75. Deli

1.3K 85 15
                                    

Can, gözlerini araladığında ayak ucundaki sandalyede Mert, kafası önüne düşmüş halde uyuyordu. Buraya geldiğinden beri kendi de dahil kimsenin ona dokunmasına hatta bakmasına bile izin vermezken yemeğini bile kendi getirip, elleriyle yediriyordu.

Tüm bu zamanlarda Can ne kadar soru sorarsa sorsun hiçbirine ya cevap vermiyor ya da başka şeyler söyleyerek onu geçiştiriyordu Mert. Onu burada zorla tutmasını saymazsak incinmesinden korkuyormuş gibi hassas davranıyordu. Uysal halleri Can'ı tedirgin etse de yine de ona zorla bir şey yapmadığı için buna da şükrediyordu.

O normal değildi.

Bunca yıl hiç yanlış bir hareketini ya da tuhaf bir davranışını görmediği adam şimdi bambaşka biri olarak karşısındaydı. Gözleri dalmış bir halde ona bakarak düşünürken Mert'in ne zaman uyandığını fark etmemişti.

"Sen bana böyle bakacaksan ben hep burada uyurum ki."

En ufak bir şeyi bile içinde büyütüyordu. Gözlerini devirip başka tarafa çevirdi kafasını Can. Hala bağlı olduğu için her yeri ağrıyordu.

" Tuvalete gitmem lazım" dediğinde, hemen yerinden kalkıp Can'ın bağlı olan ayaklarını çözmeye başladı Mert.

"Yanlış bir şey yapmaman konusunda seni uyarmama gerek var mı?" dedi, yüzünde hafif bir gülümsemeyle.

"Buradan sen izin vermedikçe çıkamayacağımı biliyorum Mert. Sana bir şey yapıp odadan çıksam bile dışarıdaki o kadar adamdan kurtulamam. O yüzden çöz artık beni!"

Söylediklerine sessizce gülümseyerek kafasını salladı.

"Akıllı çocuk..."

Can tuvalette işini hallederken Mert de kapının önünde sırtını duvara yaslamış onu bekliyordu.

"Yemeğin hazır, acıktın mı?"

Oflayarak yatağa doğru ilerledi sarışın oğlan. Acıyan bileklerini ovuştururken kafasını salladı. Onu tekrar bağlamak için yanına geldi. Sanki nereye kaçacaksa.

"Zaten hiçbir yere gidemiyorum bağlaman şart mı şunları çok canım acıyor."

"Evet,alışana kadar. "

Tam bağlayacakken Can'ın bileklerinde ki kızarıklıkları fark edince kaşlarını çatıp birden bileğine dokunmak için elini uzattı ama sanki bir şey onu engellemiş gibi dokunmadan eli öylece havada kalakaldı.

"Benim yüzümden! Benim yüzümden! Aptal! Aptal! Aptal! " diye sayıklarken, iki eliyle kafasına vurmaya başladı Mert. Delirmiş gibiydi. Sadece Can'ın bileklerine bakıyor ve kendine vururken sayıklamaya devam ediyordu. Bağırışlarına hıçkırarak ağlaması da eklendiğinde boynundaki damarlar patlayacak gibi şişmişti. Ne yapacağını  bilmiyordu Can. Şaşkınlıkla onu izlerken hareketleri daha da sertleşmiş, çığlıkları artmıştı. Kriz geçiriyordu resmen. Daha fazla kayıtsız kalamayıp yanına yaklaştı. Öyle kötü bir haldeydi ki Can'ın ona yaklaştığını görmüyordu sanki. İyice yanına gidip kafasına vurduğu ellerine uzandı. Can onu durdurmaya çalıştıkça bir şekilde ondan kurtuluyor bağırarak sayıklamaya devam ediyordu. 

"Mert kendine gel! Yapma! Mert"

Ellerini bir türlü tutamıyordu. Mert ondan daha uzun ve güçlüydü. Onu durdurmaya gücü yetmiyordu. İçinde olduğu anın saçmalığına mı üzülsün yoksa onu kaçırıp bağlayan adama acıdığına mı üzülsülsün bilmiyordu. Zaten güçsüz bedeni artık Mert'i durdurmaya yetmeyince kollarını tutmayı bırakıp ona sarıldı.

"Mert geçti. Ben iyiyim. Geçti. Dur artık! "

Az önce delirmiş gibi kendine vuran çocuk transtan çıkıyormuş gibi önce kafasına vurduğu elleri durdu ardından da sayıklamayı bıraktı. İç çekmesi hala devam ederken hıçkırıklarını da tutamıyordu. Can ise hala ona sarılıyordu. Can'ın ne yaptığını anladığında Mert de ona sarılıp ağlamaya devam etti. Can onun sakinleştiğini düşündüğü anda kollarını çözüp geri çekildi.

KİMSESİZ ADAMLAR [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin