52. Yeni his: Kıskanmak

1.9K 91 6
                                    

Nefesleri normale döndüğünde Can, Uzay'ın göğsündeki başını kaldırıp tek kolunun üzerinde yatakta doğruldu.

''Sana tost yapmıştım."

'' Gerçekten mi? Ben senin güzel ellerinden tost mu yiyeceğim şimdi?''

'' Evetttt. ''

'' Seni yerim ben. Önce duşumuzu alalım.'' 

Can'ı kucağına alıp banyoya kadar taşıdı Uzay. Suyun sıcaklığını ayarladıktan sonra yavaşça saçlarını ıslatıyordu oğlanın. Oğlanı yıkarken kendisini izlediğini fark eden adam gülümseyerek Can'ın dudaklarına yumuşak bir öpücük bıraktı. İkisi de yıkanıp duştan çıktığında Uzay, Can'ı tekrar kucağına alıp yatak odasına kadar götürdü. Saçlarını havluyla iyice kuruladıktan sonra başını koklayarak öptü. 

"Mis gibisin"

 Can'ın dolabından çocuğun giyeceği kıyafetleri seçtiği sırada kendisi hala beline doladığı siyah havluylayken oğlanın gözlerini şenlendiriyordu. Can'ı giydirmek için yaklaştığında '' Ben kendim giyinirim hadi sen de kurulan biran önce hasta olacaksın. 'dedi oğlan.

'' Bana bir şey olmaz hadi kaldır kollarını.'' deyip tshirtünü giydirdi. O da giyindiğinde birlikte içeriye geçtiler. Tezgah'ın üzerindeki soğumuş tostu eline alıp direk yemeye başlamıştı bile Uzay.

"Çok acıkmışım eline sağlık küçüğüm."

Can ikisine de kahve doldurup doğruca Uzay'ın kucağındaki yerini aldı. Keyfi çok yerindeydi. İlk defa bir doğum günü böyle huzurlu geçiyordu. 20 yıllık şu kısacık hayatında babası olacak psikopat, her doğum gününde illa bir sorun çıkartır, günün sonunda da hediye olarak mutlaka hakaretlerini işitirdi. Özellikle de doğum günlerinde yılın geri kalan 364 gününden daha bir kötü davranırdı. Bir kerecik olsun babası iyi davransa  ya da evladı yerine koyup ufacık da olsa sevgi kırıntısıyla bile sevse yeterdi Can için. Aklındaki kötü düşünceleri silip, Uzay'ın boynuna sıkıca sarıldı. Ona yaşattığı tüm güzel şeyler için ne kadar şükretse azdı.

"Ne oldu bakalım nedir bu güzel yüzü güldüren şey?"

" Sensin. Çok mutluyum Uzay ben." deyip kafasını adamın boynuna gömüp minik minik öpüyordu. 1.90'lık adamın kucağında küçücük kalıyordu Can. Oğlanı bebek gibi kucağına yatırıp sevdikten sonra film izlemeye başladılar. Duşun verdiği ağırlık, yattığı yerin rahatlığı hem de Uzay'ın sıcaklığı derken iyice mayışmış, filmin ilk dakikalarında uyuya kalmıştı Can. Birlikteyken hiçbir filmi sonuna kadar izleyemiyorlardı.

Can, uyuya kaldığı yerde sıcaklarken gözlerini araladı. Uzay da uyumuştu. Bütün gece çalışıp, sabah sevişmeleri şimdi de film derken iyice yorulmuştu adam. Bu haliyle bile Can'la vakit geçirebilmek için uyumamaya çalışıyordu Uzay. Son zamanlarda yorgunluğu yüzüne öyle bir yansımıştı ki, göz altlarında mor halkalar oluşmuştu. Onu böyle yorgun görmek üzüyordu Can'ı. Elleriyle adamın koyu saçlarını okşadığında aralık dudaklarından mırıltılar çıktı. Çok sevimliydi. Ona doğru daha da sokulduğunda sanki oğlan yastıkmış gibi öyle bir sarıldı ki nefes anlamıyordu Can.

"Uzay "

" Aşkım uyan! "

" Uzay nefes alamıyorum!'' dediğinde gözlerini aralayıp hemen kendini düzeltmişti.

" Üzgünüm, canını yaktım mı?"

" Iı ııhhh " cevabının ardından uzanıp sehpadaki telefonundan saate baktı.

" Baya uyumuşuz ya. Saat kaç olmuş. "

" Bugün işe gitmesen olmaz mı? Çok yorgun gözüküyorsun aşkım. "

" Olur bebeğim gitmem. Aaaa ama olmaz ya ben şeyi unuttum! "

Elindeki telefonu kurcalarken işle ilgidir zaten diye çok merak etmese de yine de sordu çocuk.

" Neyi unuttun aşkım?''

'' Şeyi ya...Bu gece Burak'lar mekana gelecekti program yapmıştık tamamen aklımdan çıkmış. O yüzden kesin gitmem lazım. Bu gece için ne giyeceğimi sen seçer misin bebeğim?''

Can, duyduğu şeyle hemen aklında tehlike çanları çalmaya başlamıştı.

Uzay, Burak'la bir şeyler yapabilirdi. Ama yılanların başı Ezgi de mi onlarla olacaktı?

Hem Uzay neden kıyafetini kendisinin seçmesini istedi ki?

Neden bu kadar özeniyor?

Altüstü her zaman ki arkadaşlarıyla buluşacak ne bu özen?

Bütün dikkatini Uzay'a vermiş suratının her hareketini izlerken kafasındaki komplo teorileriyle uğraşıyordu bir yandan da Can. Merakına daha fazla dayanamayıp sordu.

'' Burak'tan başka kimler geliyor?''

'' Sedat, Hakan, Eda...''

Eda mı?

O da kim şimdi ya?!

Yılan Ezgi'den sonra Uzay'ın yanındaki her kadını onun gibi düşünmeye başlamıştı kıskanç oğlan.

'' Anıl ve Ezgi.'' diye devam etti Uzay ve sonunda yılanların başının ismi de geçmişti. Aklına sarı çıyan Ezgi'nin bu gece Uzay' a nasıl yavşayacağı gelince, içinde ilk defa hissettiği bu duygular sinirlerini bozmaya yetmişti.

'' Sen de gelmek ister misin?'' diye sorduğunda kıskançlıktan kuduran Can, nefesini tutup her şey normalmiş gibi Uzay'ın yüzüne baktı. Kıskandığını belli edemezdi.

''Iımm bilmiyorum ki ya evde kalsam daha iyi olur. Hazırlanmaya üşendim şimdi. ''

YALAN!

Şu an kıskançlıktan kuduruyordu. Ezgi yılanının yanına sevgilisini asla tek gönderemezdi.

'' Gel işte bebeğim. Kaç gündür evdesin zaten sana da değişiklik olur. Hem bizimkilerin çoğuyla tanıştın. Sevgilini yalnız mı bırakacaksın?''

'' Tamam, madem ısrar ediyorsun geleyim o zaman.''

****

KİMSESİZ ADAMLAR [BxB]Where stories live. Discover now