25. Sevgilim

2.8K 132 6
                                    

Uzay, bebeğini bütün gece kollarında uyutmuşken şimdi oğlanın ılık nefesi çıplak göğsüne vuruyordu. Sarı saçları dağılmış pembe dudakları şişmişti. Uykusunun çok ağır olduğunu anlamıştı. Can göğsünde uyurken iki kere telefonu çalsa da uyanmamıştı oğlan.


Saat 11:00 'e gelirken Can'ı uyandırmaya karar verip saçlarını yavaş yavaş okşayarak öptü.

"Bebeğim... Artık kalkmalısın." Göğsünde kımıldandı ağzından mırıltılar çıktı fakat uyanmadı.

"Bu hallerin de çok güzelmiş."

"Hadi uyan bitanem."

"5 dakika daha." dedi gözlerini açmadan Can.

Uzay, anladı ki bu şekilde uyanamayacak oğlanı kucağına aldığı gibi yataktan kalktı ama Can da tık yoktu hala uyumaya devam ediyordu.

Banyoya gittiklerinde üzerlerinde sadece boxerları vardı. Suyun sıcaklığını ayarlayıp Can kucağındayken küvetin içine girdi adam. Can bedenine değen suyu hissedince gözlerini açtı nerede olduğunu anlamaya çalışan gözlerle Uzay'a baktı birkaç saniye.

"Günaydın uykucu. Uykun hep böyle ağır mı yoksa dün çok yoruldun diye mi uyanamıyorsun?" deyip dudağından öptü sarışın oğlanı.

Can tek kelime etmeden kafasını adamın omuzuna koyup, kucağında rahat edebileceği şekilde yerleştikten sonra tekrar gözlerini kapadı.

"Cann!!! Yine mi uyudun!" deyip kahkaha attığında kalın sesi banyoda yankılanmıştı adamın.

"Seni yerim çocuk beni böyle çıldırtma! Nasıl bu kadar tatlı olabiliyorsun sen ya!" deyip yanaklarını ısırmaya başladığında Can hemen huysuzlandı.

"Tamam ya tamam uyandım işte off! " dedi uykulu gözlerle huysuzca.

Sarılıp öptü her yerinden Uzay. Koala gibi bedenine sarılmış oğlan hiç hareket etmiyordu. Kucağından indirmeden birlikte yıkanmışlar ardından da Can'ın sarı saçlarını kuruttuktan sonra onun yatağına uzanıp güzel çocuğun giyinmesini izledi. Onu giyinirken izlemek çok hoşuna gidiyordu Uzay'ın. Aynanın karşısında kendisine bakışı, arkadan gördüğü güzel kalçası...

Can, yatağa gelip göğsüne uzandığında niyeti yine uyumaktı. Uzay hemen ona  sarılıp kokusunu içine çekti.

"Yine çok güzel oldun. Mis gibi kokuyorsun. "dediğinde Can yattığı yerden adamı göğsünden öptü.

Uzay yatağın başucunda duran komidinin üzerinde siyah oje gördüğünde aklından "Ne çok yakışır benim küçüğümün güzel ellerine" diye geçirip ojeyi eline alırken Can'a fark ettirmeden cebin koymuştu.

"Can tekneye gidelim mi? Kahvaltıyı orada yaparız istersen?" diye sorduğunda Uzay, az önce uyuklayan çocuk kafasını hızla yattığı göğüsten kaldırıp heyecanla "Evet evet gidelim "dedi.

"Tamam bebeğim. Kerem ile Enes de barışmışlar. İstersen onları da çağırabiliriz."

"Evet çağıralım çok güzel olur." dedi adama sarılarak.

"Ama üstüne daha kalın bir şeyler giymelisin. Duş aldın hasta olursun yoksa."

"Tamam" deyip yerinden fırladı Can. Uykulu halinden eser yoktu.

Dolabının kapısını açıp içinden açık mavi pelüş sweatshirtü çıkarıp giydiğinde teninin beyazlığına çok yakışmıştı üzerindeki. Oyuncak bebek gibiydi şu an. Altındaki şortu bir hamleyle çıkarıp dolaba doğru eğildi.

Küçük çamaşırıyla eğilmiş güzel kalçasını görünce Uzay, dudağını ısırmış içi gitmişti şu görüntüye. Yerinden kalkıp ona yaklaşarak kalçasının iki yanından elleriyle tutup kendine doğru çekti. Anında sertleşmişti. Üzerinde bir şey olmadan kalçasını hissetmek çok hoşuna gitmişti adamın.

Can başını kaldırıp ona bakarak gülümserken kalçasındaki sertliği hissetmiş, kendini Uzay'ın erkekliğime doğru bastırmıştı. Adamın elleri hemen oğlanın kasıklarına gitmişti. Her hali onu azdırıyordu.Kulağına doğru edildiğinde derin bir nefes aldı Uzay.

" İçinde olmak istiyorum Can. Gitmesek mi? "

Olur anlamında kafasını salladı oğlan. Gözlerini kapamış  küçük ellerini Uzay'ın ellerinin üzerine koymuş kasıklarına doğru bastırıyordu. Adamın dudakları çocuğun şakağından çenesinr oradan da boynuna kadar kayıyor omzu ile boynunun tam birleşim yerinden ısırınca oğlanın inlemesiyle daha bir fena oluyordu.

" Çok istiyorum içinde olmayı ama bugün olmaz bebeğim. Hala ağrın var. Hem şimdi dışarıya çıkacağız. Tüm gününü ağrılı bir şekilde geçirmek istemezsin di mi?" dediğinde kaşlarını çatıp, kafasını salladı huysuzca.  İkisi de bu kadar yükselmişken bırakmak tabi ki zordu. Ama Uzay'ın her zaman tek önceliği Can'dı.

"Tamam "

"Hem bu kadar masum olup hem de nasıl bu kadar kışkırtıcı olabiliyorsun. Çok şanslıyım." deyip yüzünün her yerini öptüğünde oglan, kendini ondan kurtarmaya çalışmadı bile. Uzay, biraz daha dokunursa dayanamayacağını biliyordu. İsteksizce ondan uzaklaştığında hazırlıklarını tamamlayıp evden çıktılar.

Kerem'leri otoparkta bekliyorlardı. Can. Uzay'ın kolunun altına girmiş bedenine sarılmışken Kerem'le Enes de el ele tutuşmuş bir şekilde apartmandan çıktıklarında keyifleri yerinde gözüküyorlardı.

"Ya üstündekinin sarısı yok muydu Cancan? Tam bir civciv olurdun. Şu tatlılığa bak!" deyip Can'ın yanaklarını sıktığında Enes, Can'da ona sarıldı.

"İyi misin? Seni merak ettim hem de  özledim." deyince Can, Kerem ile Uzay birbirlerine baktı ama artık ortada kıskanılacak bir şey kalmamıştı.

"Daha bir gün bile olmadı bu nasıl sevgi arkadaş! Siz bizi kıskandırmaya mı çalışıyorsunuz? Eğer öyleyse bu konuda baya başarılısınız." dedi kaşlarını çatarak Kerem.

"Özleriz tabi o benim civcivim. Benden ayrı kalamaz." deyip Can'a sıkıca sarılınca Enes, Kerem huysuzlanıp arabaya doğru adımını attığında Enes kahkaha atmıştı.

"Sen de benim sevgilimsin! Gel bakayım kıskanç şey." deyip Kerem'i kolundan tutup kendine çekti.

"S-sevgilim mi? " dedi Kerem.

Gulen yüzüyle heyecandan hemen Enes'e sarılmıştı..

" Ne oldu değil misin yoksa? " dedi Enes kaşlarını çatıp.

" Hayır! Sevgilinim. Uzay ben Enes'in sevgilisiyim duydun mu?" derken koskoca adam çocuk gibi sevinmişti.
Herkes kahkaha atıp arabaya bindi.

Uzay, arabayı kullanırken küçüğü de yanındaydı, Kerem'le Enes de arkada el ele oturuyorlardı.
Can kafasını cama dayamış dışarıyı izlerken "Çok acıktım!" dedi birden.

Şaşırmışlardı. Zorla yemek yediriyorlardı bu çocuğa. Uzay oğlanın elinden tutup dudaklarına doğru getirerek üstünden öptü.

"Az kaldı bebeğim her şey hazır gider gitmez yiyeceksin." dediğinde elini bırakmamıştı.

Can halsiz halsiz kafasını sallarken Uzay'a bakıp sessizce mırıldanarak "Ben seni de yemek istiyorum." dedi. Sanki çok sıradan bir şey söylüyormuş gibi önüne dönüp yine kafasını cama dayadığında adam bu beklemedik sözlerle şok olmuştu. Duyduklarına inanamazken  bu çocuğun hem bu kadar utangaç olup hem de nasıl bu kadar açık sözlü ve kararlı olabildiğine akıl sır erdiremiyordu.

****

KİMSESİZ ADAMLAR [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin