KİMSESİZ ADAMLAR [BxB]

65. Çok Şanslıyız

Can ve Uzay merdivenlerden inerken Uzay daha sakin gözüküyordu. Kerem ona kızgın değildi ama yine de içinde bir yerlerde bir kırılmalar olmuştu. Eşim dediği insanın önünde kardeşinin ona ve Enes'e böyle davranması incitmişti onu. Enes, Uzay'ların geldiğini fark edince tedirgij bir sekilde Kerem'in konunun n altından çıkıp daha dik bir pozisyonda oturarak ikisine bakıyordu. Uzay ile göz göze geldiklerinde Uzay, Can'ın elini bırakıp Enes'e doğru adımını attıkça heyecanlanmıştı. Gergin oğlan oturduğu yerden kalkıp yanımdan kalkıp ne yapacağını bilmez halde Uzay'a bakarken, Uzay kollarını Enes'e sarıp '' Özür dilerim sana sesimi yükselttiğim için. Seni çok seviyorum biliyorsun di mi?''

Gözlerinin dolması gecikmedi.

'' Biliyorum.'' diyerek, kollarını Uzay'ın beline sıkıca sarıp gözyaşları gözükmesin diye kafasını boynuna soktu. İkisi bir süre daha o halde kalırken Can, Kerem ve Eda onları izliyordu. Bu sahneyle Kerem de ister istemez yumuşamıştı. Enes'in ne hissettiği, kendi hislerinden daha önemliydi.

Uzay, son kez Enes'i ensesinden kendine doğru çekip yanağından öptükten sonra Kerem'e döndü. Hiç konuşmadan birbirlerine bakarken Uzay ona doğru yaklaşıp kafasını önüne eğdiğinde Kerem  de dahil odadaki herkes Uzay'ın ağzından çıkacak sözleri bekliyordu.

''Seninle 19 yaşımızdan beri beraberiz. İlk defa sana böyle bağırdım. Neler kaybettiğimizi, sevdiklerimizin yokluğuyla nasıl sınandığımızı bir tek sen biliyorsun Kerem.  O yüzden ben yine aynı şeyleri yaşamaktan çok korkuyorum. Sevdiğim birini daha kaybedemem. Senin hatan yoktu. Can'ı koruyacağını çok iyi biliyorum. Kendimi kaybettim. Çok özür dilerim.''

'' Endişelerini anlıyorum kardeşim. Emin ol ben de senin gibi hissediyorum ama artık o yaşlardaki çocuklar değiliz. Sevdiklerimizi koruyabiliriz.'' deyip kollarını ona doğru kaldırdığında buruk gülümsemesiyle kardeşinin kollarının arasına girip, sıkıca sarıldı. Kulağına " Artık kimsesiz değiliz." diye fısıldadığında daha da sıkı sarıldılar. Onlar buydu.Her zaman ne olursa olsun birbirlerine sarılır destek olurlardı.

'' Eveeeettttt! Herkes birbirini affedip, gönüller alındıysa artık yemek yiyebilir miyiz? Yemin ederim bu dağın başında açlıktan öleceğim.''

Eda'nın isyanıyla hepsi birlikte mutfağa geçip yemek hazırlıklarına başladılar. Uzay ile Kerem yemekleri hazırlarken, Eda, Can ve Enes masada oturdukları yerden onlara laf atarak gülüp eğleniyorlardı. Bir ara sessizleştiklerinde kendi aralarında fısır fısır konuştuklarını fark etti  iki adam da.

'' Bunlar ne konuşuyorlar kardeşim fısır fısır?''

Uzay arkasına dönüp gözlerini kısarak üçlüye bakıp, önüne döndü.

'' Eda kesin bizi bokluyordur.''

'' Ne konuşuyorsunuz siz fısır fısır? diye sorduğunda Kerem, Eda sinsi sinsi gülerek '' Sizin yaptığınız saçmalıkları anlatıyorum.''

'' Eda saçma sapan şeyler anlatma!''

'' Ne var ya sevgililerinizden gizli saklınız mı var?''

'' Hayır tabi ki!'' Enes'in yanına gidip başında öptü. ''Anlatmadığım çok şey vardır ama özellikle gizlediğim bir şey yok. Yavaş yavaş birbirimizle ilgili her şeyi öğreneceğiz. Di mi sevgilim?''

'' Evet yavrum.'' deyip Kerem'in dudaklarına ıslak bir öpücük bıraktı.

Son birkaç şeyi de hallettikten sonra Uzay'la beraber sevgililerinin yanında masadaki yerlerini almışlardı.

Uzay kadehleri doldururken ''Sizinle paylaşmak istediğimiz bir şey var.'' dedi Kerem, Enes'in gözlerinin içine bakarak.

Uzay'da yerine oturduğunda masadaki tüm gözler onlara bakıyordu. Enes'in elinden tutarak ''Biz bu sabah Enes ile bir karar aldık ve sizinle de paylaşmak istiyoruz.''

Avucunda eli titreyen sevgilisine baktı. Çok heyecanlıydı.

''Biz evlenmeye karar verdik.'' dediğe, hepsi şaşırıp çok mutlu olmuşlardı. Eda ile Can yerlerinden kalkıp ikisine de sarılıp iyi dileklerini söylediğinde Uzay, yerinden oynamamış ifadesiz suratıyla sandalyesinde oturuyordu.

'' Sen bizi tebrik etmeyecek misin?'' diye sorduğunda Kerem'' Hayır!" Cevabını almayı beklemiyordu. Oysa en çok Uzay sevinir diye düşünüyordu.

İster istemez kaşlarımı çatıp "Neden peki? diye, sordu.

" Benim bir tane oğlum var. Öyle kafanıza göre iş yapamazsınız! Önce benden isteyeceksin Kerem Efendi!" dediğinde, gülmüşlerdi ama Uzay'ın yüzü hala ciddiyetini korurken aynı şekilde gülümsemler de yüzlerinden yavaşça silinmişti.

" Aa sen ciddi misin bu konuda? Tamam ne gerekiyorsa yaparım." deyip sevgilisine sıkıca sarıldı Kerem. Uzay'ın Enes konusunda ne kadar hassas olduğunu biliyordu.  O yüzden zaten Enes gördüğü ilk an çocuğun peşinden gidemeyip Uzay'ın izin verdiği tatihe kadar zorla da olsa sabretmişti.

Yemek boyunca gülüp eğlenmiş, Uzay ne kadar şakadan da olsa itiraz ediyormuş gibi gözükse de hep birlikte bu güzel kararı kutlamışlardı. Alkolün etkisiyle hepsi çok gevşemiş birlikte çalan şarkıya eşlik edip hep bir ağızdan şarkı söylüyorlardı.

İki adam masasa demlenmeye devam ederken tam karşılarında Eda, Can ve Enes dans ediyorlardı. Danstan çok sarhoş oldukları için garip garip hareketler yapıp birbirlerine sarılarak gülüyorlardı.

" Çok şanslıyız! Şunlara baksana nasıl da şapşallar." dediğinde, Uzay'da onun gibi onları izlemekten baya bi keyif alıyordu.

"Öyleyiz"

Sarhoş sevgilisi sallana sallana yanımıza gelip Kerem kucağına oturduğunda kolunu adamın boynuna sarıp  ağlamaklı bir yüzle sızlandı.

" Biz şimdi evlenemeyecek miyiz yavrum? Kaçırsana beni Kerem!"

Sesi ağlamaklı çıktığından öne doğru uzattığı dudaklarından öptü adam çocuğu.
Uzay ise onun bu hallerine yandan pis pis gülüyordu.

"Evleneceğiz sevgilim. Gerekirse kaçırırım seni. "

"İşte benim erkeğim ya!" deyip, dudaklarına yapıştı adamın. Biraz daha kucağında oturduktan sonra tekrar Eda'ların yanına gitti.  Onların bu hallerini izlerken Enes birden üzerindeki kazağı çıkartarak sandalyeye oturdu. Her haliyle çok güzeldi bu çocuk. Ama sarhoş haliyle daha da bir güzeldi
Delirtecekti Kerem'i. Enes, sevgilisine doğru dönüp yüzündeki yaramaz bir gülüşle gözlerine baktığında Kerem artık öylece oturamazdı kalkıp yanına gitti. Elleriyle yüzüne dökülmüş saçlarını geriye doğru itip alnından öptü.

"Keremmmm"

"Efendim güzelim "

" Beni çok sev."

" Seni çok seviyorum güzelim. ''

"Kocacımsın sen benim unutma tamam mı!"

" Kocacım diyen ağzını... "

****