31. Özledim

2.5K 104 2
                                    

Can ile Enes sabah okula gittiklerinde milletin tuhaf bakışları üzerlerindeydi. Olanları öğrenmiş olmalıydılar. Enes ile beraber boş bir masaya geçerken Enes, Can'ı tedirgin halini fark etmiş, dikkatini dağıtmak için şakalar yapıyordu ama pek de başarılı olduğu söylenemezdi.

Can, kimseyle göz göze gelmek istemediği için kafasını önüne eğmiş sessizce dersin başlamasını bekliyordu. Oğlanın gözü tırnaklarındaki ojelere takılınca aklına Uzay'ın söyledikleri gelmiş derin bir nefes almıştı.

" Nasıl olmuş?  Uzay sürdü." dedi, ojeli ellerini Enes'e göstererek.

"Şaka yapıyorsun! Siktir! " deyip hayretle ellerine baktı Can'ın.

"Can sen bu adamı çok değiştirdin  oğlum çok aşık lan bu adam sana. "

" Bana seni seviyorum dedi Enes ama ben bir şey diyemedim."

" Sen de  onun gibi hissetmiyor musun?"

" Hayır! Ben de onu seviyorum ama böyle şeyler söyleyemiyorum. Daha önce hiç ilişkim olmadı. Nasıl yaklaşılır nasıl konuşulur bilmiyorum ki! Çok aptalım!"

" Can öncesi önemli değil. İçinden nasıl geliyorsa nasıl hissediyorsan öyle davran. Hem bunu söylemenin yeri ve zamanı yok ki civciv. İçinden geldiği zaman yapıştır gitsin."

" Ben Uzay'ı çok özledim ya!"

Resmen burnunda tütüyordu adamın boynunun kokusu. Ayrı kaldıkları bir gecede kucağına oturup göğsünde uyumayı özlemişti...

" Ben de özledim..." dedi Enes gözü bir yerlere dalarkan.

Onların özlemleri depreşirken adamlarda aynı dertten muzdaripti.

 Uzay, bütün gün çocuklardan bir mesaj ya da arama beklemiş ama gelmemişti. Can'a kırgın olsa da çok özlemişti küçüğünü. Ondan kaçar gibi Enes'in evine gidince sinirden yüzüne bile bakmamıştı ama arabayla biraz yaklaştıklarında ikisi de pişman olmuştu bu yaptıklarına. "

Ona öyle bağırmamalıydım. Kafamı sikim! Tabi benimle eve dönmek istemez!"

Kendi kendine kızarken dün olanların stresini atmak için Kerem' in yanına gitti adam. Kerem ondan daha fena bir haldeydi. Dağılmıştı. Zaten yılın bu zamanlarında hep kötü olur onu toplamak da Uzay'a düşerdi. Şimdi Enes'in olmasıyla daha kolay anlatacağını düşünmüştü Uzay ama tartışmaları kötü zamana denk gelmiş hiç de düşündüğü gibi olmamış iyice dağılmıştı Kerem.

" Ulan Enes bir kere de sakin ol be oğlum! "Diye geçirdi aklından.

Uzun süre sessizce oturmuş Kerem, elinde içkisiyle bahçeyi izliyordu.

''Kerem ben o şerefsizin yanına gidiyorum geliyor musun?''

''Geliyorum.'' dediğinde hemen evden çıkıp arabayı depoya doğru sürdüler.

O pisliği bir köpek gibi boğazından bağlatmıstı Uzay. Onlar depoya gidene kadar çocuklar adamı baya bir hırpalamış her yeri morluk içerisindeydi. Yerde sırtını duvara dayamış öylece yatarken  Uzay içeri girdiğinde karşısına geçip onun zavallı haline baktı. Onu görünce öfkesi daha da katlandığından bacaklarına tekmeyi geçirmesiyle yerdeki şerefsiz korkuyla gözlerini açtı.

Şerefsizin Uzay'ı ilk görüşüydü. Kim olduğunu anlamaya çalışırken Uzay ondan uzaklaşıp üzerindeki ceketi sandalyenin üzerine bıraktı. Gömleğinin kollarını sırayla dirseklerine kadar katlarken aynı şeyi Kerem de yapıyordu. Kerem gülerek '' Gel bakalım Bülent Efendi. Seninle biraz konuşalım.'' deyip Bülent'in boynunu çözdü. Bülent korktuğu için kendini geriye doğru çektiğinde Kerem boğazından tutup adamı duvara yapıştırırken kafasını sertçe duvara vurunca acıyla çığlık attı piç.

KİMSESİZ ADAMLAR [BxB]Where stories live. Discover now