışmıştı. Dominik'i zamanında onu kıskanmakla, hiçbir şey yapmamakla suçlamıştı. Oysa Valerie onun yerinde olsa yaşamaya bile katlanamazdı.

Son Bekçi I Büyü Bekçileri - 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin