56. Sigara

1.5K 85 3
                                    

Uzay kollarını Can'ın bedenine sarmış, hareketli müziğin ritmini umursamadan yavaşça dans ediyorlardı. Sabaha kadar dans edip eğlenmiş hepsi Eda'nın bitmek tükenmek bilmeyen enerjisinin yanında yorgunluktan ölmüştü.

Sabahın ilk ışıklarında evlere dağılırken Eda, Kerem ile Uzay'a bakıp " Eee ben şimdi hanginiz de kalacağım? Hep beraber kalalım mı? Lütfen lütfen..."  diye çocuk gibi yalvardığında adamlar ona  kıyamamış hepsi birden Kerem'lere gitmişlerdi.

Eda ısrarla salondaki koltukta yatmak isteyince Can'da  Uzay'la beraber misafir odasına geçti. Kerem onlara kendi kıyafetlerinden verirken Eda'ya verdiği kadın kıyafetleri Enes ile Can'ın dikkatinden kaçmadı. Enes'in vücudunda oluşan kıskançlık dalgasını fark eden Kerem, omuzlarını yukarıya doğru kaldırıp "Hayatım valla Eda'nın kendi kıyafetleri buraya gelince giyiyor." deyince Enes derin bir nefes alabilmişti. Bütün gece Eda ile yaptıkları muhabbetlerden sonra iki oğlanın  da kıskançlıkları bir nebze de olsa azalmıştı.

Herkes odasına çekildiğinde Uzay kendini yorgunluktan yatağa atıp, kollarını  sevgilisine doğru açarak " Hadi gel bebeğim hemen uyuyalım çok yorgunum." dediğinde Can, onu hiç bekletmeyip göğsündeki yerini aldı. Normalde olsa hemen uyuyacak olan oğlan bugün yaşadığı şeylerden sonra bir türlü uyuyamıyordu. Uzay'ın sıcacık göğsü bile rahatlamasını sağlamıyordu. Daha fazla bu şekilde duramayıp bahçeye çıkmaya karar verdi. Odadan çıkmadan önce konsolun üzerinde duran Uzay'ın sigara paketinden de tek bir dal aldı yanına. Hava aydınlanmak üzereydi. Gözlerini kapamış sigarasını içerken bir yandan da  kuşların seslerini dinliyordu. Omuzlarında hissettiği ağırlıkla hemen arkasını döndüğünde Eda'nın masmavi gözleriyle karşılaşmayı beklemiyordu.

"Eda!"

"Cannnn! Ne oldu uyku tutmadı mı?"

" Evet uyuyamadım. Biraz temiz hava alırsam belki iyi gelir diye bahçeye çıkayım dedim. Sen neden hala ayaktasın? "

"Lanet jet lag yüzünden."

Eda, birden oğlanın elindeki sigarayı alıp kendi dudaklarına götürdü. Bir nefes çekip tekrar Can'a geri uzattığında oğlan kızın bu rahatlığına şaşırmıştı. Nedense onunla geçirdiği her saniye Can'a iyi gelmeye başlamıştı. Sabahın soğuğunda tek dal sigarayı aralarında döndürerek içiyorlardı.

"Canını sıkan bir şey mi var Can? Bana anlatabilirsin merak etme Uzay'a hiçbir şey söylemem. Eğer sorun Uzay'sa kulağını bile çekerim. " dediğinde, gülüp göz kırptı sarışın kız.

"Yok bir şey gerçekten iyiyim."

"Bir dakika beklesene içeriden bir şey alıp geleceğim." deyip, gitti. 

"Bu senin için." Elindeki hediye paketini uzatırken heyecanlıydı Eda.

"Gerçekten mi? Hiç gerek yoktu ya çok teşekkür ederim Eda."

"Gerçekten. Hem sen benim canımın sevgilisisin o yüzden benim için de çok kıymetlisin ne demek gerek yok!"

Söylediklerinde çok samimi gözüküyordu. Sözleriyle mutlu etmişti Can'ı.

"Hadi açmayacak mısın? Dünyanın öbür ucundan taşıdım bunu" deyip huysuzlandı çocuk gibi.
Onu daha fazla sabırsızlandırmadan paketi açtı oğlan.

Ahşap kutunun içinden çıkan fotoğraf makinesini görünce çok şaşırdı Can.

"Eda ben bunu kabul edemem bu çok değerli."

"Bu benim kendime aldığım ilk makinem benim için çok değerli. Sen de benim için değerlisin o yüzden kabul ettin bile. İtiraz istemiyorum. "Ayağa kalkıp kurumuş ağaçların önüne geçerek poz verdi.

"Hadi çek beni. İlk fotoğrafın ben olmalıyım." deyip yaramaz bir kız çocuğu gibi güldü. Gerçekten Uzay'ların söylediği gibi anlatılmaz biriydi. Makineyi ayarlayıp birkaç tane fotoğrafını çekti oğlan. Hepsinde de saçma sapan pozlar vermiş deli gibi gülüyordu Eda.

''Hadi birlikte de fotoğrafımız olsun!'' deyip makineyi oğlanın elinden aldı. Tam poz vermişlerdi ki birden Eda,  Can'ın yanağını sıkıp yüzünü buruşturmasına sebep oldu. Onun güzel yüzünün yanında Can'ın buruşuk suratı çok komik gözüküyordu.

''Aaaa bu çok iyi çıktı bunu basarım ki ben!'' Kötü kötü gülüyordu.

Can, ne kadar itiraz etse de ona laf anlatmak imkansız gibi bir şeydi.

''Can sana bir şey söylemeliyim.'' Yüzünün aldığı ciddi ifadeye şaşırdı oğlan daha birkaç saniye önce kahkaha atıyordu kız.

''Bir şey mi oldu? Ne  söyleyeceksin?''

''Ben çok açım.''

''Nee?! Bunu mu söyleyecektin? Ben de kötü bir şey var sandım.''

'' Eeee kötü işte açım aç.''

'' Ben de açım.''

'' Resmen bizi aç bırakıp uyudular.''

Sarışın ikili beraber mutfağa gidip yiyecek bir şeyler var mı diye bakındılar.

''Hiç anlamam yemek işlerinden.'' 

''Al benden de o kadar.''

'' Offf Uzay'ın menemeni olsa ne yenirdi şimdi. Uyandırsak mı? ''diye sorduğunda Eda, Can hiç düşünmeden itiraz etti bu fikre.

'' Olmaz! Çok yorgundu uyandırmayalım.''

'' Aman da aman kıyamazmış sevgilisine...''

Buz dolabının önünde dikilmiş ne yapacaklarını düşünürken, arkalarından gelen sesle ikisi de oldukları yerde korkudan sıçradılar.

****

KİMSESİZ ADAMLAR [BxB]Where stories live. Discover now