16. Enes'in kavgası

3.2K 164 9
                                    

Can Uzay ile gününü geçirdigi saatlerde Enes'in de sabahtan beri okulda canı çıkmıştı resmen. Ders sonunda sınıftan birkaç kişiyle kantine gelmiş muhabbet ederken geçen gün Can ve ona laf atan salak tiplerde hemen yan masasında oturuyorlardı.

Arada göz göze geldiklerinde ona bakıp pis pis sırıtıp gülüyorlardı. İçlerinden ikisi Enes'in olduğu masaya yaklaşıp sandalyesini ayağıyla ittirdiğinde oğlan sinirle onlara baktı.

"Siktir git! Bulaşma bana!"

"Ne olur lan bulaşıyorsam senin gibi ibneden mi korkacağım?" deyip kahkaha atmasıyla Enes'in yumruğunu  çocuğun yüzünün ortasına geçirmesi bir olmuştu.

Yere düşmesiyle vurmaya devam etti. Güvenlikler gelip onları ayırmaya çalıştığında dayak yiyen şerefsiz kendinde değildi. Enes'in elleri  kan içindeyken o an gözü hiçbir şey görmüyordu.

Dayak yiyen şerefsizi hastaneye Enes'i de karakola aldılar. Uzay'ı aramak istemiyordum cocuk biliyordu ki o bu işe karışsa olaylar daha da büyürdü. Ona sonradan bir şekilde olan biteni yumuşatarak anlatacaltı. Kerem'in avukat olduğunu bildiğinden onu aramaya karar verdi.

"Oooo Enes Bey. Nasılsınız? Bu şerefi neye borçluyuz?" dedi alaycı bir şekilde Kerem.

"Kerem ben kavga ettim karakolday-" daha cümlesini bitirmeden Kerem araya girdi.

"Hangi karakoldasın Enes? Geliyorum hemen!" dedi az önceki alaylı sesinin aksine şimdi çok ciddiydi.

Ona olduğu yeri söylemiş ellerindeki kurumuş kanları bile yıkayamadan o halde Kerem'i bekliyordu.

Kerem'i gördüğünde hemen yerinden kalktı oğlan. Adam gözlerini çocuğun kanlı ellerine dikmişken epey bi sinirli gözüküyordu. Enes'in dibine kadar girip dikkatlice yüzüne baktı oğlanın Kerem.

"İyi misin?"

"Evet"

"Ne oldu anlat." dedi derin bir nefes alarak.

Sesini çıkarmadan olan biteni dinledi Kerem.

" Bekle beni burada!" deyip içeriye gitikten yarım saat sonra Enes'in yanına geri dönmüştü.

" Ben şimdi hastaneye gidiyorum sen beni burada bekle. Ben gelene kadar da kimseyle konuşmak yok. Anladın mı? " dedi Kerem. Korkutucu ama aynı zamanda da güven vericiydi.

"Tamam " dedi oğlan adamın  gözlerinin içine bakarak. Kerem de ona uzun uzun bakıp elini çocuğun ensesine koyarak yüzüne yaklaştı.

" Hiçbir şey olmayacak. Rahatla güzelim." dedi sessizce.

Güzelim mi?

Enes, iki saate yakın Kerem'i beklemişti. Sandalye başında bitkij halde dururken bir anda karşısında Kerem'i görünce derin bir nefes aldı.

"Her şeyi hallettim yarım saatlik daha işimiz kaldı sonra çıkacağız buradan. Gel benimle."

İçerideki odaya girdiklerinde Enes ifadesini verip imzaları attıktan sonra birlikte karakoldan çıktılar.

Arabaya gidene kadar Kerem hiç konuşmamış arabaya bindiğinde ise  sinirle çalıştırıp sürmeye başlamıştı. Bir anda arabayı yol kenarına çekip yanındaki oğlana döndü.

"Nasıl böyle bir şey yaparsın!? O şerefsiz yüzünden buraya düşmene değer mi?  Ya sana zarar verseydi? Bu kadar çok mu koyuyor sana ibne denmesi lan!!!" diye bağırırken öfkeden köpürerek elini direksiyona geçirdi Kerem.

Enes, nefes alamamaya başladığından kemerini çözüp kendini zorla arabadan dışarıya attı. Yolun kenarına çöküp derin derin nefesler almaya başladığında ağlamasını durduramıyordu.

O şerefsizi dövdüğü için değil Kerem' in ona böyle bağırması, Uzay'ın olanları duyacak olması yüzünden ağlıyordu. Elindeki suyla Kerem çocuğun yanına geldiğinde kendi elini döktüğü suyla ıslatıp rahatlaması için Enes'in yüzüne sürüyordu.

" Tamam... ağlama, bağırmakil istemedim." deyip Enes'e sarılınca Enes de ona sarıldı.

"Uzay duyunca çok kızacak."

" Sikmişim Uzay'ı! Önemli olan senin iyi olman. Hadi gel şimdi..."

Enes'i arabaya bindirip kemerini bağladı. Kapısını kapatıp o da arabaya biner binmez sürmeye başladı. Bilmediği bir yere gelmişti Enes. Bahçe içinden ilerleyip eve girdiklerinde sesini çıkarmadan onu takip ediyordu oğlan. Kerem ona banyoyu gösterip içeriye geçti.

Enes, elini yüzümü yıkayıp salona geldiğinde Kerem, onu elinde ilk yardım seti ile bekliyordu. Elinin üzerindeki yaraları temizleyip sardıktan sonra saçını kulağının arkasına itip şakağından öptü oğlanı adam.

"Biraz dinlen."

Enes, koltuğa uzandığı gibi hemen uyuya kalmıştı.  Uyandığında ise saat epey bi geç olmuştu. Yerinden fırlayıp "Can evde tek başına!" deyip gitmek için toparlanmaya başladığında Kerem " Ben Uzay'la konuştum. Can'ın yanında olacak bu gece gitmene gerek yok"  dedi.

"Anlattın mı olanları Uzay'a?"

" Anlattım. Çok kızdı."

Üzülerek başını öne eğdiğinde Kerem gidip  çocuğun yanına oturdu.

"Can'ın duymaması lazım yoksa kendini suçlar."

"Merak etme Can'a olanlardan bahsetmeyecek."

Sessizce kafasını salladı oğlan. 

Kerem mutfakta ikisine de bir şeyler hazırlarken Enes de onun yanına gidip sırtımı duvara dayayarak adamı izlemeye başladı. Kerem elindeki işi bırakıp ona doğru yaklaşınca oğlanın yüzüne düşen saçları geriye itip yavaşça yanağından öptü.

"İyisin di mi? "

Kafasını salladı sessizce. Hala öpücüğün şokundayken birlikte yemek yiyip daha sonra salona geçtiler.

" Film izleyelim mi? "

" Olur."

İkisi de koltukta yan yana oturup filmi izlemeye başlamışlardı ama Enes şu an  filmden çok yanındaki adamdan başka bir şey düşünemiyordu. Adamın tavırları mı çok rahattı yoksa kendi mi adama yükseldiğinden her şeyi faklı bir yöne çekiyordu anlayamıyordu çocuk. 

Saat çok geç olmuştu.

" Artık uyumalısın. Yarın okulun var."

" Okula gitmek istemiyorum" dediğinde Enes, Kerem sinirli bir şekilde ona döndü.

" Öyle bir şey olmayacak Enes! Okula gideceksin! Her zorlukta böyle kaçacak mısın?"

" Hayır kaçmıyorum. Sadece bir iki gün okula gitmek istemiyorum. Son zamanlarda yaşadığım şeyler çok ağır gelmeye başladı. Yoruldum. Anlamıyor musun?"

Biraz yüzüne bakıp olur anlamında kafasını salladı Kerem.

"Tamam o zaman yarın istersen birlikte vakit geçirelim biraz ne dersin? "

" Olur."

Kerem, Enes'i misafir odasındaki yatağa yatmasını izlerken yavaşça yanına oturup oğlanın saçlarını geriye yatırdı. Yüzünü hafifçe okşayıp alnıma öpücük kondurduğunda bu yakın halleri Enes'i acayip etkiliyordu.

"İyi geceler güzellik. " deyip kendi odasına gittiğinde Enes hala onu  düşünüyordu. Daha yeni tanışmış olmalarına rağmen neden ona karşı bu kadar yakın davrandığını anlayamıyordu Enes ama şikayetçi miydi? Hayir. Hatta bu temaslar hoşuna bile gitmeye başlamıştı oğlanın.

****

KİMSESİZ ADAMLAR [BxB]Where stories live. Discover now