12. Kahvaltı

3.5K 197 12
                                    

Enes'in adamalara olan atarından sonra odada sessizlik hakimdi. Sessiz bir şekilde salona gelen Can, kapının girişinde düşen eşofmanın belinden tutmuş ayakta dururken onun gelmesiyle Uzay  hemen bakışlarını çocuğa dikip dünden daha iyi olduğunu görünce rahat bir nefes alabilmişti.

"Size kahve getirdik" deyip masanın üstündeki kahveleri işaret edince Kerem, Can'ın ağzından ufak bir sevinç çığlığı kaçmış iki eliyle hemen ağzını kapatmıştı. Odadaki herkes onun bu haline gülünce oğlanın yanakları kızarmadan edemedi. Tabi onun bu tatlı hallerinin kızaran yanaklarının Uzay da nasıl bir etki bıraktığının farkında bile değildi.

Masanın üzerindeki kahvesini alıp koltuklardan birine dizlerini kendisine çekerek oturduğunda ilk yudumunu alırken damağına yayılan güzel tadla gözlerini kapatmış yüzünde kocaman bir gülümseme oluşmuştu. Uzay, onun bu halini hayranlıkla izliyordu farkında olmadan dudağının yanları yukarıya bile kıvrılmıştı. Can tam gözlerini açtığında ona gülümseyerek bakan adamı görünce heyecanla bakışlarını başka yere kaçırmıştı.

"Yine de kahvaltını yapacaksın Cancan!"dedi Enes.

"Ama Enesss daha çok erken." diye huysuzlandı Can.

"Dışarıda açık havada güzel bir kahvaltıya ne dersiniz? "diye sordu Kerem, Enes'e doğru bakarak.

Enes, Kerem'e dönüp " Bana uyar." dediginde, Kerem diğerlerinin fikrini bile merak etmeden ayaklandı.

"O zaman kahvaltıya gidiyoruz. "

"Ama benim giyecek bir şeyim yok ki!" deyince Can, Uzay yerdeki çantaları gösterip "Ben gelirken bir sana şeyler getirdim" deyince Can, heyecanla yerinden kalkıp belinden düşen eşofmanı sıkıca tutarak yerdeki çantaların yanına gitti. Bu hali odadakileri yine güldürmüştü.

" Çok teşekkür ederim. Çok düşüncelisin Uzay..." deyip kocaman gülümsedi Can, Uzay'ın gözlerinin içine baka baka. Kaç yaşında adam boncuk boncuk bakan mavilerin karşısında adeta erişmişti.

Can, çantaları alıp yatak odasına gittiğinde kıyafetlere tek tek bakıp hepsini aynanın karşısında üstüne tutuyordu. Hepsi çok güzeldi. "Tam benim tarzım" diye geçirdi içinden. Uzay'ın bu kadar düşünceli olmasına şaşırmış aynada kendine bakarken bir anda Uzay'ı düşünmeye başlamıştı.

İçlerinden en beğendiklerini giyip salona döndüğünde " Nasıl olmuşum?" diye sordu, çocuksu bir tavırla. Aslında sorunun muhatabı Uzay'dı. Ama o birkaç saniye Can'a bakıp kafasını eğince Can da diğer adamlara baktı.

"Cancan bu ne güzellik." deyip yanağından makas alınca Enes
anında Uzay'ın çenesi sinirle kasılmış hızla ayağa kalkıp kapıya doğru yürümüştü.
Tam odadan çıkacakken Uzay'ın kolundan tuttu Can. Sorusunun cevabını Uzay'dan duymak istiyordu. O almıştı üstündekileri haliyle de o beğensin istiyordu.

"Güzel olmuş muyum Uzay?" diye sordu utanarak Can.

Uzay duyduğu sesle olduğu yerde durup yavaşça arkasını dönerek Can'ın yüzüne baktığında olumlu anlamda kafasını salladı. Az önce kasılan yüzü normale dönmüş şimdi birbirlerinin gözlerinin içine bakıyorlardı.

"Çok güzel. "

" Allah kahretsin ki çok güzel olmuşsun Can. Çok güzelsin" diye geçirdi içinden.

Evden çıktıklarında Kerem ve Enes asansöre binerken Uzay ve Can merdivenlerden birlikte inmeyen başladılar.

Can, önden Uzay arkasından gelirken Can birden durup arkasını döndü.

"Sende mi asansörden korkuyorsun Uzay?"

"Evet." Dedi yalnızca adam mavilere bakarak.

İkisi de sessizce merdivenleri inip diğerlerinin yanına gittiklerinde birlikte açık havada sakin bir yere gelmişlerdi.

KİMSESİZ ADAMLAR [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin