11.Uzay'ın Kıskançlığı

4K 190 13
                                    

Yemekler yenip herkes koltuktaki yerini aldığında Can annesini takip eden ördekler gibi Enes'in peşinde dolanıyorken diğer adamların yanında tek durmaktan çekiniyordu.

Kerem, Uzay'a dönüp "İkisinin arasında neler oluyor? Sen bilmiyor muydun Enes ile Can'ın tanıştığını?
"diye sordu merakla.

"HAYIR!Bilsem şu an bu halde olurmuydum Kerem! Karakolda görene kadar bilmiyordum. Enes hiç bahsetmedi" dedi Uzay dişlerini sıkarak.

"Çok yakınlar. Düşündüğüm şey olabilir mi aralarında? "diye sorunca Kerem, Uzay öfkeyle yerinden kalkıp bir hışımla evden kendini dışarı attı. Kapının çarpma sesiyle Enes ve Can içeriye geldiklerinde Enes'in gözleri  hemen odada Uzay'ı aramış sorgular gözlerle Kerem'e bakarak nereye gittiğini sorduğunda Kerem de " İşi çıktı" deyip geçiştirdi oğlanı.

" Enes, ben de çıkıyorum bu benim tmumaram bir şey olursa lütfen aramaktan çekinme olu mu?"

Enes, adamın suratına bakıp olur anlamında kafa sallarken birbirlerine biraz daha uzun uzun  bakıp sonunda Kerem de evden çıkmıştı.

"Eveeeeetttt kaldık mı baş başa civciv. Gel bakalım bir sarılayım sana." dedi Enes, Can'a bakarak.

Can, hemen Enes'e sarılıp kafasını göğsüne soktu. Enes göğsündeki çocuğun saçlarını seviyor bir yandan da onu izliyordu.

"Ben seni koruyamadım. Özür dilerim."

Can iç çekip daha da kafasını Enes'in göğsüne sokarken olanlar aklına geliyordu.

"Sen nereden bilecektin ki böyle olacağını. Hem şu an yanımdasın."

"Bilmeliydim. O pezevengi ilk gördüğümde anlamalıydım neler yapabileceğini. Özür dilerim Cancan."

Kafasını Enes'in göğsüne sokarak "Özür dileme Enes sen bir şey yapmadın. Bu konuyu kapatsak olur mu? Üzülüyorum."  dedi zaten üzgün olan oğlan.

"Tamam bebek kafa. Kapatalım ama daha fazla üzme sende kendini tamam mı? Ben, Uzay ve Kerem hep senin yanında olacağız. Bir daha kimsenin seni incitmesine izin vermeyeceğiz."

Can, kafasını sallayıp Enes'in göğsünde gözlerini kapatarak uykuya bıraktı kendini.

Enes, göğsünde uyuyan çocuğu uyandırmadan kucağına alıp yatağına yatırdı. Bir süre daha yanında kalıp sarı açlarını yavaşça sevdi oğlanın.

Sessizce odasından çıkıp içeriye geçtiğinde az önce bir şey demeden çekip giden Uzay'ı aradı.

" Neden bir anda çıkıp gittin. Seni merak ettim, kötü bir şey mi oldu?"

"İşim çıktı."

"Neden bana soğuk davranıyorsun Uzay? Yanlış bir şey mi yaptım?"

" Kapatmalıyım." diyip telefonu kapatınca Uzay, Enes salonun ortasında öylece kalakaldı.

Uzay'ın tavrını anlamıyor karakoldan beri ona soğuk davranıp göz teması bile kurmamasına şaşırıyordu.

Telefonu çaldığında ekrandaki bilmediği numaraya bakıp cevapladı Enes.

"Enes ben Kerem. Sizi merak ettim. Can nasıl oldu? "diye sordu Kerem.

"İyi. Şu an uyuyor."

"Sen nasılsın peki?"

Enes, oflayarak iç çekip "Yoruldum" diye cevap verdi telefondaki adama.

"Yanına geliyorum."

Telefonu kapatınca bir süre Kerem'i düşünüp Can'ın yanına gitti Enes. Hala oğlanın uyuduğunu görünce odadan yastık ve battaniyesini alarak salondaki koltuğa yerleştiğinde kapı çalınca kapıyı açtı  Enes.

Kerem eve girdiğinde daha birkaç saat önce gördüğü oğlanın yüzüne uzunca bakıp bir şey söylemeden sarıldı oğlana.  Boyu ondan uzun olduğu için kafası adamın boynuna denk geliyordu Çok güzel koktuğunu düşünüp sarıldığı adamın kokusunu hiç düşünmeden içine çekti Enes.

"Seni merak ettim."

Enes bir şey söylemezken Kerem, oğlanın elinden tutup koltuğa oturttuğunda hala dikkatlice çocuğun yüzüne bakıyordu. Saçını kulağının arkasına itip yüzünü avuçlarının arasına aldı.

"Her zaman arkadaşının yanında olamazsın. Hiçbir şey senin suçun değil. Sakın kendini suçlama. Bu güzel suratın daha fazla asılmasını istemiyorum. "dedi Kerem kaşlarını çatarak.
Kerem ne yapıyordu anlamıyordu Enes ama şu an kalbi epey bi hızlanmıştı. Yüzü onun ellerinin arasındayken kendini ondan çekmek istemiyordu ama yapamadı.

Kerem ayağa kalktığında koltuktaki battaniyeye bakıp sinsice gülümsedi. Belki düşündükleri gibi bir şey yoktu çocukların arasında.

"Ben artık gideyim sen de uyuyup dinlen tamam mı?" diye sordu gözlerine bakarak.

"Tamam "

Enes'e yaklaşıp dudağına çok yakın bir yerden öpüp arkasına  döndüğü  gibi evden çıktığında çocuk olduğu yerde kala kalakalmıştı.
Adama tepki bile vermemiş onun nasıl bu kadar rahat olmasına şaşırıyordu. Ve neden bunun hoşuna gittiğini sordu kendi kendine...

Saatler geçmiş Uzay merakına daha fazla dayanamayıp Enes'in evine gelmişti, Sessizce kapıyı açarken ikisini aynı yerde uyurken görmekten çok korkuyordu adam. Yavaşça içeriye girdiğinde Enes'in salonda yattığını görünce tuttuğu nefesini rahatlayarak saldı kıskanan adam.

Enes'i orada bırakıp yatak odasına doğru ilerlediğinde içeriye girmeden önce kapı arasından uzunca bir süre baktı küçüğüne. Şu an onu kucağına alıp göğsünde yatırmayı ne çok istiyordu adam.  Yaralarını o sarmak istiyordu küçüğünün.


Saatlerce bıkmadan usanmadan bakabileceği çocuğa daha fazla izlemeyip kimseyi uyandırmadan sessizce evden çıktı evden Uzay.

Sabah olmuş Can, gözlerini açtığında Enes'i baş ucunda görünce gülümseyip kafasını onun göğsüne koymuştu.

"Günaydın uykucu! " deyip saçlarını karıştırdığında Can'ın bu hareket çok hoşuna gitmişti.

" Yataktan çıkmak istemiyorum" dedi uykulu sesiyle sarışın oğlan.

" Çıkma civciv ben bugün emrine amadeyim. Efendimiz nasıl hizmet görmek ister acaba?"

"Iımm güzel bir kahve iyi olurdu..."

" Kahve demek hııı! Kahve! Sen şimdi görürsün kahvaltıdan önce kahve nasıl içiliyormuş!" deyip, yatağın içinde Can'ı gıdıklamaya başlayınca Enes ikisinin yüksek kahkahalarından onları izleyen adamların geldiklerini fark edememişlerdi çocuklar.

Öksürük sesiyle ikisi de sesin geldiği yere baktığında Uzay ve Kerem kapının oradan onlara bakıyor ve Uzay'ın gözlerinden alev çıkıyordu resmen. Kerem' in de ondan pek bir farkı yoktu.

Yatakta doğrulup kapıda kendilerine bakan iki yakışıklı adama
"Günaydın "deyip ikisine de gülümsedi çocuklar  adamlar olabildiğince soğuk bir şekilde "Günaydın " deyip içeri geçerlerken bir şeyleri ters gittiğini anlayan Enes Can'ı odada bırakıp onların yanına geçti.

"Sabah şerifleriniz hayırlı olsun. Bu ne suratsızlık? "diye sordu Enes adamalara.

Uzay, kafasını bir yere çevirmiş ona bana bakmazken Kerem ise  "Sizi merak ettik de geldik. Keyfiniz pek de yerindeymiş Enes Bey! "deyince imalı bir şekilde Enes'in, gülen yüzü asılmış tek kaşını havaya kaldırarak Kerem'e yanaşmıştı.

Sesini alçaltıp sinirli bir şekilde
"Dünden beri yüzü ilk defa güldü. Bu suratlarınızla onun canını sıkacaksanız gidin evimden" dediğinde, adamların ikisi de Enes'in bu haline şaşırmış Kerem koltuğa sırtını yaslayıp "Tamamdır Enes Bey mesaj alındı sorun yok" derken Uzay, Enes'in bu halini ilk defa gördüğü için şaşırmakla kalmıştı sadece.

****

KİMSESİZ ADAMLAR [BxB]Where stories live. Discover now