20. NE YAPTIN KENDİNE

3K 149 9
                                    

Sabah olmuş hala Enes'ten haber alamaışlardı. Hastaneler, karakollar daha önce görüştüğü kişilere kadar aradılar fakat oğlan yer yarıldı da içine girmişti sanki.

Enes, sokakları iyi bilirdi. O yüzden onu bulmanın kolay olmayacağını iki adam da iyi biliyordu.

"Dayanamıyorum artık ben çıkıp kendim arayacağım."

Kerem bir hışımla evden fırlayınca Uzay da peşinden kalkıp gitti.

"Kerem! Arabada bekle beni hemen geliyorum!"

Kerem sabırsızca kendini arabaya atarken Uzay da ağlamaktan yorulmuş koltukta uyuya kalmış Can'ın yanına gitti.. Kucağına alıp arabaya bindirdiğinde gözlerin aralayan oğlan ilk sorduğu soru "Buldunuz mu?" olmuştu.

"Daha bulamadık bebeğim. Seni şimdi evine bırakacağım. Tamam mı?" dediğine hemen itiraz etti Can.

"Ben de gelmek istiyorum."

"Can'ım sen evde bizi bekle. Söz Enes'i bulur bulmaz sana getireceğim. Ben de gidip arayacağım seni oralara yanımda götüremem ki." dediğinde adam oğlan suratını astı ama daha fazla itiraz etmedi. Ayak bağı olmak istemiyordu.

Can'ı eve bıraktıktan sonra birkaç yere baktılar.  Zamanında Enes'i yanıma alırken etrafındaki bazı serseri arkadaşlarıyla tanışmıştı Uzay. Önce onları bulacaktı.

Tüm gün oradan oraya koşturmuş her gittikleri yerden eli boş dönerken saat gece yarısını geçiyordu. Uzay'ın adamları Zeki diye birini bulduklarında çocuğu konuşturmuş gidebileceği yerleri öğrenmişlerdi.

Adreslere tek tek gittiklerinde en son yıkık dökük bir apartmana girmişlerdi. Dairelerin hiçbirinde kapı yoktu. İçerisi leş gibi kokuyor her türlü pislik vardı.

Katlara tek tek bakarken karşılarına çıkan adamı ikisinin de gözleri hiç tutmamıştı.

"Oooo babalık bu ziyaretinizi neye borçluyuz? Köpeğinizi mi kaybettiniz?" dedi kahkaha atarak Çetin.

"Konuşma sikmiyim şimdi belanı! Enes'i gördün mü? " diye sordu Kerem elindeki silahı adamın kafasına dayayarak.

"Hee gördüm ne olacak abisi?"

"Nerede söyle çabuk!" dedi Kerem. Öfkeden deliriyordu.

" Köpeğiniz yukarıda tasmasını iyi bağlayamamışsınız." deyip gevşek gevşek gülerek yanlarından ayrılırken ikisi de yukarıya doğru bütün katları tek tek arayarak çıkmışlardı. Daireleren birine girdiklerinde pis bir yatağın üzerinde duvara sırtını dayamış şekilde baygın yatan Enes'i bulduklarında oğlan kendine gelmiyordu. Kerem, Enes'i kucağına aldığı gibi koşarak merdivenlerden indi. Arabanın arka koltuğuna oturup Enes'in başını kucağına koyduğunda tıpkı onu ilk gördüğü günkü gibiydi.

"Uzay niye gözlerini açmıyor?" diye ağlarken Kerem'in elleri titriyordu. Bir sevdiğini daha kaybedemezdi. En yakın hastane öyle hızlı varmıştı ki kendinde olmayan oğlanı hemen Enes'i içeri almışlardı. Dakikaların geçmek bilmediği bu zamanda nihayet içeriden bir doktorun çıkmasıyla Kerem ve Uzay'ın adamın yanında bilmeleri saniyeler sürmüştü.

"Nasıl oldu, o iyi mi?"

"Hastanın durumu iyi. Birazdan odaya alacağız orada görebilirsiniz."

"Nesi var? Neden bu haldeydi?"

"Kanında uyuşturucu madde tespit ettik. Onun etkisindeydi. Bir saate kendine gelir."

"Uyuşturucu mu?"

Uzay ile Kerem'in başından aşağıya kaynar sular dökülürken Uzay'ın bacaklarından güç kesilmiş kendini sandalyeye bırakmıştı. Kerem desen daha fena bir halde tek yaptığı kendini suçlamaktı.

KİMSESİZ ADAMLAR [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin