48. Öfkeli Civciv

1.9K 87 9
                                    

Can, kafasını öne eğip gülümserken ona doğru bir adım attığında geriye doğru çekildi sinsirella. Sırtı duvara dayanmıştı. Kolunu kafasının yanındaki duvara uzatıp kızı iyice duvar ile kendi arasında sıkıştırdı. Boyu kısa olan kadın kafasını kaldırmış şaşkınlıkla Can'a bakıyordu.

'' Bana bak Ezgi! Bu gördüğün bebek, bir lafıyla seni Uzay'ın arkadaşlarının arasından siler. Sevgilime bakarken akıttığın salyalarını temizle, uslu uslu masada otur. '' dediğinde sinirden kaşları çatılmış, öfkeli gözleriyle bakarken Can kolunu çekip onu umursamadan tuvalete girdi. Döndüğünde masada suratı beş karış oturuyordu kız. Can ona inat Uzay'ın elinden tutup dans edelim diye kaldırdığında hala gözlerini onlardan ayırmadı sinsi. Sarmaş dolaş dans ederken Uzay, Can'ı öpüyor yılan onları izlerken suratı şekilden şekle giriyordu. Çok geçmeden Kerem ile Enes'te onlara katılmış hep beraber eğlenip dans ediyorlardı.

Masaya döndüklerinde Uzay bir kolunu Can'ın omzuna atmış diğer eliyle de  oğlanın dans ederken dağılmış saçlarını düzeltirken Ezgi'nin gözleri hala üzerlerindeydi.

'' Buradan sonra yemeğe mi gitsek?'' diye sorduğunda Kerem, Enes ile Can hemen kabul etmişti. Uzay'a dönüp '' Çok açıktım aşkım.'' dediğinde  adam hemen yerinden kalktı ''Hadi toparlanın yemeğe çıkalım.'' dedi.

 Hep birlikte mekandan çıkıp arka sokaktaki restorana gittiler. Yemekler geldiğinde yanlarındakilere aldırmadan Enes ile Can hem yiyip hem de muhabbet ediyordu. Kerem de arada bir onlara takılıp Enes'i sinir etmeden duramıyordu. Geldiklerinden beri üzerindeki bakışların farkında olan Can, Enes'e doğru dönüp sessizce ''Şu Ezgi'yi hiç sevmedim.'' dedi.

'' Sevimsizin tekidir. Uzay'a yanık ama karşılıksız rahat ol.'' dedi Enes.

'' Tahmin etmiştim. Tuvalete giderken beni sıkıştırdı.'' dediğinde Enes, yerinde doğrulmuş vücudu gerilmişti. 

''Sana bir şey yaptı mı? ''

'' Bin defa söyledim ben bebek değilim Enes kendimi korurum koca adamım.''

'' İstersen 50 yaşında ol sen benim küçük kardeşimsin Cancan.''

'' Delisin ya! Uzay'ın benden sıkılacağını söyleyip omzumdan ittirdi. '' dediğinde Can, yumruklarını sıktı Enes.

'' Sen bir şey dedin mi?''

'' Sevgilime bakarken salyalarını akıtma. Yoksa bir lafımla seni Uzay'ın arkadaşlarının arasından çıkartırım.'' dediğinde Enes, yüksek sesle kahkaha atmaya başladı. Masadaki herkes onlara bakarken Kerem, konuşmaları duymuş olmalı ki Can'a bakıp göz kırptı. O da Enes ile beraber gülüyordu.

''Kardeşim resmen kıza köpek demişsin. Ben sana boşuna öfkeli civciv demiyorum. Senden korkulur.''

'' Ne oldu ya bize de söyleyin biz de gülelim?'' dedi Burak meraklı bir şekilde.

'' Aman ne olabilir Burak çoluk çocuk işte kim bilir ne ergence bir şeye gülüyorlardır.'' dedi Ezgi, yılan gibi tıslayarak.

Enes ile Can bu lafın üzerine daha da çok güldüler yetmedi Can, Ezgiye doğru dönüp önündeki bez peçeteyi uzattı. 

'' Ezgicim dudağının kenarında bir şey kalmış masaya akmadan sil istersen.'' dediğinde Ezgi ne söylemek istediğini anlamış, sinirlenip masayı terk etmişti. Can, yüzüne masum bir ifade takınıp ''Ne oldu ki şimdi yanlış bir şey mi yaptım?'' diye sorduğunda, Enes ve Kerem gülmekten yüzleri kızarmış diğer herkes de sorun yok anlamında kafasını sallamıştı. 

Mekan çıkışında Kerem sarı kafanın yanına yaklaşıp kolunu omzuna attı.

''Öfkeli civciv. Çok iyi karşılık verdin Ezgiye. Beğendim. Hiç sevmem o sarı çıyanı.''

'' Ben de sevmedim. ''

Evlere dağılana kadar buna gülmüşlerdi

Eve geldiklerinde Can çok yorgundu. Uzay'ın halletmesi gereken işleri olduğu için kendi evine çıkmış o yokken Can da sıcak bir duş alıp yatağına uzandı. Eline aldığı dergiyi karıştırırken telefonuna mesaj geldi.

'' Beni engellemenin cezasını çekeceksin! ''

Mesajları artık görmezden gelemezdi. Belli ki onu tanıyan biriydi. Ya söylediği gibi yanımdakilere zarar verecek biriyse diye düşünmeden edemedi oğlan. . En iyisi Uzay'a her şeyi anlatmaktı. Evin içinde turlayarak Uzay'ı beklerken birden dışkapı açılıp karşısında Can'ı ayakta görünce Uzay,  şaşırmıştı.

'' Bebeğim sen neden hala uyumadın? Beni beklememeni söylemiştim.''

'' Uzay bir şey oldu. Biri beni rahatsız ediyor.''

Uzay, Can'ın söylediklerini duyduğunda hemen gerilmişti.

'' Kim? ''

'' Kim olduğunu bilmiyorum. Kavga ettiğimiz gün mesaj atan kişi tekrardan mesajlar atıyordu ben önemsemedim hiçbirini. Bugün de engelledim. Şimdi de başka numaradan mesaj atmış. Hesap vereceksin filan diyor sizinle tehdit ediyor beni. Al bak kendin oku.''

Uzay mesajları okuduktan sonra ''Tedirgin olma bebeğim hiçbir şey olmayacak. Kimin mesaj attığını buluruz. Seni daha önceden rahatsız eden biri var mıydı?'' Biraz düşündükten sonra ''Hayır'' dedi oğla.

'' Okuldan olabilir mi? Bugün Enes'in benim yüzümden kavga ettiğini öğrendim. Hem bizi görmüş bak Enes'i sevgilim sanıyor. Onunla tehdit etmiş beni. Ya Enes'e bir şey yaparsa? ''

'' Bebeğim ben şimdi Kerem'e haber veririm o da numarayı araştırır. Siz ikiniz de biz bulana kadar okulda dikkatli olursunuz.''

'' Off bıktım artık böyle yaşamaktan. Sürekli tehdit edilmekten. Zarar görmekten yoruldum. Dayanamıyorum artık!c

"Can ben yanınday----"

"Her gün bir bela çıkıyor karşıma daha fazla canımın yanmasına gücüm kalmadı benim Uzay! Yaşamak istemiyorum ben!'' diye bağırdıktan sonra dayanamayıp ağlamaya başladı. Uzay onun bu halini görünce ona sıkıca sarıldığında daha da şiddetlendi ağlaması..

''Can bebeğim bana bak! O nasıl söz. Yalvarırım böyle konuşma. Ne demek yaşamak istemiyorum. Kimse sana zarar veremeyecek. Ben hep yanındayım bebeğim. Ne olursun böyle düşünme. Bizim bir sürü güzel günlerimiz olacak sevgilim.'' derken bir eliyle göz yaşlarını siliyordu.

'' Kim seni tehdit ediyor? Kim sana zarar verdi anlat bitanem lütfen. Anlat ki yardım edebileyim.''

Bir süre sesimi çıkaramadı Can. O kadar dolmuştu ki dayanamıyordu artık ağzından tek bir kelime çıktı.

''Babam''

****

KİMSESİZ ADAMLAR [BxB]Where stories live. Discover now