81. Cevapsız Sorular

1.1K 80 16
                                    

Yaşadıklarının etkisinden hala çıkamayan Can geceyi sürekli kabuslarla geçirmiş kendine tam gelememişti. Eda, Kerem ve Enes bir an olsun onu yalnız bırakmamış sabaha kadar sarışın oğlanın yanında kalmışlardı. Bu süre içerisinde Mert'in ameliyatı başarılı geçmiş fakat hayati tehlikesi devam ettiği için yoğun bakıma almışlardı genç adamı. 

Hastanenin etrafı ve içerisi Alpaslan'ın adamları tarafından korunuyorken Devran'ın adamları da onlarla birlikteydi fakat ortada Devran yoktu. Devran'ın kafası karışmış sorularına cevap arıyordu. O da Uzay gibi Can'ın kendisini kaçıran adamı korumaya çalışmasını anlamıyor aynı zamanda Uzay'lar ile olan bağlantısını merak ediyordu. Tüm bu sorularının cevaplarının onu hiç memnun etmeyeceğini bilmeden soluğu Alpaslan'ın yanında aldı.

"Oğlun iyi çok şükür Devran senin de onun yanında olman gerekmiyor mu?"

" Evet iyi ama benim kafama takılan şeyler var Alpaslan. Biliyorsun ben meraklı bir adamım. Sorularımın cevapları sende diye düşünüyorum." diyerek, Alpaslan'ın karşısındaki koltuğa yayılarak oturdu.

" İyi sor bakalım neymiş merak ettiğin?"

" Uzay ile Kerem senin öz oğulların mı?"

"Oğlun kaçırılmış hastanede yatıyor sen şimdi kalkmış benim oğullarımı mı merak ediyorsun Devran?!"

" Aynen öyle Alpaslan. Oğullarını ve oğullarının oğlumla alakasını merak ediyorum. Can'ın bu dünyadaki adamlarla işi olmaz! Bu işlerde bağlantısı yok onun. Nasıl oldu da sizinle bir bağlantısı oldu onu öğrenmek istiyorum." 

Alpaslan, Uzay ile Can'ın arasındaki ilişkiyi biliyordu. Elbette ki Uzay'a açık açık sormamıştı lakin ilk defa Uzay'ı bu kadar korkmuş ve çaresiz görmüştü. Gözü kapalı o çocuk için ölüme gideceğini anlamıştı. Bunu gidip Devran'a söyleyemezdi. O pisliği göz göre göre Uzay'ın üzerine salmak olurdu.

"İkisi de benim oğlum. Kendi kanımdan olmasalar da oğlum saydım onları. " dedi Alpaslan, net bir tavırla. Devran daha da meraklandı fakat kimdir nedir diye sorsa Alpaslan'dan cevap alamayacağını biliyordu. İkisi hakkında her şeyi kendi araştırması gerektiğini aklının bir kenarına not etti.

"Can ile alakaları ne?"

" Can ile Uzay aynı binada yaşıyorlar. Arkadaş olmuşlar."

"Yapma Alpaslan anlatmadığın bir şeyler var kim kimle arkadaş olup da başı belaya girince ülkenin en büyük mafyasını peşine takar?"

"Yeter bu kadar Devran. Arkadaşlar dediysem arkadaşlar. Oğlun güvende işte git onunla ilgilen kurcalama boş yere!"

Devran'ın aklına Can ile Uzay'ın sevgili olabilme ihtimali gelse de  kabullenmek istemediği için başka nedenler bulmak istiyordu. 

"Ben kendim bulurum cevaplarımı. Her şey için eyvallah Alpaslan..."deyip hastaneye gitmek üzere oradan ayrıldı Devran.

*

Can gözlerini açtığında Eda ayak ucundaki sandalyede başını yatağın kenarına dayamış uyurken Enes ise Kerem'in göğsüne başını yaslamış o şekilde uyuyorlardı. Sarışın çocuğun gözleri Uzay'ı aradı. Gece her uyanışında onu sormuş hep geçiştirilmişti soruları. Neden gelmiyor sevgilisi diye üzülmeye başlamış bir an önce onu sarılmak istiyordu. Bir süre daha aklındaki sorular ile yatağından arkadaşlarını izlerken içeriye giren hemşirenin sesiyle herkes uykusundan kıpırdanmış gözlerini açmıştı. Kerem, Can'ın uyanık olduğu görünce hemen yanına fırladı.

"Sarı kafa iyisin di mi?"

"İyiyim iyiyim merak etme." bu sırada hemşire Can'ın ilaçlarını vermiş odadan çıkmıştı.

"Uzay nerede? Neden yanıma gelmiyor bitmedi mi işleri?" diye sordu ağlamaklı bir sesle. Kerem, Eda ve Enes üçlüsü birbirine bakarken üzgün gence ne cevap vereceklerini bilmiyorlardı. Kerem, oturduğu koltuktan kalkarak kafasında düşüncelerini toplaya toplaya Can'ın yanına geldi.

"Can'cım Uzay gelecek. Ortamı gördün halletmesi gereken şeyler var. Biter bitmez burada olacak merak etme." Sarışın oğlan bundan çok emin değildi yine de üzgünce kafasını salladı.

"Kendini iyi hissediyorsan ne olup bittiğini bize anlatır mısın?" diye sorunca Kerem, Can kafasını sallayıp derin bir nefes aldı. Nasıl kaçırıldığını, neler yaşadığını, bu süreçte Mert'in ona nasıl davrandığını hemen hemen her şeyi anlatmış arkadaşları kimi zaman şaşırmış kimi zaman da duyduklarına üzülmüştü. Kerem dinlediği şeylerle Can'ın dünkü davranışlarına hak vermişti. Bir yandan Uzay'a da hak veriyordu ama Can'ı dinlemeyip ona güvenmemesine sinirleniyordu. Gidip öğrendiklerini Uzay'a anlatsa da içini soğutamayacağını çok iyi biliyordu. Onların baş başa bu mevzuyu konuşarak halletmeleri gerektiğini düşünüyordu.

Olacaklardan habersiz bir şekilde dört genç odada muhabbet ederken Devran ve Uzay hastaneye doğru kafalarında sorular ve birikmiş öfkeleriyle çoktan yola çıkmışlardı.

**** 

KİMSESİZ ADAMLAR [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin