KİMSESİZ ADAMLAR [BxB]

42. Benden Vazgeçme

Eve geleli dört saat olmuştu. Enes, Kerem'i sıcak su dolu küvette göğsüne yatırmış parmak uçlarıyla saçlarıyla oynuyordu. Gözlerini kapamıştı ama uyumuyordu adam. O kadar yorgundu ki sıcak su Enes'i iyicene mayıştırmış Kerem'i bu halde bırakmamak için deli gibi zorluyordu kendini. Su soğumaya başlayınca kafasını öpüp yanağını okşadı adamın.

"Sevgilim"

"Hıımmm"

"Artık çıkmalıyız"

Gözleri hala kapalıyken hemen cevap vermedi Kerem. Biraz daha durup yavaşça yattığı yerde doğruldu. Ayağa kalktığında vücudu morluklar içerisindeyken bile çok güzel gözüküyordu. Hele kalçaları...
Enes'in de çıkmasını bekleyip dolaptan çıkardığı iki havlunun birini oğlanın beline sardı. Enes nunu beklemiyordu. Hassasiyet ayarları biraz bozulmuşken yediği dayak sayesinde formatlanmış eski haline dönmüştü Kerem.

Yatak odasına gittiklerinde kendini yatağa attı. Enes, dolaptan giyecek bir şeyler seçip yanına gittiğinde elindeki havluyla Kerem'in saçlarının ıslaklığını alırken Kerem de onu izliyordu. Adam birden oğlanın dudaklarına yapıştığında canını acıtarak öpüyordu. Normalde olsa bu Enes'in hoşuna giderdi ama şimdi ki hoşuna gitmemişti. Kavga ediyor, kızıyormuş gibiydi öpüşleri. Kavgada patlamış dudağı yeniden kanamaya başlayınca canı acığı için kendini geri çekti oğlan. Kerem, ne olduğuyla bile ilgilenmeyip tekrar kendini yatağa bırakıp gözlerini kapadığında Enes, sik gibi odanın ortasında ona bakıyordu. Hassasiyet konusunda erken karar vermişti Kerem,  iyi değildi ve bir süre daha  iyi olacağa benzemiyordu. Enes, alttan almak istese de yorgunluk ve uykusuzluk sinirlerini iyice yıpratmış üzerine bir tshirt geçirip dolap kapağına vurarak odadan çıkmıştı.

Sakinleşmek için bahçeye çıkıp bir sigara yaktı. Şu an Kerem'i dövmek istiyordu.

" Göt herif!"

Dışarısı çok soğuk olduğundan sigarasını hızla içip içeriye girdiğinde bahçeye bakan odada koltuğa uzanıp sessizce yağmuru izlemeye başladı. Kafasının içi bir sürü cevapsız soruyla doluydu.

Bir süre sonra Kerem'i merak edip yatak odasına  geri döndüğünde adam onu bıraktığı haliyle yatıyordu hala. Uyandırmaya kıyamadığı için üstünü giydirmeden sadece üzerini örtecekti ama  tam hamle yapıyordu ki Kerem, eliyle bileğini kavradığında kaşlarını çatmış oldukça sinirli gözüküyordu. Sinirli adam uyku sersemi birkaç saniye karşısındaki oğlanın olduğunu anlamaya çalışır gibi gözlerine bakıp onu kendine çekti. Şu an göğsünde yatıyordu Enes. Yüzünu dayadığı göğsün altından kalbi deli gibi atıyordu Kerem'in.  Kalbinden öptü. Kerem, oğlanın ensesindeki saçları eliyle okşayıp, kafasını öptüğünde Enes'in de bütün öfkesi, siniri uçup gitmişti.

"Ahhh ulan Enes... Ufacık sevgiye bile açsın. Hemen yumuşuyorsun!" Diye geçirdi aklından çocuk.

O sabah Enes, Kerem'den önce uyanmıştı. Açlıktan ölürken normalde çok yemek yiyen oğlanın kaç gündür stresten birkaç lokmadan başka bir şey geçmemişti boğazıdan. Yerinden kalkmak için kıpırdanınca Kerem daha sıkı sarılarak "Nereye?" diye sordu.

"Çok acıktım."

Dirseklerinin üzerinde kalkmış adamın yüzüne bakarken baş parmağıyla yanağını okşadı. 

"Ben şimdi sana bir şeyler hazırlarım." deyip Enes'in dudaklarına yumuşak bir öpücük kondurdu.

Kerem, yataktan kalktığında çırılçıplakken Enes hemen yan yatıp elini de başının altına koyarak  onu izlerken şu an kahvaltı niyetine yemek istediği şey farklıydı ama neyse. Aç Enes oynamaz. Önündeki güzelliğin banyoya gidişini izledi.

O banyodayken Enes de mutfakta bir şeyler hazırlamaya başlamıştı. işleri bitince mutfağa gelen Kerem, oğlana arkasından sarılıp boynunu koklayarak öptü. Enes ona doğru dönüp yüzüne baktığında Kerem çocuğu kalçalarından tutup tezgaha oturttu.  Bacaklarının arasına girerek kafasını göğsüne dayamısken Enes de onun sırtını okşuyordu.

" Benden vazgeçmedin. Beni buldun. Benim için zarar gördün. Çok üzgünüm Enes. Kendimi affedemiyorum."

"Aynı şeyleri ben yaşasaydım sen benden vazgeçer miydin?"

"ASLA!"

Hiç tereddüt etmeden cevap vermesi Enes'in hoşuna gittiğinden adama sıkıca sarıldı.

"Kerem, seni seviyorum ve senden vazgeçmeye hiç mi hiç niyetim yok. Ne kadar beni sinir etsen de peşindeyim bundan sonra. İşi de bırakıyorum. Artık kocamın dizinin dibinde oturacağım. Bir zahmet bana bakarsın yavrum."

Duydukları karşısında Kerem kafasını hızla  Enes'in boynundan geriye doğru çekmiş gülerek çocuğun gözlerinin içine bakıyordu. Heyecanlanmıştı. Dünden beri gösterdiği ilk yaşam belirtisi bu olabilirdi şerefsizin!

"Gerçekten mi?" diye sorduğunda oğlan evet anlamında kafasını salladı.

Adam ona sıkıca sarılmış yüzünün her yerini öpüyordu. Çok sevinmişti güzel adamım.

" Sana ömrümün sonuna kadar bakarım güzelim. Beni çok mutlu ettin. Beraber yaşayalım mı?" diye birden pat diye sorduğunda Enes'in tükürüğü genzine kaçarak  öksürdü.

"Dur bakalım Kerem efendi. Bir günde Enes'in bünyesi bu kadarını kaldırmaz. İstersen birde nikahına al."

"Olur, hemen evlenelim."

"Sen kafaya çok darbe aldın ondan şu an böylesin yavrum. İşi bıraktım ama şimdilik evimde kalmak istiyorum. İlerde bakarız."

Kerem o kadar mutluydu ki kahvaltıyı hazırlarken sürekli gidip Enes'i öpmektej kendini alamıyordu. Masada yan yana oturduklarında Kerem , Enes'e doğru dönüp oğlanın altındaki tabureyi bacaklarının arasına doğru çekerek  boynunu koklayarak öpüyordu.

"Çok özledim seni."

"Ben de seni çok özledim."

Enes hala hayvan gibi tıkınırken Kerem elini çocuğun belime atmış boynunu öpüp minik minik ısırıklar bırakmaya devam ediyordu.

" Bugün dışarı çıkmak istemiyorum. Evde vakit geçirelim mi? "

" Sevgilim zaten tipimiz fena kayık yani bizim de bir şeklimiz var ortamlarda. Birkaç gün insan içine çıkmamak daha iyi olur. " dediğinde, adam hemen yüzünü asmıştı. Hala kendini suçluyordu.

"Şşsshhh! Asma yüzünü hemen. 2-3 gün kendime izin veriyorum. Artık işimde yok nasılsa. Benimle ilgilen. Beraber yaşayalım istiyordun bir test edelim bakalım nasıl oluyor anlaşabiliyor muyuz yoksa birbirimizi kesiyoruz bir görelim."

"Sen ne istersen yaparım güzelim yeter ki hep yanımda ol." deyip sarıldığında, Enes de ona sarıldım. Kollarında olmak en sevdiği yerdi.

****