85. Hasta ziyareti kısa olur

1.2K 74 13
                                    

4 gün sonra...

Dört gündür Mert'in başında onu tek bırakamadığı için Can refakatçisi olarak bekliyordu Öncesine göre daha iyiydi. İyilerdi. Bu süre boyunca Uzay hariç diğerleri onu her gün görmeye gelmişlerdi. Ne Can onlara Uzay'ı soruyordu ne de onlar Can'a Uzay ile ilgili bir şey söylüyorlardı. Herkes olan bitenin farkındaydı. Yine de Can için endişeleniyorlardı. Onlara aldığı kararlardan bahsetmedi Can biliyorum ki bahsetse asla yapacağı şeyi kabul etmezlerdi. O yüzden buralardan gittikten sonra haber vermeye karar verdi.

.

Mert, aldığı ilaçların etkisiyle sık sık uyurken Can da  geçen gün hemşirelerin birinden ödünç aldığı kitabı okurken kapı çalmadan içeriye birden dalan adamla olduğu yerden fırladı.

"Baba! "

"Senin bunun yanında ne işin var?" diye sordu babası sinirle. Qz buçuk korksa da şaşkınlığını bir kenara bırakarak cevap verdi.

"Arkadaşımın yanında olacağım tabi ki benim yüzümden vuruldu.

Devran, oğlanın üzerime doğru yürüyüp yumruğunun arasında sıktığı tesbihi yüzüne doğru yaklaştırdı.

"Ne arkadaşı lan! Bu piç seni kaçırıp kaç hafta kapalı tuttu. Ne arkadaşı!"

" Biz hallettik onu aramızda. Mert bana zarar vermedi, vermez de. "

"Ne bok yemeye kaçırdı o zaman seni! "

Hiçbir şey söyleyemedi Can ne söylese de  zaten babası delirmişti iyicene delirecekti. Tam  da bu sırada içeriye giren Enes, Eda ve Kerem üçlüsüyle ortam daha da tuhaflaşmış tüm bu olanların sorumlusu Mert salağı da uyanmış yattığı yerden onları izliyordu.

Devran'ın Can'ın üzerin yürüdüğünü gören Kerem ve Enes hemen aralarına girmiş hatta Kerem, Devran'ı eliyle göğsünden ittirerek Can'dan uzaklaştırmıştı. Normalde olsa Devran, Kerem'in bu hareketine bir saniye düşünmez kafasına sıkardı ya da  ona dokunan parmaklarını tek tek kırar işkence ederdi ama ortada bir tuhaflık vardı. Devran, kafasını yana çevirmiş gözlerini ayırmadan Eda'ya bakıyor, hiç tepki vermiyordu.

" Neden bakıyorsun babalık birine mi benzettin?" diye sordu Eda, alayla. Bunlar ölmeyi bayılmak sanıyorlardı herhalde. Birazdan Devran'ın silahını çıkartıp tek tek hepsine sıkmasa iyidir diye düşündü Can. O sırada  Devran, Can'adönüp, çattığı kaşlarıyla " Sen nereden tanıyorsun bunları? " diye sordu.

"Enes, okuldan arkadaşım, Kerem de arka-"

Can, daha cümlesini tamamlayamadan Kerem, bir adım öne çıkıp konuşmaya başladı.

"Ben de Enes'in sevgilisiyim Can'ın da arkadaşıyım. Hayırdır sen ne soruyorsun bunları? " Can, babasının duyduklarından sonra katliam çıkaracak diye beklerken adam sanki hiç duymamış gibi bu konuyla ilgilenmeyip Eda'ya dönerek " Peki sen nereden tanıyorsun Can'ı?" diye sordu az önceki öfkeli halinden eser kalmamıştı ona bakarken.

" Ben de arkadaşıyım." deyip Can'ın yanına gelerek kolunu çocuğun omzuna attı Eda. İki sarışın şimdi Devran'ın göz hapsindeydi.

" Herkesin gbt sine bakıldıysa ben de buradayım Devran amcacığım" diye yattığı yerden konuştu yeniden kurşun yemeye niyetlenmiş Mert. Devran, bakışlarını zorla Eda'dan ayırıp Mert'e çevirince yine öfkelendi kara gözleri. Yanına gidip eliyle sert ama yavaş bir şekilde birkaç kere Mert'in yanağına vurarak "Seninle hesaplaşacağız! Benim olanı kaçırmak neymiş daha hesabını vereceksin Mert! Az sabır."

" Alla allaaaaa Devran amcacığımmm sen eskiden bana iyi davranırdın hatta severdin beni şimdi gördüğün yerde kurşun yağdırıyorsun. Üzdü bu beni. Hadi eskisine dönelim."

" Sen daha dur ben sana neler yapacağım."

" Yok yok bir şey yapmazsın hem bende buradan çıkınca senin yanına gelecektim. Malum sevgili babacığımdan kalan bir işim var artık senin engin bilgilerine çok ihtiyacım var."

"Göstereceğim ben sana engin bilgileri Mert seni bir  güzel ayar edeceğim aslanım rahat ol!"

"Seviyorsun beni kabul et Devran Amcaaacığıımmm. "deyip göz kırptı manyak herif. Bir tek korkan Can mıydı? Babası sinirle kafasını sağa sola sallarken sabrının sonuna yaklaştığını biliyordu. Az sonra patlayacaktı.

"Babalık sen artık gitsen mi? Malum hasta ziyareti kısa olur." diye ne yaptığının farkında olmadan konuştu Eda. Yine Devran'ın bakışları ona bakarken yumuşadı ve  hiçbir şey demedi. Can, babasının karşısına geçip Eda ile bakışmalarının arasına girdi.

"Sen Eda'yı tanıyorsun di mi?"

Sorduğu soruyla babasının yüzünde bugüne kadar ikinci defa şaşkın bir ifade görmüştü oğlan.

"Valla ben tanımıyorum. Baban beni her gördüğünde donup kalıyor anlamadım gitti. " diye yandan konuştu Eda.

"Tanıyor musun onu?" diye tekrar sordu Can. Babası cevap vermeden arkasını dönmüştü ki kolundan tuttu bu sefer oğlan. Bacaklarının titrediğine yemin edebilirdi şu an. Hatta Devran, her an dirseğini onun yüzüne geçirebilirdi.

Sert bakışlarını Can mavilerine dikip konuşmadan öylece ona baktı. Onu tanıyordu. Ve bir şey vardı. Yoksa bu kadar sakin olamazdı. Olmazdı. Can sorusunun cevabı adamın bu bakışlarından almışken bu sefer şaşırma sırası ondaydı.

"Onu tanıyorsun!"

"Bırak kolumu" deyip sertçe çekti kolunu  Can'ın ellerinin arasından.

Odadakilerin aptal cesareti Can'a da bulaşmıştı.

"Nereden tanıyorsun onu?" diye sorduğunda üçü de yanına gelmişti. Şimdi Devran, tam karşılarında dururken  anlatması için bekliyorlardı.

****

KİMSESİZ ADAMLAR [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin