86. Benim Yüzünden

1.3K 81 24
                                    

Can, babasının gözlerinin içine bakıyordu.  Bu bugüne kadar pek cesaret gösterebildiği bir şey değildi ama Can da değişmişti artık ona karşı. Bu acımasız adamın ona yapacaklarından artık eskisi kadar korkmuyordu. Devran cevap vermedikçe ortamdaki gerginlik seviyesi daha da artmaya başlamıştı.

"Bana hesap mı soruyorsun lan sen!"

"Merak ediyorum."

"Bak Can beni zorlama! Sabrım taşınca sana nasıl sevgimi gösterdiğimi unuttun herhal--!" Dişlerinin arasından sinirle Can'ı tehdit ederken daha cümlesini tamamlamadan Mert, nereden bulduğunu bilmedikleri silahı yattığı yerden Devran'a doğrultup alayla konuştu.

"Devran amcacıııığğııımmm. Sen az önce Can'ı tehdit mi ettin yoksa bana mı öyle geldi? Hıı? "

"Sen bana silah mı çekiyorsun lan piç kurusu! Yaşatır mıyım ben seni bu saatten sonra!" Devran da belindeki silahı çekip Mert'e yöneltmişti. Can, hemen Mert'in yanına gidip " Mert indir silahını lütfen yanlış bir şey yapma, lütfen"

Mert'in yüzündeki alaylı ifadesi gitmiş yerini ciddi bir hal almıştı. Hala silahını Devran'a doğru tutuyordu.

" Eğer ki bir daha Can'ı tehdit edersen, onun kılına bile zarar gelirse yemin ederim seni gebertirim." 

Devran, duyduklarıyla daha da sinirlenmişti. Üzerlerinee yürüyüp Can'ı boğazından yakalayarak silahını sarışın oğlanın kafasına dayadı. Eda, korkuyla çığlık atarken Enes, Can'a doğru adımını atmıştı ki Kerem, onu kolundan tuttuğu gibi arkasına aldı. Mert, ağrılarına rağmen yattığı yerden zorla da olsa kalkıp silahını Devran'a doğrulturken zorla ayakta durmaya çalışıyordu. Acıdan yüzü bembeyaz olmuştu.

"Devran indir silahını kendi oğlunu mu vuracaksın?" diye bağırdı, Kerem.

"Seni yaşatmayacağım Devran! Allah'ıma kitabıma seni ben öldüreceğim! "Mert öfkeyle bağırırken Kerem de susması için ona bağırdı.

Can, babası olacak adamın kafasına silah dayamasından korkmuyordu. Şu an tek korkusu bu odadakilerden birine onun yüzünden zarar gelecek olmasıydı.

" Mert indir silahını! Lütfen." diye bağırdığında Can, gözü dönmüş oğlan tabi ki onu dinlemedi. Yine transa girmiş gibiydi.

Eda, ağlayarak Mert'e yaklaştı. O an onun kendinde olmadığını o da fark etmişti. "Mert bana bak!" Mert ise Eda'yı duymuyor, gözlerini ayırmadan Devran'a bakıyordu.  Can sıkılmıştı bu çakma düellodan. Ne olacaksa olsun artık diye atağa geçti.

"Yeter! Sık sıkacaksan! Durma sık artık!Neyi bekliyorsun baba? Sık bitir işimi. Sen de rahat et ben de rahat edeyim artık. Sen yapmazsan eğer ben yapacağım çünkü. Yoruldum artık!" Nefes alışları zorlaşırken yine o lanet uğultu kulaklarında yankılandı... 

" Sıksana lan! Sık diyorum!" 

"Can!"

Boğazı yırtılacak derecede bağırıyordu Can. Sinir krizi geçiriyordu sanırım. Babasının boğazındaki elini var gücüyle tutup çekti. Diğerlerinin ne durumda olduğunun farkında değilken tek düşünebildiği babasının elindeki silahı alıp kendi kafasına sıkmaktı. Devran, onun böyle bir şey yapacağını beklemediği için  Can, eline doğru atılıp silahı almaya çalıştıkça ona karşı koyuyor, vermiyordu. Şu an bu küçük hastane odasında silah için babasıyla boğuşurken "Can bırak! Bırak dedim sana!" diye bağırıyordu Devran.

 Ya Can ölecekti ya da o ölecekti sonuç hiç umurunda değildi sarışın oğlanın. Devran ölürse en azından bir kötülük daha yok olurdu dünyadan. Ellerinin arasındaki soğuk metalden çıkan yüksek ses ile titredi elleri. Ses öyle güçlüydü ki Can'ın kulaklarındaki uğultuyu bile bastırmıştı. Devran, hareket etmeden öylece Can'a bakıyordu ne olduğunu anlamaya çalışarak. Can da ona. Daha onlar ne olduğunu bile anlamadan birkaç saniye için de Kerem ile Enes'in "Eda!" diye bağırdığını duyduğunda Can arkasını döndü. Eda yere düştüğünde Devran hala birleşik olan ellerinin arasındaki silahı yere attığı gibi yerdeki kızın yanına koştu. 

"Eda!!! Yok bir şeyin iyi olacaksın!"

"Dokunma ona çek ellerini üzerinden!" diye adeta kükredi Kerem. 

Can, olduğu yerde adeta donup kalmış olan biteni izliyordu. Her şeyin onun yüzünden olduğuna saniyeler içinde kendini ikna etmişti.  Devran, Kerem'in bağırışlarını umursamadan Eda'yı kucağına alıp hızla odadan çıkarken Kerem ile Enes de adamın peşinden gitmişlerdi. Can ise hala aynı yerde Eda'nın az önce düştüğü yerdeki boşluğa bakıyordu.

"Can! CAN!"

Bakışlarını Mert' e çevirdiğinde kireç gibi olmuş suratıyla bayıldı bayılacak halde olan yaralı oğlanı gördü. Zor da olsa sonunda beyni bacaklarına komut vermiş ona doğru adımını atmıştı.

"Gel buraya!"

Mert'in komutuyla ona doğru  gitti.Dogru düzgün düşünemiyorduki. Mert, dibine kadar gelen oğlana son kalan gücüyle sıkıca sarıldığında bu sefer o Can'ın saçlarından öpmüştü.

"Senin suçun değil canımın içi. Ağlama ne olur..."

****

KİMSESİZ ADAMLAR [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin