49. Kötü Biri

1.7K 92 0
                                    

Duyduğu şeyle şok olmuştu Uzay. Tahminleri doğru çıkmıştı ama ortada Can'ın ölmeyi isteyeceği kadar ciddi bir şey olduğunu hiç düşünmemişti. Kalbi sıkışıyordu. Küçücük bedeni kollarında titrerken çaresiz hissediyordu kendini.

Ne yapmıştı da Can'ı bu hale getirmişti? Bin tane soru kafasının içinde dolaşırken Can' a nasıl yaklaşacağını bilmiyordu.

'' Ne yaptı bebeğim baban sana bana anlatmak ister misin?'' İçini çeke çeke ağlıyordu kollarındaki çocuk.

'' Böyle olduğum için benden nefret ediyor.'' duyduklarıyla tüm vücudu kasılmıştı. Şimdi daha iyi anlıyordu Can'ın neden sürekli kendini kısıtladığını, insanların ne diyeceğinden tedirgin olmasının  sebebi buydu demek.

'' Bebeğim sen yanlış bir şey yapmıyorsun. Babanın sana böyle davranması onun hatası.''

'' Bilmiyorsun Uzay onu tanımıyorsun. O çok kötü biri. Ondan nefret ediyorum.''

'' Bana doğruyu söyle sana hiç zarar verdi mi? ''

Can, Uzay'ın sorusuyla adamın kollarında titredi. Gözlerinin içine bakarken kafasını önüne eğip başını salladı. Şu an o kadar öfkeliydi ki Uzay o şerefsizi bulup yaptıklarını burnundan fitil fitil getirmek istiyordu. Zarar vermişti onun dokunmaya kıyamadığı küçüğüne.

'' Seni hiç arıyor mu peki? Bu mesaj atan baban olabilir mi? ''

'' O beni aramaz. Böyle mesajlar atmaz direk ne yapacaksa yapar. ''

'' Neden seni aramaz bebeğim görüşmüyor musun ailenden kimseyle?''

'' Bunları konuşabilecek gibi hissetmiyorum Uzay. Her şey çok yeni hazır değilim konuşmaya.''

'' Tamam. Tamam sen ne zaman istersen o zaman konuşuruz. Ben seni her zaman dinlerim tamam mı?'' kafasını salladı sessizce. Ne yapacağını nasıl davranacağını bilmiyordu. Önce şu telefondan yazan pisliğe ulaşıp o sorunu çözmeliydi ki Can rahatlasın.

Can'ı kucağına alıp yatak odasına doğru götürdüğünde yavaşça yatağa uzanıp göğsüne yatırdı. Bir süre sonra da uyuya kaldı oğlan. Güzel suratı gördüğü kabuslarla kasılıyordu. Kollarının arasına alıp saçlarını severek rahatlatamaya çalışsa da çok işe yaramıyordu. Bütün gece başında bekledi sevgilisinin.

Sabah Kerem'i arayıp olan biteni anlatmıştı. O yüzden bugün ikisinin de güvenliği için okula Uzay ben bırakacaktı. Enes, Can'ın elini tutmuş onu rahatlatmaya çalışıyorken okulun önüne geldiklerinde o da çocuklarla beraber arabadan indi.

'' Biz kim olduğunu bulana kadar lütfen dikkatli olun. Birlikte gezin ayrı kalmayın. Okul çıkışında Kerem sizi alacak. Anlaştık mı?''

İkisi de tedirgince kafasını salladı. Kollarını açıp ikisine birden sarıldı Uzay.

'' Sizi çok seviyorum.'' deyip bir süre daha sarılı kaldıktan sonra ayrılıp yolda Kerem'i aradı.

'' Nedir son durum var mı bi haber?''

'' Savcılığı filan işin içine katmadan halletmeye çalışıyorum. Birine ulaştım ama emin değilim numara Muğla'da bir kadının üzerine kayıtlı araştırıyoruz akşam olmadan buluruz.''

'' Demek ki Can'ı önceden tanıyan biri. Bizi de bildiğine göre takip ettiriyor.''

'' Aynen. Her kimse okuldan bağlantısı var.''

'' Tamam. Akşam olmadan bulalım şu pisliği.''

Okul çıkış saatinde Kerem'in işleri uzadığı için Enes ile Can 'ı Uzay aldı. Hep birlikte marinaya geçtiklerinde bu gece teknede kalacaklardı. Can'ın keyfi denizi görünce hemen yerine gelmişti.

'' Çok mu seviyorsun denizde olmayı?'' diye sordu Uzay.

'' Evet çok küçük yaşlarımdan beri denizle iç içeyim buraya gelmeden önce de kitesurf yapıyordum.''

'' Bebeğim bu harika istersen yine gidip yapabiliriz.''

''Harika olur'

Yemeklerini yedikten sonra muhabbete dalmış saat baya geç olmuştu. Kerem nihayet gelmiş, hepsi onun ne söyleyeceğini merakla bekliyordu.

'' Mert Erkmen diye birini tanıyor musun Can'cım?''

Duyduğu isimle Can şok oldu. Olduğu yerden kalkıp koşarak tuvalete gittiğinde, Enes ile Uzay da peşinden gittiler. Lavaboya eğilmiş kusarken alnındaki saçları geriye doğru çekip sırtından tuttu oğlanı Uzay. Enes'in getirdiği suyu ona uzatıp içirdikten sonra kucağına alıp içeri taşıdı.

'' İyi misin bebeğim? Ne oldu birden?'' Can ağlıyordu.

'' Her şey onun yüzünden oldu Uzay. Size de zarar verecek.'' diye sayıklıyordu.

'' Hayır bitanem bize zarar veremez ne olduğunu anlat hadi ''

'' Onun yüzünden babam her şeyi öğrendi O yüzden bu haldeyim her şey onun yüzünden. Babam kötü biri duyarsa size de zarar verir. ''

'' Sakin ol bitanem hiçbir şey olmayacak.'' 

'' En azından kim olduğunu biliyoruz ona göre önlemimizi alırız. Daha fazla Can'ın üzerine gitmeyelim çok kötü oldu çocuk.'' dedi Kerem. Can'ı kucağına alıp yatağına götürdüğünde Uzay ağlaması durmuştu. Beş dakika sonra Enes gelip kapıyı çaldığında elinde ıhlamur vardı.

'' Sadece bunu bulabildim içsin mutlaka midesine iyi gelir.'' dedi düşünceli oğlan. Uzay, elindeki bardağı alıp kenara koyduktan sonra ona sıkıca sarıldı.

'' İyi ki varsın Enes'im.''

'' Teşekkür etmek yok Uzay Bey unuttunuz mu?'' deyip içeri gitti.

'' Hadi bebeğim iç biraz bu sana iyi gelir.'' deyip bardağı küçük dudaklarına yaklaştırdı. Birkaç yudum aldıktan sonra ona baktı Can.

'' Lisedeyken bana kafayı takmıştı. Ona hiç karşılık vermeyince aileme benimle ilgili saçma sapan şeyler anlattı. O adam bunları duyunca bana çok kötü şeyler yaptı. Bana nasıl ulaştı, nasıl buldu bilmiyorum. Daha önceden beni hiç tehdit etmemişti. Onun olabileceğini düşünmemiştim.''

Sevgilisine birinin takık olması onu kıskandırsa da onun yüzünden acılar çekmesi delirmesine yetmişti. Kamaranın içinde duramıyordu ama Can'ı bu halde burada da bırakmak istemiyordu.

'' Gel bebeğim dışarı çıkıp biraz temiz hava alalım.''

Teknenin ön tarafına çıktıklarında Can'a sırtından sarılıp boynunu öptü. Güzel kokusu rahatlatıyordu onu.

''Uzay''

'' Efendim bebeğim?'' Hala ona sarılıp kokusunu içine çekiyordu.

'' Mert' i bulunca ne yapacaksınız?

'' Yaptığının bedelini ödeyecek!'' Cevabını duyunca, Can kollarının arasında titredi.

'' Duyduğunda O beni öldürecek! ''

'' Kim?''

***

KİMSESİZ ADAMLAR [BxB]Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon