14. Şapkalı Adam

3.4K 182 2
                                    

Muhabbet ederlerken Can, Uzay'a nerede yaşadığını sorunca adam ilk şaşırıp ne diyeceğimi bilemedi. Aynı binada yaşıyoruz derse oğlanın yanlış anlamasından çekiniyordu ama Söylemeyi geciktirirse de sonradan daha fazla sorun olur diye düşünüp gerçeği söylemeye karar verdi.

''Seninle aynı sitede yaşıyoruz Can.'' dedi Uzay. Oglan kaşlarını çatıp suratına  baktı adamın.  Onu görüp görmediğini hatırlamaya çalıştı birkaç saniye.

'' Nasıl yani? Ben anlamadım. Benim nerede oturduğumu biliyor musun ki sen?"

'' Evet. Ben de Koru Evleri'nde yaşıyorum. E Blok D: 7 '' dediğinde oğlan şaşırmış, gözleri büyümüş halde adama bakıyordu.

''7 numara....

Bana kitap veren sen miydin? Bu, bu nasıl olur ki? Beni tanıyor muydun yani? Neden daha önce söylemedin ki?'' diye sordu kızgın bir şekilde.

'' Seni tanımıyordum Can. Birkaç kez gördüm sadece. Binanın önünde, merdivenlerde çarpıştığımızda ve sabah iş dönüşümde balkonda görmüştüm. Onun dışında kim olduğunu ya da Enes ile arkadaş olduğunu bilmiyordum. Seni karakolda o halde görünce ben de çok şaşırdım. Birkaç gün iyi olmanı bekleyip sana öyle söyleyecektim.'' dedi adam. Çocuğun onu anlamasını aralarının bozulmasını istemiyordu.

Can, sessizce kafasını salladığında Uzay onun ne düşündüğünü neden konuşmadığını merak ediyordu.

''Neden sessizsin? Rahatsız mı oldun aynı yerde oturmamızdan?'' diye sordu adam dayanamayıp.

Sarışın oğlan adamın yüzüne bakıp hayır anlamında kafasını salladı.

'' Ben sadece... kitabı veren şapkalı adamı çok merak ediyordum. Sen olduğunu öğrenince çok şaşırdım.'' dediğinde Uzay rahat bir nefes verip, gülümsedi.

''Sen beni mi merak ediyordun?''

Utanarak kafasını aşağı yukarı sallayarak onayladı oğlan. Yüzü kızarmıştı küçüğünün. Merak edildiğini duymak Uzay'ın çok hoşuma gitmişti.

'' Eee... Peki merak ettiğine değdim mi? Yoksa merak ettiğin adamın ben olmasına üzüldün mü?''
diye sorduğunda oğlan kafasını hızla kaldırıp adama cevap verdi.

''Evet! Yani HAYIR! Üzülmedim. Buna değdi!'' dediğinde Uzay keyifle gülümsedi oğlana. Daha fazla sorularıyla oğlanı sıkıştırmak  istemiyordu keyfi yeterince yerindeydi.

''Hadi tatlını ye! Seni bir yere daha götüreceğim. "dediğinde hemen çatalını alıp tatlısını yemeye devam etti oğlan.


Şapkalı adamın Uzay olduğuna inanamıyordu hala. Ara ara tatlısından başını kaldırıp adama kaçamak bakışlar atarken adamın yakışıklılığından gözlerini alamayıp daha fazla bakmak istiyordu ayni Uzay'ın istediği gibi.

Onu ne kadar çok merak ettiğini, kaç kere merdivenlerde karşılaşma ihtimalini düşündüğünü  bir bilse Uzay acaba ne tepki verir diye geçirdi aklından.

Tekrar kafasını kaldırıp Uzay'a baktığında zaten adamın bakışları üzerindeydi. Yüzü gülüyordu. Can bugün kaç kere onu gülümserken gördüğünü sayamamıştı.

'' Neden bana üç gündür hep kızgın bakıyordun?'' diye sorduğunda adamı şaşırtmış gülen suratının ciddileşmesine sebep olmuştu.

''Ben tüm bu olanlardan dolayı gerilmiştim Can. Sana değil olanlara sinirliydim. Öyle hissettirdiysem özür dilerim.''

''Özür dileme. Ben çok şanslıyım! Önce Enes sonra da sen ve Kerem hep yanımda oldunuz. Teşekkür ederim.''

'' Can, bana hiçbir şey için teşekkür etme. Olması gereken buydu zaten.'' dediğinde biraz üzülmüştü oğlan.

"Kim olsa aynı yakınlığı gösterecekti demek ki "diye geçirdi aklından. Ondan daha özel bir şey duymak istemişti oysa ki.. Kendi kendine fazla ümitlenisine kızmadan edemedi. "Salak Can. İki ilgi gördün hemen heveslendin!"diye kendine kızarken daha fazla orada durup utançla oturmak istemiyordu.

'' Tatlım bitti kalkalım mı? 'diye sordu Can.

''Nasıl istersen Can.'' dediğinde
yüzünün neden düştüğünü anlamamıştı adam.

'' Gitmek istediğin bir yer var mı? ''

'' Denizi özledim. Geldiğimden beri hiç görmedim.''

''Tamam hadi denize gidelim o zaman.'' dediğinde Uzay, birlikte  arabaya yürüdüler. Oğlanın yüzü hala asıktı. Arabayı çalıştırmadan önce ona neyi olduğunu sormaya karar verdi Uzay.

''Can''

Güzel gözlerini adama döndürdüğünde çocuk  Uzay, onu gözlerinden öpmek istedi o an.

''Efendim?''

''Neyin var küçüğüm neden yüzün düştü? Ben mi bir şey yaptım bilmeden."

Siktir.

Uzay ağzından kaçanı son anda fark etmis tedirgince oglandan gelecek tepkiyi bekliyordu.

Ulan!

Siktir! Siktir! Siktir!

"Aferin Uzay! Dün bir bugün iki
daha saçına bile dokundurmayan çocuğa küçüğüm dedin! Senden kaçmasında ne yapsın bu çocuk!" diye kendine söverken elleriyle direksiyonu sıkıyor Can'ın vereceği tepkiyi bekliyordum.

Uzay'ın düşündüğünün aksine oğlan ona adamın küçüğüm denilmesiyle  olduğu yerde eriyip yok olmak üzereydi. Ayak parmaklarıma kadar kızardığına eminken kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu.

'' Şeyyy... Ben iyiyim sen hiçbir şey yapmadın Uzay.'' diyebildi sadece.

****

KİMSESİZ ADAMLAR [BxB]Where stories live. Discover now